Güncelleme Tarihi:
“Karanlıkta kalan bütün renkler aynı gözükür” demiş Francis Bacon. Narin’in ölümü ve Tavşantepe yüreklerimiz gibi karanlık, o yüzden sadece kapkaranlık bir tablo ile karşı karşıyayız. Bir yandan soruşturma sürüyor, ifadeler alınıyor; diğer yandan üst düzey yetkililere son gelişmelerle ilgili brifingler veriliyor, son gelişmeler anbean takip ediliyor.
NARİN O GÜN NEŞELİYDİ
* Boncuk gözleriyle bize bakan Narin o gün kuzenleriyle camiye gitti.
* Kuran kursu diye yazıldı ama Kuran kursu değildi. Yaz Kuran kursları daha önce bitmişti.
* Narin kuzenleriyle yani amcasının çocuklarıyla gitti camiye, köyün imamı ilk kez Narin’i o gün gördü. Elif Cüzü hediye etti.
* Camide ve sohbet sırasında çok neşeliymiş.
* Caminin imamına “Kuran öğrenmeye geleceğim” diyerek oradan ayrılmış.
* Saat 15.10 civarında çıkmış, evine gitmiş.
NASIL ÖLDÜRÜLDÜ
Nasıl öldüğü, katil ya da katiller, yardım ve yataklık edenler ortaya çıkacak. Otopsi raporu 10-15 gün içinde açıklanacak. Ancak ilk bulgulara göre;
* Narin tecavüze uğramadı.
* Cinsel istismar bilgisine de ulaşılmadı.
* Narin elle boğularak öldürüldü (Bir kere daha altını çizeyim, bunlar ilk bulgular)...
NARİN NE GÖRDÜ
Tüm şüpheler bu sorunun etrafında yoğunlaşıyor. Eve giden Narin ne gördü?
* Babası o gün Batman’daydı. Kızının kayıp olduğunu ise Narin kaybolduktan 4 saat sonra öğreniyor.
* Köyün erkekleri ise davetiye dağıtıyordu.
* Yasak ilişkiyi mi gördü?
* Şimdi bu yasak ilişkinin sadece iki kişi yani amca ile anne arasında olmadığı, başka yasak ilişkilerin de o köyde yaşandığı iddiası konuşuluyor ve araştırılıyor. Yine bu ilişki ağının ortasında muhtar olan ve tutuklanan amcanın olduğu ileri sürülüyor.
SESSİZLİK YEMİNİ Mİ ETTİLER
* Türkiye ayağa kalkmış herkes konuşurken bir onlar susuyordu. Adeta sessizlik yemini etmiş gibi.
* Köyün hemen hepsi akrabalardan oluşuyor. Kol kırılıyor yen içinde kalıyor.
* “Bu köyün arkasındaki güç kim ve ne?” diye sorduğumda “Para, durumları iyi” diyorlar. Peki bu para nereden geliyor dediğimde tatmin edici bir yanıt alamıyorum.
* Adeta sessizlik yemini etmişler diye yazdım ama bir de garip bir güç etrafında soruşturmayı şaşırtacak her türlü yolu da denedikleri bilgisi var.
* 19 gün boyunca iki kez terlik bulundu, ‘ceset burada’ denilen bir sürü ihbar telefonu geldi.
* Nasıl mı? Üst düzey yetkililere verilen brifinge göre, 19 gün boyunca köydeki bazı isimler önce telefon açarak sahte ihbarda bulunuyorlar, böylece soruşturmayı yanlış yönlendiriyorlar, sonra da sim kartları atıyorlar.
* Bitmedi... Köyün etrafında çingenelerin yaşadığı çadırlar var. İki farklı yerde iki terlik bulundu. İhbar edildi. Narin’in olmadığı ortaya çıktı.
KİM ÖLDÜRDÜ
* Bu satırlar yazıldığında henüz belli değildi.
* Ancak muhtar amca bir numaralı şüpheli.
* Fakat amcanın Narin’in kardeşlerinden birine “Narin’i öldür yoksa ikinizi de öldürürüm” dediği iddiası da inceleniyor.
* Amcanın cinayeti köydeki kendine yakın gençlerden birine işletmiş olabileceği de göz ardı edilmiyor.
