Güncelleme Tarihi:
Eski Bursa Valisi Şahabettin Harput ve işadamları Eyüp Karakuş, Mustafa Cemal Eğretli, Sami Şentürk, Hamit Tuna, Turan Boztepe, Şakir Umutkan, Mecit Özkelebek, Emin Akça, Muzaffer Koyuncu, Ahmet Nuri Ekiz, Feridun Kahraman, Mahmut Kesici, Ali Saffet Durmuşlar, Ali Kemal Turhan, Ramazan Yılmaz, Ali Fuat Er, Hilmi Gülcemal ve Cengiz Resimoğlu dün gece cumhuriyet savcısına verdikleri ifadelerinin ardından tutuklanmaları istemiyle Sulh Hakimliği'ne çıkarıldı. Eski vali Harput ve 18 işadamı tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Vali Harput, Sulh Hakimi’ne verdiği ifadesinde, emniyette ve cumhuriyet savcılığında verdiği ifadelerini tekrarladı. Ağır olarak nitelediği iddiaları kabul etmediğini söyleyen Harput, "Darbe girişimi ve bu yapıyla ilgili olarak sizinle tamamen aynı çizgideyim. 44 yıllık meslek hayatım boyunca görevim gereği bu şekildeki örgüt ve yapılar ile terör ile mücadele ettim. Burada bulunmak, bir silahlı örgütün üyesi olduğuma ilişkin iddialarla muhatap olmak bana kurşun ile vurulmaktan daha ağır geliyor" dedi.
"AİLEMİN VE ÇOCUKLARIMIN HAYATI KARARTILDI"
Özellikle 17-25 Aralık sonrasında gerek medya organlarında gerekse sosyal medyada kendisine yönelik kapsamlı bir linç kampanyası gerçekleştirildiğini ileri süren Harput şöyle devam etti: "Ailemin ve çocuklarımın bu kampanya çerçevesinde hayatı karartıldı. İddia olunan örgüt üyeliğini kabul etmem mümkün değildir. Eninde sonunda adaletin tecelli edeceğine inanıyorum ve bunu istiyorum. Vali olarak görev yaptığım dönem içerisinde bürokrasi ve iş dünyası içerisinden, benden kendi lehlerine talepte bulunan çeşitli ayrıcalıklar tanımamı isteyen pek çok talep gelmiştir. Yasa ve mevzuat çerçevesinde görevimi yaptığım için bu taleplerini karşılamadığım kişilerin, bu dönemde hakkımda bir iftira kampanyası düzenlediklerini görüyorum. 6 yıl Bursa’da vali olarak görev yaptım. Bursa’daki çalışmalarım neticesinde, eğitim, turizm, kültür, ticaret ve sanayi alanında Bursa pek çok eser ve hizmet kazandı. Bu yönden benden önce görev yapan bütün valilerden fazla Bursa’ya hizmet ettiğimi katkı sağladığımı düşünüyorum."
"KANUNSUZ HERHANGİ BİR YAPIMININ İÇERİSİNDE BULUNMADIM"
Şahabetin Harput, görevi dolayısıyla pek çok insan ile arasında husumet oluştuğunu da savunarak, "İçinde bulunduğumuz dönemde insanları karalamanın yolu FETÖ’cü veya Paralelel Yapı üyesidir şeklinde iftira atmaktır. Bu kapsamda aleyhimde ifade veren kişilerin kendi yaptıkları bazı usulsüzlük ve haksızlıkların, vali olmam dolayısıyla benim vasıtam ile yaptıklarını söyleyerek kendilerini aklamaya çalıştıklarını görüyorum. Bana sorulan toplantı, görüşme ve yurtdışı gezileri özellikle dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun emir ve direktifleri çerçevesinde ticari ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla yapılmıştır. Bu geziler sonrasında kurulan ilişkiler sonucunda, Bursa sanayisine bir milyar dolar ticaret ve üretim hacmi kazandırdık. Bu gezi ve toplantıların paralel yapı ile herhangi bir bağlantısı yoktur. Görev yaptığım dönem içerisinde hukuksuz herhangi bir işlem yapmadım. Kanunsuz herhangi bir yapımının içerisinde bulunmadım" dedi.
