Güncelleme Tarihi:
ŞAM’da insanlar savaş yokmuş gibi yaşamaya çalışsa da çatışmalar her an kendini hissettiriyor. Kentin kırsalında gece başlayan bombalama sesleri merkezde duyuluyor. Sabah, aynı sesler eşliğinde altında Şam Üniversitesi’nin yolunu tutuyoruz.
Şam’ın merkezindeki üniversite son altı yıl boyunca defalarca füze saldırısına uğramış. Bu saldırılarda 2011’den beri 200 civarında öğrenci hayatını kaybetmiş.
2013’te kafeteryaya atılan roket sonucu 11 öğrenci ölmüş. Bombalardan kalan bir parça halen Mimarlık Fakültesi Dekanı’nın odasında duruyor. Çatışmalar ve ölümlere rağmen bu süreçte eğitim bir şekilde devam etmiş. Okulun 300 bin öğrencisi var. Tabii savaş boyunca her iki tarafın cephesinde savaşmak için okulu bırakanlar olmuş. Esad yönetimi ölen ‘asker’ öğrenciler anısına üç yıl önce bir anıt dikmiş. Öğrenciler arasında sıklıkla askerlere de rastlıyoruz.
ÖĞRETİM ÜYELERİ GİTTİ ÖĞRENCİLER KALDI
Dev kampüsün içinde ders notlarını okuyan, bahçede sohbet eden gençlerin yanına yaklaşıyoruz. Gelecekle ilgili hayallerini sorduğumuzda neredeyse hepsinden benzer, çekingen yanıtlar alıyoruz:
“Önce eğitim. Sonra ne olacağına bakacağız.” Sosyal medyada 500 bin takipçisi olan ‘Suriye Üniversitelerinin Nabzı’ platformunun kurucusu Alaa Alshaikh Suriye’deki üniversitelerde öğretim üyelerinin ülkeyi terk ettiğini ama öğrencilerin kaldığını anlatıyor.
BABASIZ ÇOCUKLARA OKUL
Savaş, ülkede pek çok çocuğu da babasız bırakmış. Ancak kan ve gözyaşı Suriye için yeni değil.
1970’te bir askeri darbeyle ülkenin başına gelen rejimin eski lideri Hafız Esad 1971’de bir ‘Şehit Çocukları Okulu’ kurmuş. Bugün de okulun
730 öğrencisi var. Çocukların ‘Anne’ diye seslendiği müdür Shahira Fallouh, 2011’de okulun 730 öğrencisinden 54’ünün ölen askerlerin çocuğu olduğunu ancak bugün manzaranın tamamen değiştiğini anlatıyor: “O kadar artış oldu ki... Burada onlara daha iyi bir gelecek hayali vermeye çalışıyoruz. Şimdiki savaşın çocuklarının 1973’teki savaşta babalarını kaybedenlerden farkı var. 1973’tekiler cephede olan babalarının nasıl öldüğünü görmüyordu. Bu çocuklarsa görüyor çünkü savaşı bizzat kendileri de yaşıyorlar. Bize ailelerin nasıl öldüğünü anlatıyorlar.”
Tabii her acı unutulmuyor. Fallouh anlatıyor: “Bir kız öğrencimiz annesi, ablası ve erkek kardeşiyle Adra’da DEAŞ tarafından kaçırıldı. Üç yıl sonra kızlar ve anne kurtarıldı. Erkek kardeşleri kaldı. Travmadan kurtulamadılar. Aile kızlarını okuldan alıp Adra’ya geri döndü. Okul üç kere saldırıya uğradı. Çocukları davul ve şarkılar eşliğinde sığınağa indirdik.”