Güncelleme Tarihi:
Ortadoğu Uzmanı Serhat Erkmen, saldırıyı Deutche Welle'ye yorumladı. Erkmen'in görüşleri şöyle:
Öncelikle altı çizilmesi gereken nokta, IŞİD'in Türkiye'de terör eylemi gerçekleştirmesinin birden çok nedeni bulunduğudur. Örgüt, Türkiye'yi rejimi nedeniyle doğal bir düşman olarak görüyor. Ayrıca Türkiye, IŞİD'le mücadele eden koalisyonun en etkin üyelerinden birisi haline geldi. Sınırda alınan tedbirler sonucunda örgütün kontrol ettiği topraklara ulaşım çok güçleşti. Son ses kaydında Ebu Muhammed Adnani'nin sözlerinden de örgüte ulaşımın zorlaştığı anlaşılıyor. Üçüncü neden olarak Türkiye'nin Suriye'de IŞİD'in savaştığı bazı muhalif gruplara destek vermesi gösterilebilir. Üstelik Türkiye bu muhaliflere sadece lojistik destek sağlamakla kalmıyor aynı zamanda IŞİD'in mevzilerine yaptığı yoğun topçu ateşi sayesinde muhaliflerin Kuzey Halep'te sağladığı ilerlemenin en önemli aktörlerinden birisi durumunda. Ve son olarak Türkiye son 1,5 yıldır IŞİD'in en sık ve ölümcül yapabildiği dış operasyon sahası haline geldi. Bu durum, örgütün sürekliliği ve propaganda süreci açısından hayati öneme sahip bir olgu.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN HİLAFET İLANININ...
Dolayısıyla IŞİD'in İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki saldırısını Türkiye-İsrail yakınlaşması ya da Rusya'yla düzelme yoluna giren ilişkilerle açıklamak pek doğru görünmüyor. Üstelik eğer saldırının zamanlaması tartışılacaksa IŞİD'in "Hilafet İlanı"nın 2. yıldönümün bir gün öncesinde gerçekleşmesi daha dikkat çekici görünüyor. Çünkü diğerlerinden farklı özellikler taşıyan bu eylem, birkaç günde planlanabilecek ve hazırlığı yapılabilecek bir eylem olmanın ötesinde son derece karmaşık bir hazırlık gerektiriyor. Bu nedenle Atatürk Havaalanın'da gerçekleşen terör eylemini kısa vadeli konjonktürel gelişmelerle eş zamanlı olarak değil; örgütün genel hedef, yöntem ve sembolleri çerçevesinde Türkiye'de yürüttüğü saldırı dalgasının yeni bir evresi olarak okumak daha doğru görünüyor.
PARİS VE BELÇİKA...
Erkmen, "IŞİD, Miting, Gar ve Suruç saldırılarında hem Türkiye'nin Suriye politikası hem de iç siyasi dengelere odaklanırken, 2016 yılından itibaren yabancıların daha fazla hedef tahtasına oturtuyor. Tüm bunlara ek olarak her seferinde yeni eylemler denediği görülüyor. Başlangıçta intihar bombacıları kullanılırken 1 Mayıs 2016 Gaziantep saldırısı ve 28 Haziran 2016 Atatürk Havalimanı saldırısında korunaklı hedeflere saldırı yapıldığı görülüyor. Gaziantep'te Emniyet Müdürlüğü binasına bomba yüklü araçla saldırı yapılması önemli bir değişiklikti. Ancak Atatürk Havaalanı'nda Türkiye'de ilk kez "intihar savaşçısı" kullanıldığı görülüyor. Paris'teki saldırılarla benzer bir biçim ile Belçika'daki saldırıların hedef seçiminin bir birleşimi olan son saldırı örgütün kendisini Türkiye'de geliştirebildiğini gösteriyor" yorumunu yaptı.
Erkmen şöyle devam etti:
IŞİD, Türkiye'de diğer ülkelerden daha fazla eylem yapabiliyor. Bunun üç nedeni var: Birincisi coğrafi yakınlık. Sınır güvenliği artırılmış olsa da teröristlerin Türkiye'ye geçişi hala mümkün görünüyor. Son dönemde sınırdan geçerken yakalanan teröristlerin sayısı azımsanacak boyutlarda değil. İkincisi IŞİD'in Türkiye'de Türkiye vatandaşlarından oluşan ayrı bir örgütlenmesi bulunuyor. Üçüncüsü ise Türkiye'de sıkışıp kalan yabancı ülke vatandaşı olan IŞİDçiler. Güvenlik tedbirleri nedeniyle ne Suriye'ye geçebilen ne de ülkelerine dönebilen büyük bir grubun varlığı unutulmamalı. Üstelik, IŞİD üyesi olmasına rağmen çeşitli dönemlerde mülteci kılığında Türkiye'ye sığınan Irak ve Suriye vatandaşları arasında bu örgüt mensuplarının olduğu görülüyor.
ENGELLENEN SALDIRILAR
Sadece Haziran 2016'da Türkiye'de IŞİD hücrelerine yapılan operasyonlarda gözaltına alınan 61 kişinin 43'ü yabancı asıllıydı. Mayıs ayında ise aynı sayı 208 kişide 46 idi. Bu yabancıların çoğunu Irak ve Suriye vatandaşları oluşturuyordu.
Diğer yandan Türkiye'nin bir saldırı dalgası altında olduğu gerçeği de unutulmamalı. IŞİD, Türkiye'de sadece 2016 yılında 4 tane intihar eylemi gerçekleştirdi. 2015 yılından bu yana ise bombalı saldırılarının sayısı 9'u buldu. Bunun yanı sıra örgüte muhalif gazetecilere yönelik suikastlar ve sınır şehirlerimizin füze saldırısına tabi tutulması da unutulmamalı. Ancak bombalı saldırıların sadece gerçekleşenlerine odaklanılmamalı. 1 Mayıs'tan itibaren sadece İstanbul'da 4 saldırı girişimi engellendi. Ülke genelinde ise 2016 yılında son anda engellenen büyük çaplı saldırı sayısı 9. Elbette bu istatistikler açık kaynak verilerden derlenebiliyor. Güvenlik güçlerinin istihbarat amaçlı açıklamadığı saldırı girişimlerinin sayısı çok daha fazla olabilir. Dolayısıyla IŞİD'in Türkiye'deki yapılanması son derece aktif ve her an fırsat kolluyor. Bu nedenle gelecekte de saldırıları devam ettireceğini öngörmek zor olmayacak.