Sahi, Neyin "ANA"sı? (2) İlk yazıda, methiye ile iş

Güncelleme Tarihi:

Sahi, Neyin ANAsı (2) İlk yazıda, methiye ile iş
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 04, 2001 00:00

Sahi, Neyin "ANA"sı? (2) Ä°lk yazıda, methiye ile iÅŸ bitmiyor demiÅŸtik. Sahiden de, öyle. "En yüceltilen" ile "En yerilen"in yolları, "ANA"da kesiÅŸiyor. Hulki Aktunç'un "Büyük Türk Argo Sözlüğü", bunun en açık delili. Ancak, argolara geçmeden, "ana"nın çeÅŸitli kelime içeriklerine bir göz atalım. Meydan- Larousse'un "Ana" maddesine göre, çocuk doÄŸurmuÅŸ kadın, yavrulamış diÅŸi hayvan, ana'dır. Ayrıca, dini açıdan mübarek ve muhterem kadın, veya halk arasında hürmet ifadesi de, "ana" ile dile geliyor: Fatma Anamız, Meryem Anamız ya da Sultan Ana, Kadın Ana gibi. "YoksulluÄŸun Anası" dendiÄŸinde, kök, kaynak, çıkış yeri ya da sebep kastediliyor; "Yoksulların Anası" ise, anne gibi ÅŸefkat gösteren demek.Aynı sebeple, "Ana" kaynaklı deyimler de çok çeÅŸitli:* Usul erkan bilen, iyi aile terbiyesi almış kiÅŸi, "Ana, ata sofrasında büyümüş";* aynı ana babadan doÄŸmuÅŸ, "Ana baba bir";* ebeveyninin desteÄŸini kazanmış, "Ana baba duası almış";* kalabalık ve herkes ayakta ise, "Ana baba günü";* kiÅŸinin doÄŸduÄŸu ev, "Ana evi";* birbiriyle ilgili, yakın nesnelerin iç bağımlılığı için, "Ana ile kız, helva ile koz";* kaderin, hayatın baÅŸladığı o ilk an, "Ana karnına (rahmine) düşmek";* ilk terbiye verilen yer, annenin sevgi dolu çevresi, "Ana kucağı";* toy, acemi mahcup kiÅŸi, "Ana (anasının) kuzusu";* ailesinin dışında dünyayı bilmeyen, mahcup, "Anasının dizi dibinde";* ana soyu, "Ana tarafı (ndan)";* teyze, "Ana yarısı";* doÄŸuÅŸtan, "Anadan doÄŸma";* çırılçıplak, "Anadan doÄŸma" veya "Anadan üryan";* hırsız tarafından donuna kadar çarpılmak, "Anadan doÄŸma soyulmak";* günahlarından sıyrılmak, "Anadan doÄŸmuÅŸa dönmek";* annenin kötü özelliklerinin çocuklara da geçeceÄŸinin ifadesi, "Anaları ne ki, danaları ne olsun";* ÅŸayet, methedilenin aslında kıymetsiz olduÄŸu kastediliyorsa, "Anam anam dediÄŸi, hamam anası kel Fatma deÄŸil mi?";* kesin inandırıcılık gösterisi, "Anam avradım olsun!";* teklifsiz sesleniÅŸ, ,"Anam babam", ki ben "Anacığım"ı tercih ederim;* yemekler ve oturulacak yerin en güzeli, "Anamın aşı, tandırın başı";* kiÅŸiyi, iÅŸi yumuÅŸatarak, razı etmek için, "Anan yahÅŸi, baban yahÅŸi ";* karşılıksız bağışlama, "Ananın ak sütü gibi helal etmek";* kızların talihinin annelerine benzeyiÅŸi için, "Ananın bahtı kızına";* "Elini körü" der gibi, sözün saçmalığı için, "Ananın (elinin, ebenin) körü";bir aileye mensup olanların hepsi, "Anası, danası...";* huyu, suyu anasına benzeyen, "Anası kılıklı";* soyu sopu pek belli, iyi olmayan, aÅŸağı tabakadan kiÅŸi, "Anası turp, babası ÅŸalgam";* bakire, "Anasından doÄŸduÄŸu gibi";* kurnaz, iÅŸini bilir, "Anasının gözü";* bir ÅŸeyin deÄŸerinden çok fazlasını talep etek, "Anasının nikahını istemek";* çok iri kadın, (masallarda) diÅŸi