Sanal alemde bilginin efendisi Google

Güncelleme Tarihi:

Sanal alemde bilginin efendisi Google
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2004 01:29

İngilizce’de internette arama yapma anlamına gelen yeni bir kelime türedi. Artık ‘I search / arıyorum’ yerine ‘I Google / Google’lıyorum’ deniliyor. Google dünyanın 1 numaralı arama motoru. Günde 100 milyon soruyu yarım saniyeden kısa zamanda, yüzde 90 ilgili adreslere yönlendiriyor. Aynı zamanda 549 milyon dolar nakte sahip, 25 milyar dolar değerinde bir şirket.

Uzmanına sorarsanız Google internetten sonra çağın en büyük buluşu. Dünyadaki bilgi akışını, dengeleri değiştirdiği, CIA’nın bile ondan yararlandığı söyleniyor. TIME dergisinin dünyayı değiştiren 100 insan arasında saydığı yaratıcıları Lawrence Page ve Sergey Brin, başarılarını insandaki merakın sınırlarını keşfetmelerine borçlu. Bu sayede, artık onları Bill Gates bile kıskanıyor.

1995 Martı’nda, çağımızın icadı internetin kullanım alanını ve anlamını sıradan insanlar için tamamen değiştiren bir buluşun temelleri atıldı. Google yaratıldı. Fikir babası, Amerika’nın en iyi üniversitelerinden Stanford’ın bir kampus tanıtım gezisinde tanışan iki arkadaştı: Sergey Brin ve Lawrence Page.

24 yaşındaki Page Michigan Üniversitesi’nden yeni mezun olmuştu. Yapay zeka ve bilgisayar uzmanı bir babayla üniversitelerde bilgisayar programcılığı dersi veren annenin oğluydu. İlk bilgisayarını 6 yaşındayken edinmişti. Stanford’da bilgisayar mühendisliği üstüne doktora yapmaya hazırlanıyordu. O gün kampusu gezmek, birkaç profesörle tanışmak için Stanford’a gelmişti.

23 yaşındaki Sergey Brin ise Stanford’da bilgisayar mühendisliği master’ı yapıyordu. Moskova’da doğmuş, Musevi olan ailesi 1979’da Amerika’ya göç etmişti. Sergey matematikçi babasından etkilenip üniversitede matematik ve bilgisayar mühendisliği okudu. Maryland Üniversitesi’ni çok yüksek puanla bitirip, ilginç projeler sunduğu için hemen Stanford’a kabul edilmişti.

O gün görevi ziyaretçilere kampusu gezdirmekti. Lawrence ya da kısa adıyla Larry’yi okulun patikalarında gezdirirken sohbete başladı. Ne konuştularsa, tartışmaya dönüştü. Bilgisayar dünyası, eğitim, hava, su... Hiçbir şeyde anlaşamadılar. Birbirlerine ısınamadılar. Aradan zaman geçti. Larry doktoraya kabul edildi. Tekrar karşılaştıklarında yeniden sohbete başladılar. Evet, ayrıldıkları noktalar, birbirlerine karşı şiddetle savundukları zıtlıklar vardı. Ama aralarındaki buz erimeye başlamıştı.

ASLINDA TEZ KONUSUYDU

Sergey ve Larry, bir süre sonra arama motoru oluşturmak üzere çalışmaya başladı. Larry bir zamanlar legolarla bir printer yapmıştı. Bu kez de ustalığını konuşturdu. Ucuz bilgisayarlarla çalışacak yeni bir sunucu ortamı inşa etti. Arkadaşlarının odalarını, üniversitenin bilgisayar departmanını dolaştılar. Kullanılmayan bilgisayarları topladılar. 1996’nın Ocak ayında BackRub çalışmaya başladı.

Yeni arama motorunun şöhreti kampusta hızla yayıldı. ‘Hızlı ve kolay arama yapıyor’ övgüleri artınca hırslı ve mükemmeliyetçi iki arkadaş ellerindeki teknolojiyi geliştirmeye karar verdi. Kredi kartlarını son limitine kadar kullanıp, sistem hafızasını üçe katlayacak teçhizat aldılar. Larry’nin Stanford’daki odasına bir internet üssü kurdular. Bu arada bir de araştırma projesi yazdılar: ‘Bir Ağ Arama Motorunun Anatomisi’. Şöyle başlıyordu: ‘Size bu projede Google’ı sunuyoruz.’

