Salma Hayek

Tıpkı Meksika'nın yakıcı güneşi gibi... İnsanı iliklerine kadar ısıtan, karşı konulmaz, kuşatıcı, kıpır kıpır...

Meksika'dan Hollywood'a transfer olan genç oyuncu Salma Hayek'i gören hemen herkes böyle düşünüyor. Hayek, Hollywood filmlerinde boy gösteren mavi gözlü sarışın güzellerden çok farklı. Her bakışı cinselliği çağrıştıran büyük kahverengi gözleri, dolgun dudakları, koyu renk ipeksi saçlarıyla, Latin ırkının tüm güzelliğini yansıtıyor. Bir eleştirmenin dediği gibi ‘‘kesinlikle karşı konulmaz bir dişi.’’

Henüz 28 yaşında olan Salma Hayek, Meksika'da doğup büyüdü. Oyunculuk kariyerine de kendi ülkesinde başladı. ‘‘Sinema endüstrisinin ülkemdeki durumu beni tatmin etmedi’’ diyerek anlatmaya başlıyor. ‘‘Aslında Meksika'da da sinema konusunda çok yetenekli insanlar var. Ama maddi yetersizlikler nedeniyle yılda sadece bir ya da iki film çevriliyor. Bu durumda istediğim yere gelebilmem mümkün değildi.’’

Sonrasında çok da fazla düşünmeden Hollywood'da şansını denemeye karar vermiş Hayek. Peki hiç korkmamış mı? Hollywood'un acımasız çarkları arasında eriyip giden binlerce 'yıldızcıktan' biri olabileceğini düşünmemiş mi? ‘‘Korkuyordum, evet. Ama o kadar hırslıydım ki. Hırsım korkudan daha ağır bastı. Bir anlamda Hollywood'a gelmek benim için bir meydan okumaydı.’’

Yüzlerce oyuncuyu geride bırakarak Desperado filminde Antonio Banderas'la birlikte başrolü paylaştı. Daha sonra da Gün Batımından Şafağa adlı filmde yine nefesleri kesti.

Onu en son, ülkemizde Ahmaklar Acele Eder adıyla gösterilen Fools Rush In'de izledik. Yanında yine ünlü oyuncular vardı. Bu, filmin tam da istediği gibi olduğunu söylüyor Hayek. ‘‘Oynadığım her filmle gurur duyuyorum. Ama, Desperado, From Dusk Till Dawn gibi her dakika birinin öldürüldüğü, bir şeylerin patladığı, vurdulu kırdılı filmlerden sonra, daha gerçekçi, günlük hayatın sorunlarını işleyen, gerçek karakterlerle bezenmiş filmler çevirmek istiyordum. Fools Rush In'de böyle bir filmdi.’’

Hayek, Fools Rush In'de 'çok Meksikalı' bir fotoğrafçıyı canlandırdı. Yıldız filmin kendisine en hoş gelen yanının Meksikalılara bakışı olduğunu söylüyor: ‘‘Meksikalılar'ın gangster ya da kötü adam olarak gösterilmemesi çok hoşuma gitti.’’

Hayek şu sıralar, kadın- erkek ilişkilerini konu alan Breaking Up adlı komedide oynuyor.

Bu kadar kararlı ve hırslı bir insanın, günün birinde istediği başarıyı yakalayacağı kuşkusuzdu. Salma Hayek, biraz da şansının yardımıyla belki de beklediğinden daha kısa sürede kendini kabul ettirdi. Şimdi ise en büyük ideali Woody Allen'ın bir filminde oynamak. ‘‘Bunu çok istiyorum. Ama fazla şansım olmadığını da biliyorum’’ diyor. ‘‘Çünkü Woody Allen hep New York hikayeleri çekiyor. Benim gibi Meksika aksanıyla İngilizce konuşan birinin de bu filmlerde oynası çok zor görünüyor.’’

Böylesine güzel bir kadının yaşamını erkeklerden uzak geçirmesi düşünülemez tabii. ‘‘Bir zamanlar ahmaklık derecesinde romantiktim. Ama artık yaşamın gerçeklerini biliyorum’’ diye anlatıyor Hayek. Büyük aşklardan korktuğunu da itiraf ediyor: ‘‘Çünkü böyle bir durumda insan kontrolünü kaybeder, kendisini başkasının ellerine bırakır.’’

Geçmişte tam dört kez nişanlanan Salma Hayek, herşeye karşın aşka olan inancını yitirmemiş. Ama, bunun ilkgençilğindeki gibi körü körüne bir inanç olmadığını da özellikle belirtiyor.

Anlaşılan Salma Hayek, genç erkeklerden çok fazla hoşlanmıyor. Çünkü, 50 yaşında bir 'erkeğinin' olmasını hayal ediyor ve bir sürü de çocuğunun.