Salgın tehlikesi kapıda
Güncelleme Tarihi:
Ankara Tabip Odası (ATO) Genel Sekreteri Doktor Ercan Yavuz yaz aylarıyla beraber ishal, tifo, kolera, dizenteri, hepatit ve beta streptokok (bademcik) gibi hastalıklarda artış beklediklerini belirterek "daha sular kesilmeden 2006 Temmuz ortalamasına göre ishalde artış var. İshal vakaları beklentilerin üzerinde. Geçen yıl bu zamanda yüz hastanın 15'inde ishal tanısı konurken bu yıl yüz hastanın 30'una konulmaya başlandı" diye konuştu.
Bilgilerin kaba gözlemlere dayandığını belirten Dr. Yavuz kendisinin Acilde doktor olarak görev yaptığını hatırlatarak özetle şu uyarılarda bulundu:
OLAĞANDIŞI BİR DURUMDAYIZ
"Sıcaklar artarken sular kesiliyor. Salgın hastalıklar için uygun bir ortam doğuyor. Şu anda bir salgın hastalık yok ancak salgın tehdidiyle karşı karşıya mıyız diye teyakkuz durumdayız. Savaş, deprem su baskını gibi olağandışı durumlarda devreye giren hekimler grubunu toplamaya başladık. Bu grubu enfeksiyon doktorlarıyla destekliyoruz.
VALİLİKTEN BELEDİYEDEN İZİN İSTEDİK
Halkı bilinçlendirmek için broşürler hazırlıyoruz, bilgi toplamaya çalışıyoruz. Öte yandan şehrin çeşitli yerlerindeki billboardları ücretsiz olarak kullanmayı talep ediyoruz. Belediye ve valilikten izin istiyoruz. Halkı bilinçlendirmek, koruyucu önlemleri anlatmak, Olağanüstü bir durumda ne yapmalı bilgilendirmek gerek.
RİSK HER YERDE
İshal ve benzeri vakaları Ankara'nın her yerinde görülüyor. Bu kesintilerden önce başladı çünkü su havzalarında suyun azalmasıyla beraber riskler doğdu. Su azalınca barajlarda metreküp başına suya düşen fiziksel, kimyasal ve biyolojik kir arttı. Su çeşmenin ucuna kirlenmiş olarak geliyor. 6 ay öncesinde şehir sebekesinde görülen temiz suyu şu anda göremiyoruz.
|
KESİNTİDEN SONRA RİSK ARTAR
Su kesintisinden sonra şehir şebekelerinde meydana gelecek negatif basınç yüzünden ve boruların ek, çatlak yerlerindeki sızıntılardan dolayı vakalarda artış bekliyoruz.
SU DEPOLAMAK HASTALIĞA DAVETTİR
Durgun su hastalığa neden olan mikroorganizmaları üretir. Bu sıcaklarda su en azından ılık olacaktır o da mikroorganizma üremesini hızlandıracaktır. Bu sular içme suyu olarak hiçbir şekilde kullanılmamalı.
AŞILAMA YAPILABİLİR
İshal, tifo dizanteri gibi hastalıkları engelleyen bir koruyucu aşı yok ancak Hepatit B'ye karşı önlem var. Bu hastalık ağızdan geçtiği için önlem almak işe yarar. Sağlık bakanlığı çocukları rutin bir şekilde aşılıyor ancak erişkinler için alınan bir önlem yok. Bu önlemi almak için biraz geç kalındı ama yine de çok geç değil çünkü kesintilerin 5 ay süreceği söyleniyor. Öngörü olarak daha erkenden yapılabilirdi.
ZENGİNLERDE RİSK DAHA AZ
Gelir düzeyi yüksek olanlarda hastalık riski azalıyor çünkü sularını kapalı şişelerden temin edebiliyorlar. Bu da onları riskten koruyor.
YOKSULLARA TEMİZ SU GÖTÜRÜLMELİ
Geniş yoksul kesimlere temizliğinden emin olduğumuz içme suyunun götürülmesi gerek. Bu da mutlaka ticari amaçlar dışında ulaştırmalı. Bir çok hastalığın bu kesimlerden geldiğini görüyoruz.
YOKSULLARA İLAÇ SAĞLANMALI
Sosyal guvenlik şemsiyesi altındaki kişiler ilaçlarını eczanelerden alabiliyor. Sosyal guvencesi olmayanlar ise hasta olmaya en çok açık kesim. Bu kişiler 25 - 30 YTL'lik ilaçları alacak mali güce sahip değil. Bu yurttaşlar acil ve sağlık ocaklarına başvurduğunda ve hastalığa tanı kondugu anda ilacın verilmesi gerekiyor. Bu sayede hem hastalığın yayılmasını engellenir hem de tedavi maliyeti artmamış olur."