İşler ciddiye binmeye başlamıştı. Bebek doğmak üzereydi, ismi bile vardı. 1 ve onun ardından 100 sıfırın gelmesiyle oluşan rakamın matematiksel terimi. Yani Googol. Birkaç yıl sonra neden bu ismi seçtikleri sorulduğunda ‘Web’deki ve dünyadaki bilgi selini düzenleme amacımıza uygun düşüyordu’ diye cevap verdiler. Google artık hem pratikte hem de teoride vardı ama bunu bir şirkete dönüştürmek akıllarına gelmemişti. Tek dertleri kurdukları sisteme tescil alabilmekti. Bunun için de başka ortaklara ve tabii azımsanmayacak paraya ihtiyaç vardı.

Kapısını ilk çaldıkları kişi dönemin en popüler arama motoru ‘Yahoo!’nun kurucusu David Filo oldu. Hazırladıkları demoyu izlettiler. Basireti bağlanmıştı Filo’nun. Yıllar sonra yatıp kalkıp pişman olacağı söz çıktı ağzından. ‘Çocuklar’ dedi, ‘Siz bunu biraz daha toparlayın, sonra gelin, konuşuruz.’ Aynı hatayı başka şirketler de yaptı. İkiliye, ‘Kullanıcılarımızın pek ihtiyacı yok’ dediler.

100 BİN DOLARLIK ÇEK

İkiliye ilk yardım Stanford profesörlerinden David Cheriton’dan geldi. Bir işi için kampusa gelen Sun Microsystems’ın kurucusu Alman arkadaşı Andy von Becholsteim’la tanıştırdı onları. İkili heyecanla projeyi anlattı. Becholsteim konuşmanın ortalarına doğru ceketinin cebine doğru yöneldi. ‘Güzel, güzel ama diğer randevuma çok geç kalıyorum, detayları sonra anlatırsınız, en iyisi ben size 100 bin dolarlık bir çek yazayım’ dedi. Ve yazdı. Google Inc. adına 100 bin dolar! Yihhuu!

Ama bir dakika, henüz Google Inc. diye bir şirket yoktu ki. Çeki nasıl bozduracaklardı? Hollywood filmlerinden çıkma jestle yazılan çek çekmecede beklemeye alındı. Ailelerden para toplandı. Tam 1 milyon dolar! Ve 7 Eylül 1998’de Google Inc. kuruldu. İlk iş, Amerika’da tüm cin fikirlerin çıktığı mekánlardan birine taşındılar. Bir arkadaşlarından California Menlo Park’taki evinin garajını kiraladılar. Kurutma makinesi, küvet gibi eşyaların arasında artık üç kişi çalışıyorlardı. Teknoloji uzmanı Craig Silverstein (şu anda şirketin teknoloji müdürü) katılmıştı aralarına. Prof. Cheriton ve Becholsteim ise destekleri sayesinde, Google hisselerinden daha sonra tam 30’ar milyon dolar kazanacaklardı.

UNUTTULAR VE KAZANDILAR

Google daha başlangıçta günde 10 bin soruya cevap verebiliyordu. Ancak telaş nedeniyle Google’a ana sayfa tasarımı yaptırmayı unutmuşlardı. Beyaz bir sayfa, logo ve ‘Ara’ tuşuyla yayına başladılar. Reklam dolu, karmaşık arama motorları arasında bir anda ön plana çıktılar. Daha sonra da ana sayfaya ‘Kendimi şanslı hissediyorum’ tuşu dışında hiçbir şey eklemediler.

Basın mucizevi aracı hemen fark etti. USA Today ve Le Monde yazdı. Google, 1999’da personelini üçe katlamıştı, günde 500 bin soruya cevap veriyordu. 7 Haziran’da Silikon Vadisi’nin iki önemli şirketi, 25 milyon dolar ödeyip Sequoia Capital ve Kleiner Perkins Caufield ortakları arasına katıldı. Netscape’ten Omid Kordestani, UC Santa Barbara’dan Urs Hölze’yi transfer ettiler. AOL/Netscape, Google’ı seçince günlük ziyaretçi sayısı 3 milyonu buldu. Artık taşınma vakti gelmişti. Çünkü Sergey, ‘Dört kişi küçücük bir odada çalışıyoruz, tuvalete gitmek isteyen biri diğerinin üstünden atlamak zorunda kalıyor’ diyordu.

California Mountview’de şirketin şimdiki mekanı Googleplex’e taşınıldı. Artık isteyen köpeğiyle işe gelebiliyordu. Girişe bir piyano ve o sırada Google’ın ‘Ara’ boşluğuna yazılan soruların yansıdığı bir ekran konulmuştu. 3-4 kişilik çalışma odalarında koltuklar, büyük lastik toplar, bisikletler vardı. Cilasız tahtadan masaların üstünde Linux OS marka bilgisayarlar duruyordu.

