Güncelleme Tarihi:
Beyoğlu'nun bir fotoromanı yapıldı ve İstiklal Caddesi'ndeki boy boy panolara basıldı. Bu fotoromanı okumak o kadar zevkli ki, ona baka baka yürüme isteği her an İstiklal Caddesi'nde piyasa yapma nedenlerinizden biri haline gelebilir. Caddeye düşmüş bu fotoromanı gezerken gördük ki, yüzlerce insan da bizimle aynı fikirde.
Haftasonları gidilmesi özellikle hamile kadınlar ve kalp hastaları için kimi tehlikeler arz edebilecek İstiklal Caddesi bu haftasonu daha bir kalabalıktı, hatta üzerinde tuhaf bir heyecan olduğu bile söylenebilirdi. Çünkü cadde hayatında ilk kez bir fotoromana ev sahipliği yapıyordu. Üstelik, kendi serdengeçti hayatını anlatan, kocaman siyah-beyaz bir fotoromana.
‘‘Bir Beyoğlu Fotoromanı'' Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık'ın ‘‘Bir Efsanenin Monografisi-1870Beyoğlu2000'' adı altında dört bir koldan başlattığı etkinliklerden sadece biri, ama görünen o ki en çok ilgi gösterilen ve insanların kayıtsız kalamadığı parçası. O zamana kadar hava koşulları ve insan eliyle tahrip olmamasını umduğumuz bu sokak fotoromanı 6 Ocak'a kadar sürecek.
Galatasaray Meydanı'ndaki özel düzenlemeyle başlayan ve İstiklal Caddesi'nin Tünel-Galatasaray bölümünü kat eden bu açıkhava sergisinde, caddenin kalbine işleyen önemli olaylar, insanlar ve yapılar büyük boy panolarla anlatılıyor. Birbirinden değerli ve anlamlı siyah beyaz fotoğraflara son derece akıcı ve edebi bir dille yazılmış açıklamalar eşlik ediyor. Seyyahların Pera izlenimleri, Türk Edebiyatında Beyoğlu'nu konu alan, Beyoğlu'nda geçen metinlerden yapılan alıntılar da yer alıyor bu panolarda. Beyoğlu'nun en şahsiyet sahibi mekanlarından Markiz'in de özel bir düzenlemeyle bu sergiye katılacağı söylenmişti ama bizim caddeyi ve sergiyi gezdiğimiz sırada Markiz kaderine terk edilmiş haliyle öylece duruyordu.
Proje koordinatörlüğünü Münevver Eminoğlu'nun üstlendiği ‘‘Bir Beyoğlu Fotoromanı'' açıkhava sergisinin tasarımını Hakkı Mısırlıoğlu yapmış. Proje oluşturulurken danışılan isimler arasında Ara Güler, Artun Ünsal, Cengiz Can, Edhem Eldem, Engin Yenal, Ekrem Işın, Murat Belge, Samih Rıfat, Stefanos Yerasimos, Zafer Toprak ve Zeynep Merey Enlil var. Sergide yer alan fotoğraflarsa Ara Güler, Yapı Kredi Selahattin Giz Koleksiyonu, Murat Germen, Aydın Coşkun ve Gökhan Akçura Koleksiyonu'ndan derlenmiş.
Ey yolcu, dur bir bak!
Gelelim izlenimlerimize; öncelikle bu açıkhava sergisinin özellikle hava güzelken inanılmaz sayıda insanı meraklandırdığını söyleyebiliriz. Ancak, insanlarda sergi sadece Galatasaray Meydanı'ndaki düzenlemeden ibaretmiş gibi bir izlenim var. Belki yaya trafiğinin yoğunluğundan, belki de tek başlarına seyrek seyrek durdukları için reklam panosu gibi algılandıklarından, cadde boyundaki panolara takılan pek yok gibi.
