Güncelleme Tarihi:
O tarihte 15 yaşında olan Akçevre, “Sana cep telefonu vereceğim” diye kandırıldığı Arduç tarafından götürüldüğü boş bir binada bıçaklandığını anlattı. Hürriyet gazetesinin ulaştığı Ordu Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararına göre Özgür Arduç, 8 Ağustos 2005 günü Selimiye Mahallesi’nde Dinçer Akçevre ve arkadaşlarının yanına geldi. Akçevre ifadesinde, Arduç ile aralarında bir husumetin bulunmadığını belirterek, “‘Sana cep telefonu vereceğim’ diyerek beni bir binaya götürdü. Arkadaşım Emre S. de gelmek istedi. Ancak Arduç kabul etmedi. Binaya yalnız şekilde gittik. İlk bıçak darbesinden sonra olanları hatırlamıyorum” dedi.
Olaydan dokuz gün sonra yakalanan Arduç ise ilk ifadelerinde, “Suçu ben işlemedim. Akçevre beni benzetmiş olabilir” diye yalan beyanda bulundu. Son duruşmada ise suçu kabul ederek şöyle devam etti:
“Dinçer ve arkadaşları anneme küfretti. Bundan etkilendiğim ve duyduğum üzüntüden ötürü bally tabir edilen uçucu kimyasal maddeyi çektikten sonra bu durumu sormak için Dinçer’i boş binaya götürdüm. Korkutmak maksadıyla bıçağı dört beş kere salladım. Vurduğumu dahi hatırlamıyorum. Dinçer’in yakınlarının beni öldüreceğini duyup kaçtım. Amacım öldürmek değildi.”
Arduç, 15 Ağustos 2005’te tutuklandı. Dava sonunda Arduç’a ‘öldürmeye teşebbüs’ suçundan 23 yıl hapis cezası verildi.