Sampaio: Aciliyete ihtiyaç var

Sampaio, Çırağan Sarayında başlayan “Medeniyetler İttifakı İkinci Forumu”nun açılış oturumundaki konuşmasında, bütün istekleri ve hedeflerinin daha fazla işbirliği ve daha iyi diyalog olduğunu, küresel kriz ortamındaki zor günler aşmak isteniyorsa, buna ihtiyaç olduğunu söyledi.

Bugünkü gibi kriz dönemlerinde daha işbirliğine dayanan bir tutumu, uluslararası camianın tüm örgütlerinin desteklemesinin, kaynak ve becerileri daha iyi paylaşmanın en önemli şeyler olduğunu vurgulayan Sampaio, “Bu ittifak uzman kuruluşların, kurumların yerine geçmek amacıyla oluşturulmamıştır. Tek amacı bir diyalog platformu olarak hizmet vermektir” diye konuştu.

“Umuyoruz ki bu ikinci ittifak forumu rolünü küresel bir çöpçatan olarak vurgulama fırsatını bulacaktır. Bu sayede uluslararası kurumlarla işbirliği halinde yepyeni projeleri vücuda getirecektir” diyen Sampaio, şunları kaydetti:
“Bugün çok hayati bir dönüm noktasında bulunuyoruz. Uzmanlar belki en ağır finansal krizi yaşadığımızı söylüyorlar, 1929 krizinden sonra. Küresel ekonomideki çalkantılar, çatışmaların çözüme kavuşturulması, bütün bunlar dünyanın istikrar ve güvenliğini tehdit altında tutmaktadır. Ayrıca sürekli terör tehdidi, iklim değişikliği, dünyadaki dengesizlikler, yoksulluğun ve eşitsizliğin şiddet ve nefrete dönüşmesi... Tüm bu gerçekler kendi başlarına endişe ve alarm kaynağı olmaya yeterli. Sadece alarm da değil, bizim için medeniyetler çatışması gibi karanlık bir senaryoya cevap ararken, bazı zihinlerden bunu kaldırmaya ama aciliyet ruhunu da pekiştirmeye çalışıyoruz.”

Aciliyet ruhunun önemli olduğunun altını çizen Sampaio, küresel bilişim çağında herhangi bir yerdeki çatışmanın hemen her yerdeki çatışma niteliğine bürünebildiğini, bu nedenle aciliyete ihtiyaç olduğunu anlattı.

“BARIŞ KÜLTÜRÜNE, İNSAN HAKLARI EĞİTİMİNE YATIRIM VERİMLİ OLACAK”

Sampaio, dünyadaki ekonomik durumun en korunaksızları etkileyeceğini, bunun da radikalleşmeye ve şiddetli çatışmaya yol açabileceğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İkinci Dünya Savaşından sonra milliyetçilik ve korumacılık rejimleri ve totaliter rejimlerdeki artışı unutmayalım. Aciliyete bir şeyden daha ihtiyacımız var, çünkü her toplumun gerisinde bir sosyal pakt yatar. Bu da belli bir aşınmaya uğradığının işaretlerini veriyor, hem de her yerde. Bugün artık göçün ve insan nüfusunun hareketliliğinin ekonomik ve sosyal kalkınmayı zorladığı bir ortamda toplumlarımız, yepyeni kimlik korkularıyla, bölünmüşlüklerle, sorunlarla karşı karşıyadır. Bütün bunlar artan kültürel çeşitlilikle ilgili olmaktadır. Tüm toplumların bir aidiyet hissine ihtiyacı vardır. O toplumların mensuplarının da ortak bir kaderin, paylaşılmış bir geleceğin mensupları olduklarını hissetmeleri gerekir. Ancak spesifik nedenlerle belli toplumlarda bu duygular, tehdit altında. Aciliyete ihtiyacımız var, çünkü siyasi çatışma, doğru kanallardan halledilmediği takdirde toplumlar arasında bir fay hattı oluşturacak ve Müslüman toplumlarla Batı toplumları arasında bir ayrışmaya yol açabilecektir. İşte bu acil durumlar karşısında Medeniyetler İttifakı, yeni bir Birleşmiş Milletler aracı olarak en geniş anlamıyla barışı oluşturmakta... Bugün karşı karşıya bulunduğumuz ortak zorluklara, bir arada yaşama konusundaki hedeflerimize katkı sağlayacak yegane ortamdır. Bölgesel planlar ve stratejiler, kültürler arası diyalog için bizim en temel siyasi aracımızdır. Yeni görüşlere, yeni politikalara ve aslında yenilikçi girişimlere ihtiyacımız var. Esin kaynaklarımızı harekete geçirmeliyiz.”

Yapıcı görüş ayrılığına da yer verilmesi gerektiğine işaret eden Sampaio, barış kültürüne, insan hakları eğitimine ve kültürel çeşitlilikte iyi yönetişime yatırımın son derece verimli olacağını, bundan en fazla gerginlikten muzdarip ülkelerin yararlanacağını söyledi.

Sampaio, “Medeniyetler İttifakı, doğru zamanda atılmış doğru adımdır. Bizler birlikte, el ele, doğru sonuçları elde etmeyi de başaracağız” dedi.