dev tipi, "Dev anası";* hamamda, yanaÅŸma kadın, "Hamam anası";* çocukların daha iyi eÄŸitimi için ebeveynin bilgilendirilmesi, "Anababa okulu";* var eden, besleyen, geçim saÄŸlayan, "Ana toprak";* bir topluluÄŸu etrafında tutan, "Ana direk";* bir toplulukta, ailede en çok sayılan kadın, "Ana kadın";* kadınlar hamamında müşterileri karşılayan kadın, "Ana kadın";* kıta olan kara parçası, "Anakara";* hükümdarın annesi olan kraliçe, "Ana Kraliçe";* analı kızlı, "Analı kuzu, kınalı kuzu";* devÅŸirme usulüyle toplanan acemi oÄŸlanlar için Ä°stanbul'da tutulan defter, "Ana defteri";* aynı iÅŸi görenler arasında, daha büyük ve daha ağır iÅŸ yapan için, "Ana direk, Ana çarmık, Ana civadıra, Ana gemisi, Ana omurga, Ana seren, Ana ses, Ana atardamar, Ana borç, Ana akça, Ana alçı, Ana renkler" gibi;* sermaye, "Ana para";* baÅŸka kiliseleri kuran kilise, "Ana kilise";* manastır baÅŸ rahibesi, "Ana rahibe";* bütün insanların anası, "Ä°lk ana" veya "Havva Ana";* yıldız, kıble, doÄŸu ve batı rüzgarları, "Ana rüzgâr";* hücrelerarası ortam, "Ana madde";* tam geliÅŸmiÅŸ koyunlardan kırkılan normal tulup yünü, "Ana yün";* arı kovanının tek doÄŸurgan diÅŸisi, "Ana arı";* hayret verici durumlarda ünlem, "Anaaaa!!!!!!!";* leitmotif, "Ana motif";* su, "Ana su";* mama, genelev yöneticisi kadın, "Anne";* mafya çetesi reisi kadın, "Ana";* çok sevilen birine hitap (Ermenice'den), "AnoÅŸ...";* kuluçka makinası, "Ana makinası";* ana kök vasıtasıyla kök salan aÄŸaç için, "Ana kök";* Türkçe'nin ilk oluÅŸtuÄŸu zamanki hali, "Ana Türkçe".Veee, özel isim olarak, Avrupa tarihinde iz bırakmış, çok sayıda kadın hükümdarın ortak adı. Hayat hikayeleri kitaplara, daha sonra da tiyatro ve sinema eserlerine konu olan bu taçlı saltanat kadınlarının en "unutulmaz" bir kaçı şöyle:Büyük Britanya Kraliçesi ANNE; I. James'in eÅŸi Kraliçe ANNE; VIII. Henry'nin ikinci eÅŸi ANNE BOLEYN; Fransa Kralı XIII. Louis'nin eÅŸi ve Kral naibesi, ANNE d'AUTRÄ°CHE; Britanya Düşesi ANNE de BRETAGNE; Fransa Kral naibesi, Savoie Prensesi ANNE de BEAUJEU (ya da) ANNE de FRANCE; VIII.Henry'nin dördüncü eÅŸi ANNE de CLEVES; Rus Çariçesi ANNA Ä°VANOVNA; Rus Çar naibesi ANNA LEOPOLDOVNA; Bizans Prensesi ve tarihçi ANNA KOMNENA.Bu bahsi tamamlamadan, hemen ekleyelim. "ANALIK", anne olma halini yanısıra, annenin doÄŸurduÄŸu çocuÄŸa karşı hukuki durumunu anlatıyor. Özel manada, annenin yerine kaim olan kiÅŸiye ise, "analık" diyoruz. Birine anne gibi yakınlık göstermek de, "analık etmek" oluyor.Küfürün "Ana"sı.... BaÅŸtan söyleyeyim, argo küfürler bahsi, RTÃœK ve buna baÄŸlı oto-sansür sebebiyle sık sık "bip"lenmek zorunda!En evvel tabii, günlük yaÅŸantımızda en sık baÅŸvurduÄŸumuz argo deyiÅŸlerden biri geliyor:* Birini bıktırmak, bezdirmek, "Anasından doÄŸduÄŸuna bin piÅŸman etmek" veya "Anasından emdiÄŸi süt burnundan fitil fitil gelmek";* çok sıkıntı çekmek veya çektirmek, "Anası aÄŸlamak" veya "Anasını aÄŸlatmak"*, birini soyuna sopuna sövmek, "Ana avrat düz gitmek";* bir sözün yersizliÄŸi, münasebetsizliÄŸi için, "Ananın örekesi";* "kendini akıllı sanıyorsun, ama ben aldanmam" anlamında, "Senin anan güzel mi?"