Güncelleme Tarihi:
Milenyum adıyla tanıyıp sevdiğimiz 2000 yılının Bach yılı olduğunu biliyor muydunuz? Bu vesileyle, ‘‘Bach İstanbul'da'' başlığıyla ikincisi düzenlenen Aya İrini Bach Günleri bugün başlıyor. TR-Net'in desteklediği ve Hakan Erdoğan Productions tarafından düzenlenen Bach Günleri'ne günümüzün tanınmış Bach yorumcuları katılıyor. Konserler 29 Eylül'e kadar sürecek.
Bugün 20.30'da Aya İrini'de Belçikalı ‘‘La Petite Bande'' oda müziği topluluğunun konseriyle başlayacak Bach Günleri'nin en önemli özelliği konserlerden önce ülkemizin önde gelen müzikolog, düşünür ve edebiyatçılarının konferanslar vermesi. Bugünkü konserden önce saat 18.00'de ‘‘Bach Üstüne Doğaçlamalar'' adlı bir konferans yapılacak. Evin İlyasoğlu'nun yöneteceği konferansa Aydın Esen, Enis Batur, Doğan Hızlan ve Balkan Naci İslimyeli katılıyor.
Bugün oda müziği konseri verecek Belçikalı ‘‘La Petite Bande'', halen şefliğini ve birinci kemanlığını yürüten Sigiswald Kuijken tarafından 1972 yılında Belçika'da kurulmuş. Orkestranın diğer kurucusu olan Gustav Leonhardt orkestrayı Kuijken'le dönüşümlü olarak yönetiyor.
Topluluğun kurulmasını Harmonia Mundi adlı plak şirketi, Lully'nin ‘‘Kibarlık Budalası'' başlıklı yapıtınının Gustav Leonhardt yönetimindeki kaydını yapmak için böyle bir topluluğun kurulmasını önermiş. Böylece bu topluluğa Lully'nin 14. Louis'nin sarayında kurduğu kendi orkestrasının özgün adı, ‘‘La Petit Bande'' verilmiş.
Tüm üyeleri uluslararası alanda erken müzik uzmanı olarak ün yapmış kişilerden oluşan La Petite Bande sürekli bir topluluk olarak kurulmamış olsa da CD kaydındaki başarısından sonra düzenli konserler veren bir aile haline gelmiş. Özellikle Fransız müziğinde odaklanan dağarcığı giderek İtalyan ustaları, ardından Bach, Handel, Gluck, Haydn ve Mozart gibi bestecileri de kapsamaya başlamış.
Topluluk Avrupa, Avustralya, Japonya, Çin ve Güney Amerika'da pek çok uluslararası festivale ve konser dizilerine katılmış. J.S Bach'ın 250. ölüm yıldönümü nedeniyle 2000 yılı içinde Brandenburg Konçertoları, Si Minör Missa ve kantatlardan oluşan programlar düzenlemiş.
Büyüleyici çalgı
Bugünkü konserde Rebeka Ruso ile birlikte ‘‘Viola da Gamba ve Klavsen için Sonat''ı (BWV 1029) seslendirecek olan Ewald Demeyere klavsen çalışmalarına Brüj Konservatuvarı'nda başlamış ve 1993'te Orange bursu almış. Antwerp'deki Kraliyet Müzik Konservatuvarı'ndaki eğitimi süresince pek çok ödüle değer bulunan sanatçı 1997'de Jos van Immerseel'den master derecesi elde etmiş. Demeyere, halen Kraliyet Flaman Konservatuvarı'nda bestecilik ve klavsen öğretmenliği yapıyor.
Rebeka Ruso ise, Slovakya'da müzisyen bir ailenin çocuğu olarak doğmuş ve müzik eğitimine çello ile başlamış. Bratislava Konservatuvarı'ndan mezun olduktan sonra viola da gamba çalmaya ilgi duyan sanatçı, aranan bir solist ve orkestra üyesi.
Yine bugünkü konserde ‘‘Flüt ve Klavsen için Sonat''ı (BWV 1030) Ewald Demeyere ile seslendirecek olan Barthold Kuijken, Barok flütün büyük ustalarından biri olarak tanınyor. Brüj Konservatuvarı'nda başladığı eğitimini Belçika Kraliyet Konservatuvarı ve La Hey Konservatuvarı'nda tamamlayan sanatçı, kendi kendine ‘‘eski müzik''e özgü bir çalgı olan yan flütü (transverse) öğrenmiş. Çalışmalarını 18. yüzyıl flüt yöntemleri üzerine temellendiren Kuijken, 1977'den beri Brüksel Kraliyet Konservatuvarı ve La Hey'de profesör olarak 18. yüzyıl yorum yöntemlerini öğretiyor.
Erken dönem müzik
Konserde Bach'ın ‘‘Keman İçin Partita II'' (BWV 1004) adlı yapıtını seslendirecek olan Sigiswald Kuijken, Brüj ve Brüksel Konservatuvarları'nda keman eğitimi almış. 1969 yılından itibaren erken dönem müziği tanıyarak kemanı otantik bir biçimde çalan sanatçı bu çalış stiliyle birçok keman yorumcusunu da etkilemiş.
1964-72 arasında Brüksel'de yerleşik Alarius topluluğunun bir üyesi olarak Avrupa ve Amerika'da konserler veren sanatçı daha sonra Barok müziğin uzmanlarıyla birlikte bireysel oda müziği projeleri yürütmüş.
Bugünkü konserde ayrıca yukarıda tanıttığımız Barthold Kuijken, Sigiswald Kuijken ve Ewald Demeyere ‘‘Flüt, Keman ve Sürekli Bas için Üçlü Sonat''ı (BWV 525) seslendirecek.
Konserlerin bilet satışı AKM (0212 251 56 00) ve Vakkorama'nın Taksim, Suadiye ve Akmerkez şubelerinden yapılıyor. Biletler 20 - 15 ve 10 milyon TL. Öğrencilerse 6 milyon TL ödeyecek.
Uzaya gönderilen müzik
Evet, birkaç yıl önce uzaya gönderilen kapsülde, insanı simgeleyen müzik örneği olarak Bach'ın müziğine yer verildi. Çünkü Barok müziğinin bu 'tanrı'sının yaptığı müzik saf müzik olarak nitelendiriliyor. Pek çok müzisyen yetiştirmiş bir ailenin çocuğu olarak 1685'te Almanya'da doğan ve Barok çağın kapanıp Klasik çağın başladığı 1750 yılında ölen Johann Sebastian Bach, müziğiyle sadece kendinden sonraki bestecileri değil, edebiyatçıları, ressamları, mimarları, sinemacıları da etkilemiş ilahi bir besteci.