OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 26, 2003 00:00
Muhittin'le Geçen Åžen Günlerim ve ardından OlaÄŸan Mucizeler'le rüştünü ispatlayan Açık Tiyatro, yeni oyunu Katil UÅŸak'la izleyicinin karşısında.1,5 yıl önce kurulduÄŸundan bu yana uzun bir yol kat eden grup, ocak ayında Londra'nın en prestijli salonlarından Arcora'da bir ay boyunca oyun sergileyecek. Lale Mansur ve Kubilay Tuncer'le Açık Tiyatro ve gerçek bir unpugged gerilim olan Katil UÅŸak üzerine konuÅŸtuk. Oyun hafta sonları Akatlar Kültür Merkezi, salı günleri Moda Oyun Atölyesi'nde perde açacak. - Katil UÅŸak nasıl doÄŸdu? Hikayesi nedir?Turnedeydik, Lale ‘‘Neden benim oynayabileceÄŸim bir ÅŸeyler yazmıyorsun’’ dedi. Aklımda bu ikizlerin öyküsü netleÅŸmeye zaten baÅŸlamıştı. Bu ÅŸekilde ete kemiÄŸe bürünmeye baÅŸladı.Lale Mansur: Evet hep erkek rolleri yazıyordu. Ben de başında boza piÅŸirdim. 17 Nisan'da oyunun başına oturdu. 17 Mayıs'ta oyun hazırdı. Antalya'da otel odasına kapandı. Perdeleri çekip, kapıyı kilitleyip günde 18 saat çalıştı.- Biraz adrese teslim bir oyun olmuÅŸ o zaman. Oyun neredeyse son dakikasına kadar ‘Katil kim’' sorusu etrafında dönüyor. Peki daha önce aynı oyunda iki ayrı karateri canlandırdığın olmuÅŸ muydu?Lale: Hayır, olmamıştı. Bu hep istediÄŸim bir ÅŸeydi benim. MüthiÅŸ zevkli. Ãœstelik ikizlerden biri benim daha önce hiç oynamadığım bir roldü.Kubilay: Evet bu oyunu Lale'yi düşünerek yazdım ama ‘‘ona göre bir rol’’ yazmadım. Ben oyunu yazdım.- Oyunu izlerken aklıma The Others filmi geldi. Sürprizleri seviyor musunuz? O filmi görmüş müydünüz?Kubilay: 21. yüzyılda kıskandığım tek adam o. (Alejandro Amenabar) Kıskanmak da deÄŸil gıpta ettiÄŸim bir adam o. Ama sorduÄŸun oysa, yazdıklarımda esinlendiÄŸim biri deÄŸil. Ben de herkes gibi sadece kendimle yarışıyorum. Beyaz kağıt sırat köprüsü gibi. Karşısına geçtiÄŸinde sana yardım edebilecek kimse yok gibi geliyor bana.Lale: Açık Tiyatro da zaten bu sayede kimliÄŸini bulmaya baÅŸladı. Aynı hayalleri paylaÅŸan insanlardan oluÅŸan, kendi yazarlarını, oyuncularını, yönetmenlerini yetiÅŸtiren bir aile olmak istiyoruz. Gelen de içimizde kalıyor zaten.- Kim mesela?Kubilay: Mercan Dede gibi. En büyük ÅŸansımız da bugüne kadar birlikte çalıştığımız rejisörler. Mehmet Ergen, Orhan Mümtaz Taylan ve Katil UÅŸak'ta Åžakir Gürzumar. Lale: Bir ara düşündük gruba Ä°ngilizce isim versek herhalde ‘‘No Ego Productions’’ olurdu diye. Çünkü bu ailede kimse kendini düşünmez, herkes yaptığı iÅŸle var olur.