Enis Batur, bu serginin açılış toplantısında bir soru üzerine panoların tahrip olabileceği ihtimalini elbette düşündüklerini ve bunu göze aldıklarını söylemişti. İstiklal Caddesi'nden akarken Galatasaray Meydanı'nda ‘‘zınk'' diye duruvuren ve panolara bakan insanlar öyle huşuyla karışık bir saygı içindeydiler ki, insana böyle bir ihtimal gerçekleşmez gibi geliyor. Mesela etrafta ‘‘hişşt dokunmayın, ellemeyin'' yollu hiçbir ibare olmamasına rağmen kimse panoları ellemiyordu. Tamam, kimse Beyoğlu'na inmek için kravat takmamıştı ama o saygı ve huşu havası bulaşıcı gibiydi. Yaşlılar bazı panoları göstererek heyacan içinde, ‘‘Şunu da tanıyorum, bunu da biliyorum'' diye anlattıkça, gençler hiçbir tarih dersinde tatmadıkları bir iştahla soruyordu: ‘‘Yaa, peki o saz çalan kadının adı neydi?''
Beyoğlu’nda gezecek sanaseverlere
Yapı Kredi Kültür Merkezi'nin camlarını boydan boya kaplayan dialar Serkan Özkaya'nın ‘‘Bir Sanat Galerisi'nin Gerçekte Nasıl Olması Gerektiği'' adlı sergisini oluşturuyor. Camın önünden geçenlerin burunlarını dayayarak görmeye çalıştıkları bu iş gece dışarıdan, gündüz içeriden görülebiliyor ama herkes dışarıdan seyretmeyi tercih ediyor.
Ayrıca Beyoğlu'na sanatçı çıkarmaları yapan ve ‘‘1870Beyoğlu2000'' etkinlikleri kapsamında ‘‘Bugünkü Program-Gelecek Program'' düzenlemeleri yapan Füsun Onur ve Gülsün Karamustafa'nın işleri Hacopulo Pasajı'nda, Sarkis'in işleri Elhamra Pasajı'ndaki dükkanlarda görülebilir. Ama dikkat, pasajlar pazar günü kapalı!
Sanata sarılı simit
Elazığlı simitçi Çetin Bulut 23 yaşında ve dört yıldır İstanbul'da. Bulut'un sattığı simitleri sardığı kağıtlar birer sanat yapıtı. Nazlı Eda Noyan'ın Galatasaray simitçilerine dağıttığı kağıtlar ‘‘1870Beyoğlu2000'' kapsamında hazırlanmış, üzerinde onlarca yardım kuruluşunun adresinin ve simitçilerin bulunduğu bir ‘‘farkındalık haritası''. Bulut bu kağıtları kendisine ‘‘bir mahzuru yoksa bunları alın, simit sararsınız'' diyen bir yetkili bayan arkadaşın verdiğini söylüyor. Bulut'tan öğrendiğimize göre simit satın alanlar ‘‘farkındalık haritası''nın farkına pek varmamış, ‘‘Bu nedir diye?'' soran olmamış.
Doğma büyüme İstanbullu olan ve Beyoğlu'nun eski ve yeni zamanlarını çok iyi bilen 70 yaşındaki Orhan Kil, sergideki fotoğrafları çok beğenmiş. Kritik yerlerin ve nirengi noktalarının çok iyi belirlendiğini düşünüyor.
1969'dan Niğde'den İstanbul'a gelen ve o zamandan beri Beyoğlu'nda oturan Salih Akın 45 yaşında. Sergiyi çok beğenen Akın, caddedeki diğer ‘‘işlerin'' farkına varmamış ama bu sergiyi herkese tavsiye edecek.
Sergiyi çok beğenen ama ‘‘gezmesini biraz dolambaçlı'' bulan Ebru Orhan 21 yaşında bir öğrenci. 19 yaşındaki Tuğçe Akbaş ise fırsat buldukça Beyoğlu'na geldiğini ve sergi sayesinde bilmediği şeyler öğrendiğini söylüyor.