Güncelleme Tarihi:
SAKKA, BAĞ-KUR'DAN MAAŞ ALDIĞI ÖNE SÜRDÜ
Sanık avukatlarının adlarını tutanağa geçiren heyet başkanı, Osman Karahan hakkında İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde “silahlı örgüte üye olmak” suçundan dava açıldığını belirterek, bu mahkemenin Karahan'ın görülmekte olan davayla sınırlı kalmak üzere dosyadaki müdafiliği ve vekilliğinin CMK'nın 151. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca bir yıl süreyle yasaklanmasına karar verildiğini tutanağa geçirdi.
Bunun üzerine Karahan, avukatların bulunduğu yerden ayrılarak izleyicilerin olduğu bölüme geçti.
Duruşmada kimlik tespiti yapılan Louai Sakka, adının “Ekrem Uzel” olduğunu, İskenderun nüfusuna kayıtlı bulunduğunu, 1966 doğumlu ve bekar olduğunu bildirdi.
Sakka ayrıca, İstanbul'da ikamet ettiğini, sinir hastalığı bulunduğunu, özürlü olduğu için Bağkur'dan maaş aldığını ve okula gitmediğini öne sürdü.
AYAĞA KALKMADI
Bunun üzerine heyet başkanı, Sakka'ya kendi beyanına göre “Ekrem Uzel” olarak savunmasını alacağını, ancak savunmasını yaparken ayağa kalkması gerektiğini söyledi.
“Yasak mı? Benim inançlarıma aykırı. Ayağa kalkmam” diyen Sakka, oturmaya devam etti.
Heyet başkanının kurallara uymak zorunda olduğunu hatırlattığı Sakka, “Ben savunma yapmak istiyorum” dedi.
Heyet başkanı ise Sakka'ya, CMK'nın 252. maddesi uyarınca mahkemeye saygılı şekilde, usul ve kurallara göre ayağa kalkması gerektiğini belirterek, savunmasını bu şekilde yapmazsa dışarıya çıkarılacağı uyarısında bulundu.
Sanığın oturmakta ısrar etmesi üzerine başkan, uyarılarını tekrarlayarak “Türkiye Cumhuriyeti mahkemesinde oturarak savunma yapamazsınız” dedi.
PARMAK İZİ
Bu arada sanık, “Ekrem Uzel” olduğunu belirterek, parmak izinin alınmasını istediğini bildirdi.
Bu konudaki işlemi mahkemenin takdir edeceğini belirten başkan, jandarma erlerinden oturmaya devam eden sanığın dışarıya çıkarılmasını istedi.
Sakka, duruşma salonundan çıkarıldığı sırada, “Ben cihat ettim. ABD'lileri öldürdüm. Senin karşında mı duracağım? Ben Allah'ın selamıyım. Sizin karşınızda ayağa kalkmak istemiyorum” diye bağırdı.
SALONDAKİ 1 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Duruşma salonundaki bir kişinin de “Helal olsun” diye bağırması üzerine başkan, bu kişinin gözaltına alınmasını istedi.
Mahkeme heyeti, görülmekte olan bu davanın, İstanbul'daki bombalı saldırılara ilişkin davayla birleştirilmesine karar verdi.
Öte yandan duruşma salonundan çıkarıldıktan sonra jandarmaya ait zırhlı araca götürülen Sakka, “Allah bizim mevlamızdır. Sizin mevlanız yoktur” diye bağırdı.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Sakka'nın, “El Kaide terör örgütünün özel görevli üst düzey yöneticisi” olduğu, 15-20 Kasım'da İstanbul'da yapılan bombalı intihar eylemlerinin fikrini ortaya attığı, eylem finansmanında kullanılan 150 bin doları El Kaide davası sanıklarına aktardığı belirtiliyor. Sakka'nın, bombalama eylemlerinde bizzat Usame Bin Ladin'le görüşerek Türkiye'de eylem yapma görevini aldığı ifade edilen iddianamede, Sakka'nın ayrıca Kuzey Irak'taki örgütsel eylemler ile Türk TIR şoförünün öldürülmesinde de bulunduğu kaydediliyor.
Sanıkların, Antalya'da İsrail yolcu gemilerine yönelik patlayıcı yüklü tekne ile büyük çaplı eylem gerçekleştirmek amacıyla patlayıcı madde yaptığı anlatılan iddianamede, ancak bu sırada meydana gelen patlama sonucu eylemin tamamlanamadığı ve çıkan yangın üzerine sanıkların kaçtığı, Obysi'nin Hatay Cilvegözü Sınır Kapısı'nda yurtdışına çıkış yaparken, Sakka'nın da Diyarbakır Havalimanı'nda yakalandığı bildiriliyor.
Sakka'nın, Antalya'da yapmayı planladıkları bombalı eylemde kullanmak için 6 bin Avro'ya “Tufan” isimli bir yat ile 350 bin dolara Antalya Beldibi'nde villa satın aldığı belirtilen iddianamede, Sakka'nın, bu eylem için denizde 25 metre derinliğe inebilen, saatte 3-4 km hız yapabilen, kabarcık ve ses çıkarmayan akülü özel bir scooter aldığı da dile getiriliyor.
Zaman zaman Türkiye'ye örgütsel amaçlı giriş-çıkış yaptığı anlatılan Sakka'nın, sahte pasaportla birden fazla yakalandığı vurgulanan iddianamede, Sakka'nın, “El Kaide terör örgütü yöneticisi olmak”, “anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etmek”, “izinsiz patlayıcı madde imal ve ithal etmek”, “sahte kimlik ve pasaport bulundurmak”, “genel güvenliğin tehlikeye atılması” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.
İddianamede, Hamed Obysi'nin ise “yasadışı örgüte üye olmak”, ”izinsiz patlayıcı madde imal ve ithal etmek”, “sahte pasaport kullanmak” ve “genel güvenliğin taksirle tehlikeye atılması” suçlarından 15 ile 35 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.