Güncelleme Tarihi:
GİZLİ TARİH RESTORASYONDA ORTAYA ÇIKTI / FOTO GALERİ
Özekinci, yaptığı açıklamada, İslam medeniyetinin dünya mimarisine armağanı, vakıf medeniyetinin en önemli simgelerinden biri olan Süleymaniye Camisi ve külliyesini inşa eden Mimar Sinan'ın burada topoğrafyayı çok iyi kullandığına dikkati çekti.
Uzun yıllardır Süleymaniye sevdasıyla cami için ne yapabileceklerini düşündüklerini belirten Özekinci, 2007 yılında çok kapsamlı bir restorasyon çalışmasına başladıklarını hatırlattı.
Süleymaniye'de yapılan restorasyon çalışmalarının “dokunmadan dokunmakla” yapılması gerektiğini dile getiren Özekinci, bu bağlamda koruma, statik, kalem işi gibi alanlarda bilim kurulları oluşturulduğunu, bütün çalışmaların bu bilim kurullarının denetimi ve gözetiminde yapıldığını kaydetti.
Caminin statik yapısının araştırıldığını, yapının maketlerinin yapılıp simülasyon tekniği ile 7 ve 8 şiddetinde depremler uygulandığını anlatan Özekinci, caminin ve özellikle kubbesinin çok sağlam olduğunun görüldüğünü söyledi.
Özekinci, yapılan restorasyon çalışmalarıyla ilgili olarak şu bilgileri verdi:
“1960'lı yıllarda caminin içinin tamamen çimentoyla sıvandığını gördük. Bu o dönem için gerçekten büyük bir buluş olabilir ama günümüz tekniğiyle karşılaştırdığımız zaman ecdadın yaptığı Horasan harcı en mükemmeli. Çünkü çimento, o taş yapıyla doğru çalışmıyor. Eserin nefes alması lazım, nefes alamıyor. Bu yüzden tuzlanmalar, dışarıya kusmalar meydana geliyor. İşte en büyük çalışmalarımızdan biri bu çimentodan arındırma işlemleri oldu.
Çimentodan arındırma işlemleri sırasında da Süleymaniye Camisi'nin bize bir sürpriz hazırladığını gördük. O da fil ayaklarında 453 yıl önce yapılmış orijinal İznik çinileri olduğunu gördük. Bu raspa çalışmaları ile ortaya çıktı. Fakat bu çinilerimizin üzerinde ise 19. yüzyılda hattat Abdülfettah Efendi tarafından yazılmış hat levhalarımız da var. Şimdi bilim kurulumuz buradaki işlemi nasıl çözeceği noktasında karar aşamasında. Hem çinileri, hem de o hat levhayı korumak durumundayız.”
İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü Özekinci, şimdi çini pano tam olarak açığa çıkarılıp hat levha oradan ayrılarak başka bir bölümde mi sergilenmeli yoksa bu haliyle mi saklanmalı gibi sorulara ilgili bilim kurulunun karar vereceğini ifade etti.
KUBBEDE KALEM İŞLERİ ORTAYA ÇIKTI
Süleymaniye'de 5 kat sıva çıkarması ve raspa çalışması yapıldığını anlatan Özekinci, “Aslan göğsü denilen pandantiflerde orijinal kalem işlerine rastladık ki bu da sanat tarihi açısından bizleri ve hocalarımızı gerçekten heyecanlandırdı” diye konuştu.
Bu kalem işlerinin orijinal, caminin inşa edildiği dönemde yapıldığını söyleyen Özekinci, restorasyon sonunda sanat tarihçilerine ve ziyaretçilere bu kalem işlerinin sunulacağını ifade etti.
Özekinci, restorasyon çalışmalarında kubbedeki kalem işlerinin ortaya çıkarılması aşamasında olduklarını belirterek, çimentonun tamamen sökülüp yerine horasan harçlarının yapıldığını ve sırada yapının elektrik ve mekanik işlerinin olduğunu anlattı.
NADİDE KÜNDEKARİ KAPI VE PENCERELER
Caminin kündekari stilinde yapılmış ahşap kapı, pencereleri ile kürsüsünün çok değerli ve nadide eserler olduğuna dikkati çeken Özekinci, onların da elden geçirileceğini dile getirdi.
Özekinci, son olarak bahçe düzenlemesi ile restorasyonu bitireceklerini belirterek, şöyle konuştu:
“Süleymaniye Camisi'nin bize ne sürprizler sakladığını gerçekten bilmiyoruz. Horasan harcını yapabilmek için çimento raspa çalışmalarına başladığımızda bu orijinal İznik çinilerini bulduk. Gerçekten eski eserde sadece planlama yapmak gerçekten zordur. Karşınıza farklı işler çıkabilir. Onun çözümlenmesi gerekir. Öngörümüz bu yıl içerisinde Süleymaniye'yi ibadete açmaktır.
Mesela, burada kullanılan Horasan harcını KUDEB'e gönderiyoruz. Orada içinde ne kullanılmış, kiremit mermer, toz tam bir tahlili yapılıyor ve o tahlil sonuçlarına göre harcı yapıyoruz. Önemli olan aslına sadık kalarak orijinal yapıyı koruyarak restorasyon yapmaktır.”