Saksofonu cilalı

Kıpır kıpır, eğlendirici bir müziği var Danny Lerman'ın. Blues, rock, latin, bazen de hepsinin karışımı 'fusion' üflüyor saksofonuyla. Amerika'da, David Sanborn kadar dinamik, Kenny G kadar romantik bulunuyor albümleri. Billboard listelerine giriyor. Lerman, 8 Ekim'e kadar her akşam Cafe Gramofon'da.

Altı yıldır Beyoğlu'nda caz kulübü geleneğini yaşatan Cafe Gramofon bu sezona iddialı giriyor. Geçen yıllarda, festivaller sırasında, dünyanın dört bir yanından önemli cazcının uğrak yeri olan kafe, bu yıl sezon boyunca devam edecek canlı bir programla 'canlı müzik' meraklılarına merhaba diyor.

Gramofon'un ilk konuğu Şikago'dan. Daldan dala atlamayı seven, genç, dinamik, çalgısını Alaattin'in lambası gibi kullanabilen bir cazcı: Danny Lerman. Lerman, 8 Ekim'e kadar her akşam Cafe Gramofon'da gitarcı Önder Focan, piyanist Selim Benba, basçı Nezih Yeşilnil ve davulcu Turgut Bekoğlu eşliğinde çalacak.

Kenny G'yi çağrıştıran romantik ve 'soft' müziğiyle Amerika'da adını duyuran Lerman aslında 'binbir surat' denebilecek kadar renkli bir şahsiyet. Cazdan rock'a hatta pop müziğe uzanan geniş bir yelpazede özgürce üflüyor saksofonunu. Avrupa'da uzun yıllar konser için şehir şehir dolaştığından olsa gerek, çalgısından hiç beklenmedik renkler çıkabiliyor. Blues'un maviliklerinde, latin cazın sıcak atmosferinde dolaştıktan sonra Balkanlar'a uğrayıp cilveli, kıvrak etnik temalarla şaşırtabiliyor dinleyicisini. Beklenmedik anda Ortadoğu'ya uğrayıp oradan trip-hop'a atlayabiliyor. Sahnede sıkı cazcılarla karşılaştığında düelloya girmekten çekinmiyor.

Danny Lerman'ın eklektik üslubunu albümlerinde de görmek mümkün. 1994'te yayımlanan ilk CD'si ‘‘Do You Feel’’, bunu izleyen ‘‘Danny's Island’’ bir gezginin güncesi gibi. Dinlerken, bir fotoğraf albümümün sayfalarını çevirdiğiniz hissine kapılıyorsunuz.

‘‘Zaten ben de bunu amaçlamıştım,’’ diyor Lerman. ‘‘Danny'nin adasında bir yolculuğa davet ediyorum. Romantik parçalarla, gizemli bazen şaşırtan melodilerle, kendinizi tutamayıp mırıldanmaya başlayacağınız ezgilerle hayatımdan tablolar çiziyorum. Gezdiğim, gördüğüm yerlerden, iç dünyamdan manzaralar.’’

İnanması zor ama, Danny Lerman dokuz yaşında başladı saksofon çalmaya. Saksofoncu iki amcasının etkisiyle caza başladığını anlatıyor. 13 yaşında Tony Barron Orkestrası'na katıldı. Sonny Stitt, Woody Herman'la teşviki mesaide bulunup Charlie Atkins'ten ders aldı. Ünlü cazcıların okulu Berklee Koleji'nden geçti. Kuzey Teksas Üniversitesi'nde müzik kuramı üzerine çalıştı, bilgisini satmayı garantilemek için olsa gerek işletme tahsili yaptı.

İşte bu yüzden, Danny Lerman, Kenny G'nin pazarlama tekniğini çok iyi kullanıyor. Albümleri Şikago'dan çıkıp Avrupa'ya, Ortadoğu'ya ulaşıyor. Hong Kong'a konsere gittiğinde anavatanındaymış gibi dostça karşılanıyor.

Danny Lerman 'adasını' bir haftalığına İstanbul'a taşıdı. Her akşam saat 22.30'den sonra Tünel Meydanı'nın duvarlarını birbirinden renkli 'fotoğraflarla' donatıyor.

Yolunuz düşerse, bu renk cümbüşünün tadını çıkartın...

Cafe Gramofon, Tünel Meydanı, 3. Tel: (0212) 293 07 86 Giriş ücreti: 7 milyon lira.