Güncelleme Tarihi:
Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aydın, deniz salyasının insan kaynaklı doğa olayı olduğunu söyledi. Karadeniz’e akan evsel ve tarımsal atıkların yanı sıra sanayi, kanalizasyon gibi atıkların denizi kirlettiğini belirten Prof. Dr. Aydın, “Marmara kapalı deniz, Karadeniz de kapalı deniz. Bu sonuç itibarıyla doğa olayı ama bizden kaynaklı etkilerle gerçekleşmiş bir olay. Azot ve fosfor, evsel atık, kimyasal atık, sanayi atıkları ya da tarımsal kaynaklı kirlilikten dolayı oluşan bir olay. Karadeniz’de çay ve fındık tarımında gübre olarak çok fazla miktarda azot ve fosfor kullanılıyor. Dolayısıyla bunlar zamanla belki Marmara kadar yakın bir zamanda böyle etki göstermez ama bu kirliliğe devam edersek yarın öbür gün 3, 5, 30 yıl sonra bunlarla biz de karşı karşıya kalacağız” diye konuştu.
‘STOKLARIMIZ ÇÖKÜYOR’
Karadeniz’deki illerin arıtma sistemini biyolojik arıtma sistemine dönüştürmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Aydın, “Karadeniz’deki bütün illerin arıtma ya da kanalizasyonlarını denize döküyoruz. Düzgün arıtma sistemi de yok zaten. Kanalizasyonları veya arıtmaları derin deşarj, diyerek 20 metre derinliğe gidip bırakıyoruz. Bunların tamamı Karadeniz’i kirletici unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bu arıtmaları biz biyolojik yüksek arıtma sistemine dönüştürmediğimiz müddetçe Karadeniz’de zaman içinde kirlilik unsuru olarak kendini gösterecektir. Bu salya olmaz, başka bir şey olur” dedi.
Balık popülasyonlarının azaldığını da kaydeden Prof. Dr. Aydın, “Her geçen gün Karadeniz’de çöküş var. Nüfus artışı ile kirletme unsurları artıyor. Zamanla Karadeniz daha da kirlenecektir. Balık popülasyonlarımız da her geçen gün azalıyor. Stoklarımızın tamamı çöküş eğiliminde. Eğer hamsiyi 40 TL’ye, 50 TL’ye yiyorsak demek ki Karadeniz sistemi çöküyor. Bunun başka anlamı yok. Deniz salyasının Marmara’da etkisi 5 yıl sürebilir çünkü zemine çökecek bu ve zemin yapısındaki birçok canlının ölmesine neden olacak. Bu zamanla balıkları bile öldürecek. Bütün deniz bitkilerine, süngerlere, kabuklulara, yavaş hareket eden moloz grubu olan salyangozlara, yengeçlere olumsuz etki yapacaktır” diye konuştu.
OKYANUSLAR GÜNÜ’NÜN GÜNDEMİ
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın, BM kararıyla 2008’den bu yana kutlanan 8 Haziran Dünya Okyanuslar Günü’nde düzenleyeceği online panelde Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunu masaya yatırılacak. Panelde TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Turgay Türkyılmaz ve Büyükelçi Çağatay Erciyes konuşma yapacak. TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, şunları söyledi: “Artık okyanusları korumayı konuşacağımız günleri geride bıraktık, şimdi kurumlar ve bireyler olarak harekete geçmenin şart olduğu günlerdeyiz. Çevre felaketlerinin artmasıyla son zamanlarda 8 Haziran Okyanus Günü’ne ilgi büyüyor. Tek içdenizimiz nadide ekosistem Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj artışı, doğal zenginliklerimizi ne kadar hoyrat kullandığımız gerçeğini gözler önüne serdi. Batı Karadeniz, Marmara Denizi ve Kuzey Ege Denizi’ndeki müsilaj sorunu aslında denizlerin korunması sorununu iyi yönetemediğimizi gösteriyor. Ümitsiz olmaya hakkımız yok, yegâne içdenizimizi, yatak odamızı korumak ve kurtarmak zorundayız. Yani biricik Marmara Denizi için daha çok çaba göstereceğiz.”
Eyüp SERBEST / İSTANBUL
İŞTE ‘MÜSİLAJ’ GENELGESİ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum imzasıyla ‘Marmara Denizi Eylem Planı’nın uygulanmasına ilişkin Marmara Denizi’nde kıyısı bulunan 7 il valiliği ve belediye başkanlıkları, ilgili bakanlıklar ve sivil toplum kuruluşlarına genelge gönderildi. Genelgede, Marmara Denizi’nde son günlerde sıcaklık (iklim değişikliği etkisi ile birlikte), deniz suyundaki durağanlık ve azot-fosfor bolluğuna bağlı olarak ortaya çıkan ve doğal yaşamı etkileyen afet niteliğinde müsilaj kirliliği görülmeye başlandığı hatırlatıldı. Kirliliğin giderilmesi amacıyla bakanlık koordinasyonunda Marmara Deniz Havzası’nda yer alan valilikler, yerel yönetimler, ilgili kurum/kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerin katılımlarıyla ‘Marmara Denizi Eylem Planı’ hazırlandığı kaydedildi. Müsilajdan kaynaklanan kirliliğin 7 gün 24 saat esaslı çalışılarak deniz ortamından giderilmesi, toplanması ve yönetimine ilişkin 8 Haziran’da ‘en büyük deniz temizliği seferberliği’ başlatılacağı anımsatıldı. Açıklamada “Tüm çalışmaların izlenmesi, kontrolü ve denetimi Bakanlığımızca yürütülecektir. Bu kapsamda Bakan Yardımcısı başkanlığında İstanbul’da Koordinasyon ve Bilgilendirme Merkezi oluşturulacaktır. İl bazındaki çalışmaların yürütülmesi ve koordinasyonun sağlanması için ise vali başkanlığında Koordinasyon Merkezi oluşturulacaktır” denildi.