Güncelleme Tarihi:
Muktada es-Sadr, Necef şehrindeki evinde Türkiye Caferi toplumu lideri Selahattin Özgündüz'ü ve beraberindekileri kabul etti. Kabuldeki konuşmasında Türkiye-Irak ilişkilerini de değinen Sadr, "İlişkiler dar bir geçitten geçiyor" dedi. Sadr, iki ülkenin ilişkilerinin mezhepsel temelli bazı sorunlar karşısında sınav verdiğine dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Türkiye-Irak ilişkilerinin içinden geçmekte olduğu en zor aşama mezhepsel oyunların oynandığı aşamadır. Irak'ta Şiilerin, Türkiye'de de Sünnilerin var olduğu bilinmekte. Yanlış olan bakış açısı, Irak'ı sadece Şiiler, Türkiye'yi de sadece Sünnilerin ülkesi olarak görmek. Irak, içindeki tüm mezhep, din ve ırkların ülkesi olmalıdır. Türkiye örneğinde de gördüğümüz gibi, Türkiye içindeki tüm din, mezhep ve ırklarındır."
Sadr, Özgündüz ve beraberindekilere Aşure günündeki çalışmaları için teşekkür ederken, "Bu yaptıklarınız, Türkiye'nin içindeki tüm dinlerin, mezheplerin ve ırkların eşit biçimde varolabildiğinin kanıtıdır" dedi.
IRAK VE TÜRK HALKINI BİRBİRİNE YAKLAŞTIRACAK HER ŞEYE HAZIRIM
Özgündüz'ün, "Kerkük şehrinin Kürt yönetimine bağlanmasını istemiyoruz. Bunu engellemek için gerekli güce sahip olduğunuza inanıyoruz" şeklindeki sözlerine üzerine Sadr, Irak ve Türk halkını birbirine yakınlaştıracak her şeye hazır olduğunu ve bunlardan birinin de Kerkük meselesi olduğunu dile getirdi. Sadr, "Kerkük ne Şii, ne Sünni, ne Arap ne de Kürt olacaktır. Kerkük tüm Irak'ındır. Türkiye'yi oluşturanların Türkiye'de yaşadığı gibi, Irak'ı oluşturanların da burada yaşadığı bir şehir olacaktır" dedi.
"MÜSLÜMAN ÜLKELERİN BAYRAĞININ YAKILMASI ÇOK ÇİRKİN"
Türkiye'nin Basra Başkonsolusluğu önünde 19 Mayıs'ta yapılan gösteride Türk bayrağının yakılması olayına da değinen Muktada es-Sadr, bu olayın Irak halkı içindeki mezhep ayrılıklarını ve Türk-Irak halkları arasındaki ilişkileri olumsuz etkilediğini söyledi. Sadr şunları söyledi:
"Basra'daki gösteriler Türk ve Irak halkını birbirinden uzaklaştıracak ve ortamı gerecek niteliktedir. Bizim taraftarlarımızın bu olayla ne menfi ne de müspet bir ilişkisi oldu. Türkiye bayrağından önce de Ürdün bayrağı yakılmıştı. Bu kabul edilemez. Müslüman ülkelerin bayrağının yakılması çok çirkin bir şeydir."
"IRAK İLE İLİŞKİLERİN İYİ OLMASI İÇİN ÇAĞRIDA BULUNUYORUZ"
Sadr, Irak meclisindeki (El-Ahrar) grubunun Türk hükümeti ile Irak hükümeti arasındaki gerilimi azaltmak amacıyla bir çalışmada bulunup bulunmadığının sorulması üzerine şunları söyledi:
"Komşu ve Müslüman ülkelerin Irak'la ilişkilerinin iyi olması için daima çağrıda bulunuyoruz. Devletler arasındaki ilişkileri gerginleştirecek her şeyi reddediyoruz. Meclisteki grubumuz El-Ahrar da bu çizgidedir. Irak ve Türkiye hükümetleri arasındaki ayrılığın derinleştirilmesi için birileri çalışıyor. Türk heyetini, yani sizin geldiğinizi duyduğumda çok sevindim ve aynı zamanda şaşırdım. Irak hükümeti, Türk şirketlerinin Irak'ta çalışmasına sıcak bakmıyor. Ama biz bunu kabul etmiyoruz. Aramızda yakınlığı sağlamak ve gerginliği gidermek için öneriniz varsa ben her zaman hazırım."
