Güncelleme Tarihi:
Ortadoğu Barış Süreci’nin önündeki en önemli engelin İsrail’in Kudüs’e yönelik sorumsuz tavırları olduğunu belirten Şahin, "İsrail’e, Harem-i Şerif’ten elini çekmesini, Harem-i Şerif etrafındaki sorumsuz tahrik girişimlerine bir an önce son vermesini ihtar etmek için buradayız" dedi.
41 YILDA HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, İslam Konferansı Örgütü’nün 1969’da Kudüs’te yapılan saldırıların, yangının ardından kurulduğunu belirterek, "Aradan geçen 41 yılda Kudüs’ün kaderinin değişmediğini, Kudüs’ün sıkıntılarının azalmadığını üzülerek ifade etmek istiyorum. Kudüs 1.5 milyar islam aleminin ilk kıblesi, Hz. Peygamber’in Miraç’a yükseldiği kutsal şehirdir. Kudüs, müslümanlar için olduğu kadar Hristiyanlar ve Yahudiler için de kutsal bir şehirdir. Tarih boyunca Kudüs’e hükmedenler, orayı bir barış, hoşgörü, diyalog ve uzlaşma şehri olarak muhafaza etmeyi başardılar" dedi.
KUDÜS ÜZERİNDE KARA BULUTLAR DOLAŞIYOR
Mehmet Ali Şahin, bugün Kudüs’ün üzerinde bir kez daha kara bulutların dolaştığını belirterek şunları söyledi:
"Üzülerek belirtmeliyim ki Ortadoğu barış sürecinin önündeki en büyük engel İsrail’in Kudüs’e yönelik sorumsuz tavırlarıdır. Halbuki Ortadoğu asırlardır din, kültür ve medeniyetlerin beşiği olmuş, insanlığın ilerleyişine yön ve şekil vermiştir. Şu açık bir gerçektir. Bölgedeki karmaşık, iç içe geçmiş sorunların temelinde İsrail ve Filistin ihtilafı yatmaktadır. Bu ihtilafın merkezinde de Kudüs meselesi yatmaktadır. İsrail-Filistin ihtilafının gerçekçi, adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulabilmesi bu durumun çekirdeğindeki Kudüs meselesinin barışçıl bir şekilde çözümüne bağlıdır. Bu zor bir süreçtir. Üç büyük dinin en kutsal mekanları bu şehirde bulunmaktadır. Unutmamalıyız ki Kudüs, yüzyıllardır Müslümanı, Hıristiyanı ve Yahudisiyle tüm inançları kucaklayan bir barış ve hoşgörünün de simgesidir. Bu nedenle Kudüs’ün statüsünü, dokusunu ve yapısını değiştiren tek taraflı uygulamalar derhal terk edilmelidir. Barış sürecinin önündeki en büyük engeli teşkil eden Yahudi yerleşim faaliyetleri durdurulmalıdır. Kudüs ile Batı Şeria’yı suni bir şekilde birbirinden ayıran, ayrım duvarı ve kontrol noktaları kaldırılmalıdır. Filistinliler’in zorla evlerinden çıkarılmaları uygulamalarına son verilmelidir. Kudüs’ün bir çatışma alanı olmaktan çıkarılarak, zengin tarihi geçmişine yakışır bir şekilde örnek alınacak bir hoşgörü ve birlikte yaşam merkezine dönüştürülmesinin zamanı gelmiştir. Zira insanoğlu geçmişte yaşanan hata ve acılardan ders aldığı ölçüde daha iyi ve daha güvenli bir dünyada yaşayabilecektir."
FİLİSTİNLİLER BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMALI
Mehmet Ali Şahin, Gazze’de süren insanlık dramından duyduğu üzüntüyü bir kez daha dile getirmeden geçemeyeceğini söyleyerek, "Tüm altyapısı çökmüş Gazze’ye temel ihtiyaç maddeleri dışında yardım malzemesi hala sokulamamaktadır. Her türlü yardım bölgeye kesintisiz ulaştırılabilmeli ve bu insanlık ayıbı artık sona erdirilmelidir. Söz konusu trajediye seyirci kalınmaması sadece Filistinli kardeşlerimize değil insanlığa ve tarihe karşı da borcumuzdur. Filistinliler arasındaki bölünmüşlük Filistin davasına zarar vermektedir. Bu sona erdirilmeli ve tüm Filistinlilerin bütünlüğü sağlanmalıdır" diye konuştu.
HAREMİ ŞERİF'TEN ELİNİ ÇEK
Katılımcılara seslenen Mehmet Ali Şahin, Türkiye’yi ikinci vatanları olarak bilmelerini isteyeek şöyle dedi: "Türkiye, Kudüs konusunda tarihi sorumluluğu her zaman omuzlarında hissetmiştir ve hissetmektedir. Filistinli kardeşlerimizin ne zaman canı yansa halkımızın da canı yanmıştır. Bu dün de böyle olmuştur bugün de böyledir. Biliyorum ve inanıyorum ki bu sizin içinde böyledir. Onun için buradasınız, onun için buradayız. Bu gün buradan şu duruşumuzla bölgeye ve dünyaya şu mesajı veriyoruz. Bu mesaj kısa süre önce Arap Ligi Zirvesi’nde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recepe Tayyip Erdoğan tarafından da verilmiştir. Kudüs’te barış sağlanmadan Ortadoğu’da, Ortadoğu’da barış sağlanmadan dünyamızda barışa kavuşulması mümkün değildir. İşte bu gün bir kez daha bu gerçeği hatırlamak ve hatırlatmak için burada İstanbul’dayız. Özellikle İsrail’e Harem-i Şerif’ten elini çekmesini, Harem-i Şerif etrafındaki sorumsuz tahrik girişimlerine bir an önce son vermesini ihtar etmek için buradayız. Bunu sadece burada bulunan meclis başkanları ve milletvekilleri olarak değil, temsilcisi olduğumuz halklar adına dile getiriyoruz."