Güncelleme Tarihi:
Akdağ, Mersin HiltonSA'da kentin sağlık alanındaki yöneticileriyle gerçekleştirdiği il değerlendirme toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Mersin'de sağlık hizmetlerinin oldukça iyi yürüdüğünü gördüğünü ve bundan mutlu olduğunu söyledi.
Mersin'in anne ve bebek ölümlerinin konusunda Türkiye ortalamasının altında olduğunu vurgulayan Akdağ, "Özellikle anne ölümleri konusunda ciddi bir muvaffakiyeti var. Bizim birinci basamak dediğimiz aile hekimliği hizmetleri açısından da genelde Türkiye ortalamasının üzerinde bir hizmet anlayışı gördük." dedi.
Akdağ, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile önümüzdeki aylarda hizmete girecek Mersin Şehir Hastanesi arasında karşılıklı iş birliği yapılmasının kente katkı sağlayacağının altını çizerek, bu konuda üniversite ile aynı düşünce olduklarını gördüklerini bildirdi.
Şehirde sağlık hizmetleriyle ilgili genelde iyi haberler olduğunu ancak bir de kötü haber bulunduğunu aktaran Akdağ, şöyle konuştu:
"Maalesef sezaryen oranları çok yüksek. Hatta burada bir latife de yaptım ben. Dedim ki Mersin'i tebrik ediyorum. Mersin'deki özel hastanelerimizin sezaryen oranları Adana'ya göre düşük. Niye yüzde 80 çünkü. Adana'da yüzde 90. Türkiye ortalaması da yüzde 75'i buldu özel hastanelerde sezaryen oranları. Arkadaşlar bunu kabul edilemez buluyoruz. Ben bütün hamileleri, onların eşlerini ve ailelerini uyarıyorum. İhtiyaç olmadığı bir zaman yapılan sezaryen anneye ve bebeğe zarar vermektedir. Dolayısıyla size birisi 'Sezaryen mi istiyorsunuz, normal doğum mu istiyorsunuz' diye gereksiz bir soru sorarsa bu soruya vereceğiniz cevap elbette normal doğum istiyorum olmalıdır. Sezaryen yalnızca gereklilik, ihtiyaç halinde anne ve bebeğin sağlığı öyle gerektirdiği ya da anne ve bebeğin sağlığı tehlikeye girdiği için başvurulan bir yöntemdir. Dünyada gelişmiş, bu işi iyi yapan ülkeler de bunu böyle yapmaktadır. Ben vatandaşlarımı bu açıdan uyarıyorum."
Akdağ, gereksiz sezaryen yapan kuruluşları ve doktorları da uyararak, şöyle devam etti:
"Bu hususun bizzat ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Sağlık Bakanı olarak takipçisi olacağım. Vatandaşlarımın, hamile annelerin hakkını, hukukunu bu hususta korumaya kararlıyım. Gerekirse doğumlarının hemen hemen bütününü uzun zamandan beri sezaryen yapan uzman arkadaşlarımızı bu hususta üniversitelerimizde eğitim hastanelerimizde normal doğumu yeniden hatırlamaları normal doğumla ilgili pratiklerini geliştirmeleri için eğitimlere alacak şekilde bir düzenlemede yapacağız. Bunu da buradan bütün vatandaşlarımıza duyurmuş oluyorum."
Akdağ, Türkiye'nin AK Parti ile beraber sağlıkta dönüşüm programını gerçekleştirirken sağlık çalışanlarının bu işin gerçek kahramanları olduğunu aktardı.
- "Sağlık çalışanlarına karşı şiddete asla müsamaha etmeyeceğim"
Akdağ, fedakarca çalışan sağlık çalışanlarına yönelik zaman zaman ortaya çıkan şiddete asla müsamaha etmeyeceğini belirtti.
Bir sağlık çalışanına, hemşireye, ebeye, doktora ya da hastanedeki herhangi bir personele karşı bir kötü sözü kendine karşı işlenmiş, söylenmiş kabul ettiğini dile getiren Bakan Akdağ, şu ifadeleri kullandı:
"Bir fiziksel şiddet davranışını kendime karşı işlenmiş olarak kabul ediyorum. Bakın çok kısa zaman önce Sakarya'da bir kardeşimize, bir hekimimize bıçakla bir saldırı oldu. Bunun faili yakalandı tutuklandı inşallah yargı cezasını verecektir. Ben bu saldırıya uğrayan kardeşime şifalar diliyorum. Kesinlikle 80 milyon Türk insanına ayrıca Suriyeli misafirlerimize, ihtiyaç olduğunda Sudan'da, Somali'de, Afganistan'da dünyanın her yerindeki insanların hizmetine koşan sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan herkes karşısında birinci derecede bu ülkenin Türkiye Cumhuriyeti'nin Sağlık Bakanı'nı bulacaktır."