"BAŞBAKAN MALİKİ'YE NASİHATTE BULUNDUM"
Türkiye'nin Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el-Haşimi konusunda takındığı tutuma ilişkin bir sorulması üzerine ise Sadr, meselenin Irak içindeki siyasi ihtilaflardan kaynaklandığını belirtti. Sadr, Irak Başbakanı Nuri el-Maliki'ye ve hükümete, "Türkiye ile ilişkileri gerginleştirmenin mevcut durumu beklenenden daha sıkıntılı hale getirebileceği konusunda nasihatte bulunduğunu" anlatarak, "Bu tür meseleleri en kısa zamanda çözmek gerekir. Ben bu meselede tarafsız kaldım. Türk hükümetinin siyasetine karışmayı sevmiyorum. Türk hükümetinin de hükümetimizin ve halkımızın siyasetine karışmasını sevmem. Bu meseleyle (Haşimi) ilgili tüm durumlar mezhepsel krizi artırıyor" şeklinde konuştu.
Kısa süre önce Erbil'e yaptığı ziyarette Kürt yetkililerin kendisine Irak'tan kesinlikle ayrılmak istemediklerini söylediğini aktaran Sadr, Kürt yönetimi ile merkezi hükümet arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi için arabulucuk yapmaya çalıştığını kaydetti.
"SURİYE MESELESİ SURİYE'DE ÇÖZÜLMELİ"
Sadr, Türkiye ile ilişkilerinin iyi olmasının Suriye ile olan ilişkilerine ve Suriye'de akan kanın durdurulmasına da olumlu etki yapacağını kaydetti. Suriye'deki muhaliflerle ayrı mezhepten olmalarına rağmen bu ülkede kan dökülmesine karşı olduklarını ifade eden Sadr, "Ayrı mezhepten olmamız Suriye'dekileri hedef alıp öldürmemizi ya da Suriye'dekilerin bizi hedef alıp öldürmesi anlamına gelmemeli" diye konuştu.
Suriye'deki duruma acil çözüm bulunması gerektiğini vurgulayan Sadr şöyle devam etti:
"Suriye'de ne halkın ne yönetimin kan akıtması kabul edilemez. Soruna acil bir çözüm bulunması gerekir. Benim ve Mehdi Ordusu'nun Suriye meselesine karıştığımızı duymuş olabilirsiniz. Ben huzurunuzda bunu yalanlıyorum. Suriye meselesine benim ya da bana yakın olanların karışmasını kabul edemem. Suriye meselesi Suriye'nin iç meselesidir. Kimse karışmamalı. Ne Irak'ın, ne Amerika'nın ne de başka bir ülkenin Suriye'nin içişlerine karışmasını istemiyoruz. Suriye meselesi Suriye'de çözülmelidir."
Selahattin Özgündüz'ün kendisini Türkiye'ye davet etmesine üzerine ise Sadr, "Irak ve Türk hükümeti ihtilaf halinde. Ziyaretim şimdi olursa ihtilaflar artar. Irak hükümeti, Türk hükümetiyle ilişkilerini iyileştirdiği zaman hemen ziyaretinize geleceğim" yanıtı verdi.
Sadr Hareketi lideri Seyyid Muktada es-Sadr, orta ve güney Irak'ta yoğunlaşan Şii nüfusun en fazla desteklediği liderlerden. Mecliste "El-Ahrar" olarak bilinen grubu, Irak hükümetinde koalisyon ortağı durumunda.