Güncelleme Tarihi:
Bakan Müezzinoğlu, "Sağlıklı Yaşam Kültürünü Teşvik Projesi" kapsamında sağlık muhabirleri ile Eymir Gölü'nde yaptığı bisiklet turunun ardından, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Terör olaylarının yaşandığı Güneydoğu Anadolu bölgesinde son durum nedir? Hizmete erişimde sıkıntı hala yaşanıyor mu" sorusu üzerine Müezzinoğlu, terörün olduğu bir ortamda vatandaşların sağlıklı bir yaşam sürebilmesinin çok mümkün olmadığını söyledi. Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
'DEVLET EN REEL ŞEKİLDE GÜVENLİĞİ SAĞLAMALI'
"Silah, mayın, roketatarın olduğu, güvenlik açısından devletin sokağa çıkma yasağı ilan ettiği ortamlarda, vatandaşların gerek ticari gerek sosyal gerekse sağlık hizmetleri anlamında mutlaka sıkıntılarının olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti devleti, şayet bir vatan, bir millet, bir bayrak altında yaşıyor ve yaşayacak ise o toprakların her karışının güvenli olması lazım. Her karışında bu ülke insanının huzur içinde yarınlara yürümesi lazım. Birileri eline silah alıp, birileri sokakları kazarak, birileri mayın döşeyerek, birileri terör estirerek bu ülkenin hiçbir sokağında, hiçbir mahallesinde, hiçbir köyünde barınamaz, barınamamalı. Dolayısıyla, devlet de en reel şekilde oralarda güvenliği sağlamalı. Sokağa çıkma yasağı olan, çatışmanın olduğu alanlarda özellikle 20 Temmuz'dan bu yana dönem dönem veya yer yer sağlık hizmeti sunumunda veya vatandaşımızın sağlık hizmeti alımında sorunlar yaşanmıştır."
Özellikle sağlık hizmeti sunumunda görev yapanlara özverili çalışmalarından ötürü teşekkürlerini sunan Müezzinoğlu, "Dün Şırnak'ta Acil Hizmetler Genel Müdürümü aradım ve bana 'Arkadaşlarımla birlikteyim' dedi. Hepsinin moralinin iyi olduğunu iletti. Herkesin görev başında olduğunu aktardı. Yer yer silah seslerinin duyulduğunu ancak görevlerinin başında olduklarını belirtti" diye konuştu.
'EKİPLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM'
Bölge ile sürekli irtibat kurulduğuna işaret eden Müezzinoğlu, vatandaşların hizmete kolay ulaşmasında sıkıntı yaşanabildiğini aktararak, şöyle dedi:
"112 hizmeti talep edildiğinde oraya arkadaşlarımızın gitmesinde de sorunlar var. Yine ambulansımıza acil çağrı yapıldı geçen günlerde. Ambulans giderken, yolda durduruluyor, ekip silah zoruyla indiriliyor ve ambulans kaçırılıyor. Bu nedenle, sorun yaşanmıyor denilemez. Ambulans, kimi zaman geri dönmek zorunda kalabiliyor. Geçtiğimiz 5-6 aylık dönemde, hizmet sunumunda hayati sorun yaşayacak vatandaşımıza bir bedel ödetmedik. Ekiplerimize, teşekkür ediyorum."
'VATAN SEVGİSİYLE NASIL BAĞDAŞTIRILIR'
Bir gazetecinin, "Bir meslek örgütünün, terör olaylarının yaşandığı bölgede hayati şartların sağlanmadığı gerekçesiyle sağlık çalışanlarının
çekilmesi yönünde çağrısı oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Bakan Müezzinoğlu, şu yanıtı verdi:
"Bir defa her türlü güvenlik tedbirini almak durumundayız. Çekilmek kolaycılıktır. Bırakalım o zaman orayı. Güvenlik güçleri de çekilsin, emniyet de çekilsin. Sonra silahlı kuvvetler de çekilsin. Bunlar, ihanet cümlesidir. 'Bu ülkenin vatandaşıyım' diyen birinin söyleyebileceği cümle olabilir mi? Güvenlik tedbirleri için ne dedik, '24 saat arkadaşlarımızın evlerine gidiş gelişlerinde güvenlik sorunu yaşıyorlar. Biz de bir hafta hastanede 24 saat dönüşümleri yapacak ekibi getirelim. Bunların bir kısmı gündüz bir kısmı gece dinlenir'. Ekipler kuruldu. Hasta, güvenli ortamda hastaneye gelebiliyorsa, tedavisini yapıyoruz. Biz hastaya güvenli bir şekilde gidebiliyorsak tedavisini gittiğimiz yerde yapıyoruz veya alıp getiriyoruz."
'ÇEKİLELİM NE DEMEK'
"Çekilelim', ne demek bu?' Nasıl bir cümledir bu? 'Çekilelim' cümlesini, bir ülkenin vatandaşının vatan sevgisiyle nasıl bağdaştırabiliriz? Çanakkale'de doktorlar çekildi mi? Tıbbiye mezunlarının tamamını biz o yıl Çanakkale'de kaybettik, 1915'te. Bu mesleğin bir meslek onuru var. İkincisi, vatan ve millet onuru var. Biz çekilmeyeceğiz, ne pahasına olursa olsun, hiçbir köşeden."
Bölgede çalışan sağlık görevlilerinin şartlarını iyileştirmeye yönelik ek hizmet bedeli verilmesi gibi yeni adımlar olup olmadığının sorulması üzerine de Müezzinoğlu, buna ilişkin çalışmanın yapıldığını söyledi. Müezzinoğlu, "En kolay olanı onların imkanlarını bir kat daha artırmaktır. O, Türkiye için, Bakanlık için çok sorun değil. Bu anlamda Sayın Başbakanımızın da talimatları var. Bu anlamda bir mağduriyetleri olmaz. Ama bunun maddi-ekonomik bir değerle değerlendirmeyi de esasında çok doğru bulmuyorum" diye konuştu.