"BURADA BULUNMANIN UTANCI İÇİNDEYİM"
Bursa eski Valisi Şahabettin Harput savunmasına "Fethullahçı Terör Örgütü 15 Temmuz’da karanlık yüzünü göstermiştir. Hakkımdaki suçlamalarla burada bulunmanın utancı içindeyim. Kronik kalp rahatsızlığım, yüksek tansiyonum, prostat rahatsızlığım ve bel fıtığı rahatsızlığım var" dedi.
Harput, Gülen Cemaati’ne bağlı Özel Bahar Hastanesi’ne İl Özel İdaresine ait binayı usulsüz vermek ve döneminde kurulan ve emekli olduktan sonra yönetiminde görev aldığı kapatılan Orhangazi Üniversitesi’nin kuruluşundaki usulsüzlüklerle ilgili iddialara karşı şu savunmayı yaptı:
"Bahar Hastanesi’ne Özel İdare’ye binayı 10 yıllığına kiralanması şeklinde işlemde benim herhangi bir dahlim yoktur. O dönem cemaat ile siyasi iktidar arasındaki ilişkiler sebebiyle, siyasi otorite tarafından İl Özel İdaresi Meclis Başkan ve üyelerine iletilen, bu konudaki siyasi iktidarın görüşüne istinaden, İl Özel İdaresi Meclisi tarafından bir işlem yapılmıştır. Üniversitenin kurulması çabalarında ise bizzat dönemin başkanı tarafından, Sayın Bakan Faruk Çelik tarafından bu üniversitenin kurulmasının desteklenmesi yönündeki siyasi iradenin tarafıma iletilmesi neticesinde, siyasi otoritenin tercihi kapsamında yasal çerçeve içinde yetkilerimi kullanarak yardımcı olmaya çalıştığım doğrudur. Burada da herhangi bir kanunsuzluk yoktur."
Harput, ifadesinde örgütün 'Bursa imamı' olduğu öne sürülen ve yurt dışına kaçtığı bildirilen Cansun Sarıyıldız’ı Nilüfer Eğitim Kurumları’nın yönetici olması sebebiyle tanıdığını söyledi. Harput, "Birkaç toplantıda onun da bulunduğunu hatırlıyorum. Ancak görev sürem içinde söz konusu olan yasa dışı örgüt ve yapılanmaya ilişkin ayrıca Cansun Sarıyıldız’ın söz konusu örgütün il imamı olduğuna ilişkin güvenlik birimlerinden bana herhangi bir bilgi aktarılmamıştır" dedi.
EVİNDEKİ 1 DOLAR
Polis tarafından evinde yapılan aramalarda bulunan 1 dolarla ilgili de konuşan Harput, "Evimde yapılan aramada ele geçirilen 1 doların yanında 5, 10 ve 20 dolarlar da vardı. Bu paralar umreye gittiğimde kullanmak amacıyla aldığım ve sonrasında bende kalan paralardır. Allah nasip eder de yeniden umreye gidersem kullanmayı düşünüyordum. Terör örgütü başının okuyarak üyelerine verdiği paraların, bu yaşımda emekli bir vali olarak bu amaçla bulundurduğum yönündeki iddiaları kabul etmiyorum. Aptalca buluyorum. Ben suçsuzum. Daha sonradan bunun ortaya çıktığında vicdan azabı hissetmemeniz için salıverilmeme kararı vermenizi veya adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını talep ederim" diye konuştu.
Harput'un avukatı Ferhat Baştürk de, müvekkilinin İçişleri Bakanlığı müsteşarlığı ve valilik yaptığını belirterek, silahlı terör örgütü üyesi olduğuna dair, ilişkileri destekleyecek herhangi bir delil olmadığını savundu. Baştürk, "Bursa’da bulunan iş adamları ile birlikte ilimize bir üniversite kazandırılması için çalışmaları olmuş. Bunun sonucunda ilimize bir üniversite kazandırmışlardır. Yapılan işlemlerde herhangi bir usulsüzlük ve kanunsuzluk yoktur. Bursa’da faaliyet gösteren ve hizmet veren hastanelerin girişimi konusunda görevi konusunda yardımcı olmaya çalışmıştır. Bu konuda çalışmaları bakan Recep Akdağ tarafından da taktirle karşılanarak dile getirilmiştir" dedi.