Güncelleme Tarihi:
Türk Armatörler Birliği Başkanı Şadan Kalkavan, Sadıkoğlu'nun kaçırılmasının tamamen ticari bir olay olduğunu söyledi. Referans Gazetesi'nde Perihan Çakıroğlu imzasıyla yer alan haberde Kalkavan'ın, Sadıkoğlu'nun kazandığı ilk ihale rakamı olarak 19 milyon doları vermesine karşılık, Sadıkoğlu, video kaset bandında bir yıldan bu yana hakedişini alamadığını açıklamış ancak bir rakam söylememişti.
|
Yine, ilk gelen haberlerde limanda 60 batık geminin temizlenmesine yönelik son ihale öncesi Sadıkoğlu'nun vincine haciz konulacağı bilgileri de yer alıyordu.
EŞİ UMUDUNU KORUYOR
Kahraman Sadıkoğlu'nun kaçırılması, dünyanın önde gelen ajans ve gazetelerine de yansırken, yabancı medyanın yorumları daha çok rehine olayının ticari çıkar uğruna yapıldığı yönünde birleşiyor. Associates Press Ajansı, Sadıkoğlu'nun video kasetinde arkasında pankart ve fidyecilerin olmamasına dikkat çekerken, Los Angeles Times Gazetesi, Sadıkoğlu'nun açıklamalarına yer verdi ve özel bir yorum yapmadı.
Merkezi Dubai'de bulunan International Marine Contractors'un Başkanı olan Sadıkoğlu'nun eşi Jülide Sadıkoğlu, en son kendisiyle görüşen gazetecilere, "Kaset bandı beni umutlandırdı. Kahraman'ın en kısa zamanda serbest bırakılacağını düşünüyorum" derken, "fidye" konusunda konuşmak istemediğini de açıkladı.
"VÄ°NCÄ° VER KURTUL"
* Türk Armatörler Birliği Başkanı Şadan Kalkavan, Sadıkoğlu'nun kaçırılmasının tamamen ticari bir olay olduğunu söyledi. Kalkavan, "Kahraman'ın canına karşılık onun kullandığı 25 milyon dolarlık vinç isteniyor" dedi.
* Vincin, dünyanın en büyük 5 vincinden birisi olduÄŸunu belirten Kalkavan, SadıkoÄŸlu'nun kaçırıldığı 23 Aralık günü, BM'nin 90 milyon dolarlık ihalesi olduÄŸunu da belirtirken, "Kazanmasın diye Kahraman'ı kaçırmış olabilirler" ÅŸeklinde konuÅŸuyor.Â
Kahraman Sadıkoğlu'nun Irak'ta kaçırılması ve rehin alınmasının arkasında tümüyle ticari çıkarlar olduğu giderek netleşiyor.
Türk Armatörler Birliği Başkanı ve Sadıkoğlu'nun kuzeni Şadan Kalkavan, ilginç açıklamalarda bumlundu. Kalkavan, serbest bırakılmasına karşılık Sadıkoğlu'ndan sahibi olduğu 25 milyon dolarlık vincin istendiği yolunda bilgiler geldiğini belirterek, "Kahraman'ın canına karşılık vince el konulması söz konusu olabilir. Şayet, hükümet nezdinde süren girişimler başarılı olamazsa, vinci bırakmaktan başka çaremiz kalmıyor" diye konuştu.