-Açık Tiyatro'nun sırrı bu mu?Lale: Evet iki altın kuralımız var: 1. Mücadele var, stres yok. 2. Ne aÄŸlarız, ne yaÄŸlarız.Kubilay: Çünkü irrasyoneli zorluyoruz. Bu sahne için olduÄŸu gibi maddi konularda da böyle.-Anlamadım..Lale: Sponsor yok mesela. N'apalım yoksa yok. Işık mı lazım? Yazıyoruz çekleri! Sonra bir ÅŸekilde öderiz diye düşünüyoruz.Kubilay: Bizim bilet satışından baÅŸka gelirimiz yok. Geleni de yine prodüksiyona yatırıyoruz. -OlaÄŸan Mucizeler Londra'da da oynadı. Ä°ngilizce yazabilen bir yazar, alınan Ä°ngilizce diksiyon dersleri, vs.. Nedir bu yurtdışı merakı?Lale: Türkiye'de yapılmayan bir ÅŸeyi deniyoruz. Burada sahnelediÄŸimiz oyunu dünyanın en prestijli yerlerinde de sergileyebilmek istiyoruz. Ama sanatçı namusumuza sadık kalarak. Burada ne yaptıysak sadece Ä°ngilizce'ye çevirerek. Orası için özel hiçbir ÅŸey yapmadan, özel olan bir ÅŸey varsa onu Türk seyircisine de layık görerek.Kubilay: Anadolu kaplanı dedikleri ÅŸey gibi. Burada ürettiÄŸin bir ÅŸeyi Avrupa'ya satabilmek. Aslında bu ilgisizliÄŸi de çok anlayamıyoruz. Biz Edinbourg'a gittik, sonra geldik dedik ki: ‘‘Bu iÅŸ orada nasıl dönüyor çözdük, baÄŸlantılar nasıl kuruluyor, bunlar bizde mevcut.’’ Ne bir prodüktör, ne bir tiyatro öğrencisi... Kimse gelip bize sormadı ‘‘Nasıl giderim oraya’’ diye.-Yeni yurdışı projesi var mı?Lale: Bu çok yeni oldu. 6-23 Ocak arasında OlaÄŸan Mucizeler Londra-Arcora Tiyatrosu'nda Ä°ngilizce olarak sergilenecek. Arcora, 4 yılda iki kez Peter Brook ve iki kez de Time Out ödülü kazanmış, Edinbourg'da Oper Tiyatro of Ä°stanbul olarak yer almıştık. Bu kez misafir topluluk da deÄŸiliz ve kendi adımızla yani Açık Tiyatro olarak yer alacağız.LALE MANSURÄ°stanbul Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü mezunu. 18 yaşından itibaren Ä°stanbul Devlet Balesi'nde baÅŸrol oynadı. 12 yıl önce oyunculuÄŸa baÅŸladı. Los Angeles'ta Eric Morris ve Londra'da Peatsy Rodenburg'tan tiyatro ve diksiyon dersleri aldı. Altın Portakal kazandığı ilk filmi Düş Gezginleri'nin ardından aralarında Amerikalı ve Nihavent Mucize’nin bulunduÄŸu 6 filmde rol aldı. Yorgun Savaşçı, Artiz Palas, Samyeli, Çatısız Kadınlar, Nasıl Evde Kaldım için de kamera karşısına geçti.KUBÄ°LAY TUNCER 1969 doÄŸumlu. ODTÃœ Psikoloji Bölümü mezunu. Aynı üniversitede bilim felsefesi yüksek lisansı yaptı. Ä°spanyolca'nın yanı sıra oyun yazabilecek kadar Ä°ngilizce biliyor. Ä°lk oyunu Hanrico'nun PeÅŸinde'yi 18 yaşında yazdı. Bu oyun Liverpool'da oynadı. Apocrifa adlı bir ÅŸiir kitabı var. Toplu oyunları Can Yayınları'ndan çıktı. 2002'de ‘‘En Ä°yi Yazar’’ dalında Afife Jale Tiyatro Ödülü'nü aldı.Â
button