ÇAPRAZ SORGU İLE ÇÖZÜLÜRLER Mİ
Türk yargısının olayı aydınlatacağına şüphem yok. Ancak evladını kaybetmiş bir annenin sonu nereye varırsa varsın konuşması gerekirdi. Ya da köydeki kadınların, hatta azıcık vicdanı olan herhangi birinin. Neden sessizler, neden elbirliği ile konuyu kapatmaya çalışıyorlar hatta utanmadan “dış güçler yapmıştır” açıklaması yayınlıyorlar sorularının yanıtlarını benim gibi sizler de merak ediyorsunuzdur. Bana verilen yanıt şu:
* Köy içine kapalı, geniş bir aile köyü.
* “Ne yaşanırsa burada kalır” bakış açısı hâkim.
* Eğer bir numaralı şüpheli amca cinayeti ya da azmettiriciliği kabul etse arkasından gelecek sorular ortalığı karıştıracak.
* Üstelik töre, namus derken tüm köy farklı bir noktaya gidecek.
BİTİRİRKEN....
Sim kartı atılan telefonlardan yapılan ihbarlar, iki farklı yere terlik koyan zihniyet, tuhaf karanlık bir birliktelik, değişik ilişkiler ağı, para iddiası, daha da garibi “sonradan gelebilecek soruların yol açabileceği sorunlar zinciri”...
Ne acı değil mi? Tavşantepe diye bir köy varmış, küçücük Narin’i akrabalardan oluşan bu köyde biri ya da birileri boğarak öldürmüş. Türkiye ayağa kalkmış. Aile “dış güçler” demiş. Siyasiler, yörenin önde gelenleri ailenin gücünden ve öneminden bahsederlerse; onlar da 8 yaşındaki bir yavrunun ölümünü dış güçlere bağlayacak cesareti kendilerinde görürler. Böyle bir organize kötülük insanın tüylerini diken diken yapıyor...
Buckle’ın “Suçu toplum hazırlar, suçlu işler” sözü hepimizin aklına kazınsın. Kazınsın ki her tarafın kapkara göründüğü Tavşantepe’ler Türkiye’de olmasın.
KÖYLÜLER NARİN’İN ÖLDÜĞÜNÜ BİLİYOR MUYDU
HERKES NİYE EVİNE KAMERA TAKTIRDI
Narin’in cesedi bulunmadan önce, aramaların devam ettiği sırada Tavşantepe’de köylülerin evlerine güvenlik kameraları taktırmaları da “Narin’in öldüğünü biliyorlardı” yorumlarına yol açtı. Köylüler, evlerinin kapısını, bahçesini, dört tarafını gösteren kameraları taktırırken, bir yandan da ceset bulununcaya kadar evlerinin önünde nöbet tuttular. Bölgede görev yapan muhabirler, aramaların sürdüğü sırada köylülerin hummalı bir şekilde kamera taktırmasını ve nöbet tutmalarını, “Narin’in öldürüldüğünü biliyorlardı ve cesedin evlerinin yakınına bırakılmasını engellemek için bunları yaptılar” diye yorumladılar.
‘YASİN OKUDULAR’
Öte yandan TV100’ün bölgedeki muhabiri Canan Altıntaş, önceki gün yapılan bağlantıda ilginç bir ayrıntıyı açıkladı. Narin’in cansız bedeninin bulunduğu pazar sabahı canlı yayına bağlanan ve bilgileri verirken duygulanıp gözyaşlarını tutamayan Canan Altıntaş, “Ben de bir anneyim. Aslında Narin’in yaşamadığını dün (cumartesi) hissettim ben. Bir şey gördüm ve bunu hissettim. Ama soruşturma kapsamında bunu şu anda söyleyemiyorum. O köydeki herkesi artık çok iyi tanıyorum. Bunu söylemem soruşturmaya zarar verir” demişti. Önceki gün tekrar yayına bağlanan Altıntaş, bu sözlerine neden olan olayı açıkladı. Programa Diyarbakır’dan katılan Altıntaş, kendisine bu sözleri söyleten olayı “O gün Narin bulunmadan bir gün önce kapı önünde birkaç kadın Yasin okuyordu. Bölgede Yasin, ölülere okunur” ifadeleriyle açıkladı.