* hiç önemsememek, umursamamak, "Anasını satayım!" veya "Satmışım anasını.";* olumsuz ÅŸartlarda zorluk çekince, "Anası bellenmek..." veya "Anası koÅŸalanmak";* çok sıkıntı çektirmek, birini küçük düşürmek, "Anasını bellemek" veya "Anasını fallamak";* müptezel pasif eÅŸcinsel olmak, "Anasından çok yemek";* gereksiz yere acele etmek, "Anasından evvel yataÄŸa girmek";* annesine .....venklik etmiÅŸ kadar aÅŸağılık bir duruma düşmek, "Anasını donu başına olmak";* tulumbacıların sık kullandığı, kötü durum ifadesi, "Anasının donu başına geçmek";* bakire olmadığı halde, öyle imiÅŸ gibi davranan, "Anasının kızı"; iyi, hoÅŸ da, öbür"Anasının kızı"ları ile zinhar karıştırılmaya;* küçük yaÅŸlardan (ya da, doÄŸuÅŸtan) itibaren pasif cinsel iliÅŸkide olmak "Anasınınrahminde babasına ...ünü dönmek";* bir ÅŸeyi bozmak, berbat etmek, "Anasını ...mek"!!!!!!!!!!!!!Küfür bahsini, böylesine sunturlu sözlerle kapatmak da, benim ÅŸanssızlığım olmalı.Fırlama'nın böylesi....Aslında, bu sene, bazı fırlama arkadaÅŸlarımız, geleneksel kültürle dalga geçelim derken, annelerimize fena dokundurmuÅŸlar. Çıkan manzaraya bakılırsa, bırakın anaların hakkını ödemeyi, sanki onlar bize borçlu çıkacak. Biz çocuklarının geliÅŸmesinde yol açtıkları "vahim" tahribat için. Hazin... ki, ne hazin...Bir gazetenin köşe yazısından alınma "cin" notlara göre, bakınız, çaktırmadan, annelerimizden neler öğrenmiÅŸiz? * Sabırlı olmayı : "Baban eve gelsin, sen görürsün gününü."* Hakkımızı alacağımızı : "Eve vardığımızda, bilirim ben sana yapacağımı."* Diyalog kurmayı : "Sana bir ÅŸey sorduÄŸumda cevap ver!" - Ne diyeyim?"Sus! Bana cevap verme!!!!"* Tıp : "Gözlerini ÅŸaşı yaparken, bir gün öyle kalıvereceksin!"* Büyümeyi : "Bu tabağın hepsini bitirmezsen, asla büyüyemezsin."*Genetik : "Sen de babana çektin!"*Adalet : "Bir gün senin de çocukların olacak..Onlar da, bana senin yaptıklarını yapacak." Bir dakika....Ä°tiraf etmeliyim ki, çocuklar hayli insaflı davranmış. "Yalan söylemek kötüdür." deyip ayak üstü bin bir türlü yalan kıvıran, dedikodu yapanları ucu kendine dokununca kınayan sonra da sabah kahvesi eÅŸliÄŸinde konu komÅŸunun çekiÅŸtirilmedik yönünü bırakmayan, her koca dayağından sonra lanetler yaÄŸdırıp öfkeden ilk gözü döndüğünde çocuÄŸunu pataklayan, çalmanın aleyhinde bulunup otobüs biletini atmayabilen, kuralların önemi üzerine nutuklar atıp otobüs ÅŸoförüne durak harici durması için rica minnet olan, ve daha binlerce benzeri densizlikler yapanlar, bizim insanımız deÄŸil mi? "Görgü" sözü boÅŸuna icat edilmemiÅŸ. Yarışmada "Åžecaaddin"in dediÄŸi gibi, "Bu mudur? BU'DUR!..." ; çocuk da, özellikle ailede, ne görüyorsa, O'DUR!... Jülide ERGÃœDER 04 Haziran 2001, Pazartesi Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!