İŞYERİNDE HOKEY OYNANIYOR

Bugün haftada iki kez Googleplex otoparkı boşaltılıyor, hokey maçı yapılıyor. Cumaları açık havada ‘Tanrıya Şükür Bugün Cuma’ toplantıları düzenleniyor. Aşçıları Charlie Ayers, efsane rock grubu Grateful Dead’den transfer. Çalışma ortamının ofise benzemesi için ellerinden geleni yaptıklarını anlatıyor Larry: ‘Çalışanlarla anlaşma yaptık. Rutin işler mesainin dörtte üçünü kapsayacak. Geri kalan zamanda herhangi bir alanda proje geliştirecekler.’

Google, 2000 Mayısı’nda Webby Ödülü’nü aldı. Günde 1 milyar sayfa tarayıp, 18 milyon soruya cevap veren dünyanın en büyük arama motoru olduğunu ilan etti. Çin ve Japonya’daki portallarla anlaşmaları trafiği iyice yoğunlaştırdı. Sergey, ‘Biz kullanıcılarımızı her şeyin üstünde tuttuk’ diyor başarılarının sırrını anlatırken. ‘Bir de internet dünyasını mümkün olduğunca demokratikleştirmeye çalıştık.’

Sergey, demokratikleşmeyi sağlayan Google özelliği PageRank’ten (sayfa sıralaması) sorumlu. Tarama yapılırken en fazla link içeren sayfalar ön plana alınıyor. Ticari amaçla sıralama değiştirilemiyor. Adwords (reklam kelimeleri) sistemi ise sadece arama yapılan konuda reklamların ekrana getirilmesini sağlıyor.

BILL GATES’İN İTİRAFI

Microsoft’un kurucusu, dünyanın en zengin işadamlarından Bill Gates, Dünya Ekonomik Forumu’ndaki konuşmasında, ‘Arama işi önceliklerimizden biri olmalıydı. Hatta ettik. Google kıçımıza tekmeyi bastı’ dedi açıkça.

Ancak başarıya ulaşmak kadar onu korumak da önemliydi. Sergey ve Larry dönem ödevi gibi başladıkları Google’ı profesyonellerin eline teslim etmeleri gerektiğini anlamışlardı. 2001 Ağustosu’nda Novell’in 49 yaşındaki yönetim kurulu üyesi, Princeton mezunu Eric Schmidt şirket başkanlığına getirildi. Page ürünlerden sorumlu Brin, teknolojiden sorumlu kurucu başkanlığı seçti.

2002’de America Online, Google’ı ‘online arama şampiyonu’ ilan etti. 34 milyon üyesini yönlendirdi. Teknoloji devine dönüşen Google, bir yıl sonra alışveriş servisi Froogle’ı, kişisel haber servisi Blogger’ı ve Yahoo’nun e-posta hafızasını üçe katlayan posta servisi G-mail’i hayata geçirdi. Google’ın Türk çalışanlarından Orkut Büyükkökten’in geliştirdiği arkadaşlık sitesi Orkut yayına girdi.

BAŞKALARI DA ZENGİN OLDU

2004 Nisanı’nda şirket halka açılmaya karar verdiğinde Wall Street ve teknoloji borsası Nadaq birbirine düştü. Google hakkında, SEC (ABD’deki Sermaye Piyasası Kurulu) soruşturma başlattı. Şirket 23 milyon hisse senedini yasadışı yollardan çalışanlarına ve danışmanlarına satmakla suçlanıyordu. 18 Ağustos’ta soruşturma bitti, izin çıktı. 108-135 dolar aralığı yerine Google hisseleri 85-90 dolardan Nasdaq’ta satışa sunuldu. İki kafadar 40’ar milyon dolar, tezlerini sundukları Stanford Üniversitesi 15 milyon dolar kazandı. Diğer hissedarlardan Yahoo! 136 milyon, Eric Schmidt 31 milyon dolar, ‘Melek yatırımcılar’ listesindeki golfçü Tiger Woods, basketçi Shaquille O’Neil, Vali Arnold Schwarzenegger ve eski bakanlardan Henry Kissinger ise açıklanmayan miktarda para kazandılar.

Şu anda Larry Page 31, Sergey Brin 30 yaşında. Stanford’daki eğitimlerini yarım bıraktılar. Hálá 2 odalı apartman dairelerinde yaşıyorlar. Ne yatları var ne de villa ve helikopterleri. Çevre dostu yarı elektrikle çalışan Toyota Prius marka birer otomobil kullanıyorlar.

Çok az boş vakitleri var. Akşam yemeklerini genelde Googleplex’de diğer çalışanlarla beraber yiyorlar. Sergey’in aklı fikri trapezde. Larry ise zihin sporlarına meraklı. Google mı? O sağolsun çalışıyor, yorulmayan ve unutmayan bir bilge gibi her gün kendisine yöneltilecek 100 milyondan fazla soruya cevap yetiştiriyor...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!