Kalkavan, söz konusu vincin dünyanın en büyük 5 deniz vincinden birisi olduğunu, Sadıkoğlu'nun bu vinci Amerika'dan satın aldığını anlatırken, şu bilgileri veriyor: "Kahraman'ın aldığı vinç, daha önce Rusya ile Türkiye arasında Karadeniz'in altından borularla petrol taşınması projesi olan 'Mavi Akım'ın gerçekleştirilmesi sırasında da kullanılmıştı. Kahraman, ABD'den parça parça getirdiği vinci, Samsun Limanı'nda bu iş için kullanıldıktan sonra Basra Körfezi'ndeki Umm Kasr Limanı'na gemilerle taşıttı. Liman girişinde 1991'deki "1. Körfez Savaşı" sırasında batan gemilerin çıkarılması için Birleşmiş Milletler(BM) nezdinde açılan ihalelerden iş almak istiyordu. Nitekim de 19 milyon dolarlık ilk ihaleyi kazandı ve çok başarılı oldu. 23 Aralık'ta BM, 90 milyon dolarlık ikinci ihaleyi açacaktı. Kahraman, en şanslı aday görünüyordu ki, kaçırıldı. Dikkat edilirse, onunla ilgili kaset, ihale günü yani 23 Aralık'ta medyaya gönderildi. Anladığım kadarıyla daha önce bu ihalelerde aracı olan Irak'lı bazı işadamlarıyla pazarlıkta anlaşamadığı için başına bunlar geldi. Aracılar, Kahraman'ın rakiplerine giderek daha fazla komisyon karşılığı, onun ihaleye girmesini engellediler."
Kalkavan, Sadıkoğlu'na aracılık yapan ve komisyonu beğenmedikleri için karşı tarafa geçen Iraklı işadamlarını hiç tanımadığını da söylüyor.
Kalkavan'ın, Sadıkoğlu'nun kazandığı ilk ihale rakamı olarak 19 milyon doları vermesine karşılık, Sadıkoğlu, video kaset bandında bir yıldan bu yana hakedişini alamadığını açıklamış ancak bir rakam söylememişti. Yine, ilk gelen haberlerde limanda 60 batık geminin temizlenmesine yönelik son ihale öncesi Sadıkoğlu'nun vincine haciz konulacağı bilgileri de yer alıyordu.
OLAY ÖNCE GİZLİ TUTULDU
Kalkavan, Sadıkoğlu'nun kaçırılmasını ilk öğrenen kişilerden birisi. İki İngiliz mühendis ve Türk kaptan Ahmet Yurttaş'la birlikte Irak'tan İran'a geçerken el konulan ve daha sonra da rehine tutulduğu kişilerce, görüntü bantları İhlas Haber Ajansı kanalıyla Türk televizyonlarında yayınlanan Kahraman Sadıkoğlu için herhangi bir girişimde bulunamadıklarını belirten Kalkavan, olayı gizli tutmalarının nedenini de şöyle anlatıyor:
"Kahraman'ın kaçırılmasını çok dolaylı yollardan öğrendik. Ben, Başbakan R. Tayyip Erdoğan ile Suriye'ye giden heyette bulunuyordum. Gezi sırasında Erdoğan'a durumu anlatmayı düşündüm ancak buna fırsat bulamadım. Türkiye'ye dönünce de durumu önce Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e ilettik. Başbakan'ın haberi buradan oldu ve beni arayarak, neden daha önce ona bildirmediğimi sordu. Erdoğan, ellerinden gelen tüm kanalları kullanacağı sözü verdi. Sağolsun ancak şu ana kadar bir bilgi ulaşmadı."
Kalkavan, 25 milyon dolarlık fidye istenip istenmediği yolundaki haberler konusunda ise "Ne evet, ne hayır" diyor. Sadıkoğlu'nun eşi Jülide Sadıkoğlu'nun önce fidye istendiğini söylemesine rağmen, daha sonra "Böyle birşey yok" demesini ise şu şekilde değerlendiriyor: "Doğrusunu isterseniz, bizleri kimse fidye konusunda aramadı. Sanıyorum, bazı tahminlere dayanılarak fidye işi ortaya atıldı. Jülide Hanım da bu tahminler üzerine böyle açıklama yaptı. Şu ana kadar bize gelmiş özel bir istihbarat veya telefon yok. Kahraman'ın ablası Berna Tokar da bu durumdan çok üzgün. Ancak, hiçbir şey yapamıyoruz."
Kalkavan, beklemeyi sürdürdüklerini ve yeni gelişmelere göre hareket edeceklerini söylerken, vincin satın alındığı ABD'deki şirketle de temasa geçmeyi düşündüklerini söylüyor. Kalkavan, vinci üreten şirketin adını bilmediğini belirtirken, hangi şirkete sigortalı olduğunu konusunda da açıklama yapmıyor.