Güncelleme Tarihi:
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, kan donduran ayrıntılarıyla kamuoyunda büyük infiale yol açan ‘Yenidoğan Çetesi’ operasyonunun ayrıntılarını önceki akşam CNN Türk canlı yayınında anlattı. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün özel hastanelere son bir senede 4 bin denetim gerçekleştirdiğine vurgu yapan Memişoğlu, şunları ifade etti:
POLİSTEN YARDIM İSTENDİ
“Bize 2023 Mart sonu itibarıyla ihbar geliyor, önce CİMER’e, CİMER’den bakanlığa, bakanlıktan bize İl Sağlık Müdürlüğü’ne gidiyor ve bizim sağlık hizmetlerimizi denetleme elemanları ilgili hastanelere giderek denetliyorlar ama ele geçer delil anlamında bir şey bulamıyorlar. ‘Burada bir sıkıntı var ama biz delil bulamadık’ diye bana geliyor denetim ekibi. Daha önce denetlemelerde de çok fazla bir şey bulamadığımız için İstanbul Emniyeti Mali Büro ekiplerinden bir amir arkadaşımızı çağırdım. Kendi avukatım, hukuk müşavirimiz vardı İl Sağlık Müdürlüğü’nde, o ve ben, bir de bu mali şubeden amir arkadaşımız Mustafa Bey ve rahmetli oldu benim yardımcım dört kişi, ‘Çok gizli bir teknik takiple ancak bulabiliriz’ dedik.
TEKNİK TAKİP BAŞLATILDI
5 Mayıs 2023’te gizli olarak, kimsenin bilgisi olmadan, kayıttan geçirerek İstanbul Mali Şube’ye yazı yazdık İl Sağlık Müdürlüğü olarak. Bu yazıyı sadece 4 kişi biliyor. Çünkü bizim içimizde de kimin ne olduğunu bilmediğimiz için bunu çok gizli ve operasyonel yaptık. İçişleri Bakanlığı, biz ve Adalet Bakanlığı büyük bir uyum içinde çalıştı. Çünkü bir çeteyle uğraşıyorsunuz. Bu operasyonu bu dört kişiyle başlatıyoruz.
BEBEK NAKİLLERİ ENGELLENDİ
Aynı zamanda biz denetlemeye devam ediyoruz bu hastaneleri. Oraya mümkün olduğu kadar bebek naklini yaptırtmamaya çalışıyoruz. Çünkü o sırada bebeklere kötü muamele edildiğini düşünüyoruz ama bebeklere bu şekilde teknik takibe takılacak kadar maalesef cani olabileceklerini hesaba katmıyoruz. Bütün ekiplerimizle bunları denetliyoruz. Savcılık ve mali şube bu işin takibinde ve delilleri elde edinceye kadar gizlilik kararı vardı. 2023 Kasım ayına kadar bakanlığa savcılık gizlilik olduğu için hiçbir şey söylemedi. Bizden teknik destek istedi. Ne sorulacak? Yoğun bakımlarda ne sorulması gerekir? Bunu ama resmi vermedik. Biz de onlara hekimleri gönderdik ve hekimlerle bilgi verdik. Onlara ne soracaklarının, neyi takip edeceklerinin ayrıntılı dökümanını verdik. Ayrıca bunlara 2024 yılında 112 sevki yapmadık. Bir CİMER başvurusuyla çeteyi çökerttik.”
ÖZEL HASTANELERDE DENETİMLER DEVAM EDİYOR
Bakan Memişoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda da “Mevcut denetleme sisteminin güncellenmesi ve her branştan konusunda uzman hekimler ve akademisyenlerden oluşan komisyonlar oluşturulacaktır. Özel hastanelere ilişkin denetimler aralıksız devam ederken özel sağlık kurumlarına ilişkin yapısal reformlar da bakanlığımızın gündemindedir. Bütün dünyanın takdir ettiği sağlık sistemimizi, kişisel çıkarları ve maddi menfaatleri için lekelemeye çalışanlara göz açtırmayacağız” dedi.
ERDOĞAN NE DEDİ
- Bakan Memişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile önceki günkü görüşmelerine ilişkin de “Sayın Cumhurbaşkanımız şunu söyledi; ‘Ben sonuna kadar arkanızdayım, benim insanlarımın en küçük canına, malına, herhangi bir şeyine zarar veren herkese gereğini yapın’ diye bizi talimatlandırmış durumdadır” açıklamasını yaptı.
HASTANE KİMLİKLERİ ALINDI
- Sağlık Bakanı, 10 hastanenin hastane kimliklerinin alındığını da kaydederek “Artık hastane değiller. İçinde çalışanlara da tabii ki devlet olarak elimizden gelen, iyi niyetli olanlara destek vereceğiz. CİMER olmasaydı, bu bilgiler gelmeseydi, biz bu gizli soruşturmayı yapmasaydık, şu anda hastaneler çalışıyor olacaktı. Bu insanlar her türlü cezayı da alacak” dedi.
BEBEĞİMİ ÖLDÜRDÜLER
Nakiller sürerken Reyap Hastanesi önünde gazetecilere açıklama yapan Cemil Irmak, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bebeğim dünyaya sağlıklı geldi. Üçüncü günde hastaneye geldik, ‘Her şeye hazırlıklı olun’ dediler. ‘Biz kalpten anlamıyoruz kalp doktoru getireceğiz’ diyerek 5 bin TL para istediler. Parayı da elden istediler, verdik. Doktor geldi mi gelmedi mi onu da bilmiyorum. Fırat Sarı bana kalp durumunun iyi olduğunu, damarlarının tıkalı olduğunu söyledi. Ben ‘Ne gerekiyorsa yapın, gerekirse bebeğimi alıp başka hastaneye götüreyim’ dedim. ‘Sen götürürsen bebeği yolda ambulansta kaybedebiliriz, durumu kritik’ dedi. Bizim içimize korku verip bebeği burada tuttular. Beşinci gün arayıp ‘Başınız sağ olsun bebeği kaybettik’ dediler. Bebek anne karnında da iyiydi, doğduğunda da iyiydi. ‘Bir iki gün küvözde tutup taburcu edeceğiz’ dediler ama burası bebeğimin ölümüne neden oldu.”