Güncelleme Tarihi:
Catherine Deneuve tek kelime ile bir şeyi itiraf etti:
'Senden kopamadığı için onu terk ettim.' Doğruydu... Bunu bana Marcello da söylemişti. Catherine bir gün, 'Ya ben ya karın' demiş. Marcello da Catherine Deneuve'e 'Sen' diyememiş.’’
1996 Aralık ayının son günlerinde yaşamını yitiren ünlü İtalyan ‘‘Latin Lover’’ sinema oyuncusu Marcello Mastroianni'nin karısı Flora bakın ne diyor:
‘‘Ben Marcello'nun sadık eşi, can dostu, kardeşi, annesi, sırdaşı, akıl hocası, hemşiresi, hizmetçisi hatta koruyucusuydum, ama hiçbir zaman sevgilisi olamadım. Onlar başkaydı.’’
Gerçekten Marcello Mastroianni'nin onlarca sevgilisi başkaydı. Ama karısı Flora da başkaydı.
Devam ediyor:
‘‘Marcello'yu kadınlar rahat bırakmazdı. O da peşlerine takılırdı. Giderdi, gezer, tozardı, bıkınca da gelir bana sığınır, yaptıklarını anlatır sonunda da 'Ciddi bir şey değildi. Benim yerim senin yanın' derdi. Bakmayın siz onun çapkınlıklarına, elde edemediği kadınlar elde ettiklerinden daha çoktu. Gizlisi saklısı yoktu. Olduğu gibiydi.’’
Flora Carabella bugün 71 yaşında. Tam yarım yüzyıl İtalyan sinemasının dev oyuncusuna bağlı kalmış. Zaman gelmiş acı çekmiş, zaman gelmiş aldatılmış, zaman gelmiş beklemiş. Beklemiş sabırla geri dönüşü beklemiş. Ama hiçbir zaman terk edilmemiş.
‘‘Marcello üzerime çok gül kokladı. Ama dikenleri battığında yarasını bana sardırdı. Küçük bir çocuk gibiydi. Hüsrana uğradığında tıpış tıpış evine döner, hiçbir şey olmamış gibi, 'Nerede kalmıştık? Seni özlemişim' derdi.’’
Flora'da anı çok... Güzel anılar, Marcello'nun başarıları, filmleri ödülleri, yakışıklılığı. Ve acı anılar... Evden gidişler, uzun uzun gelmeyişler, sevgililer, dedikodular ve gerçekler...
Flora şimdi bunlara gülüp geçiyor artık, Marcello'nun çoğu sevgilisiyle yüz göz olduğunu bile itiraf ediyor.
‘‘Üvey kızım’’ şeklinde unvan verdiği Marcello Mastroianni'nin Fransız sinema oyuncusu Catherine Deneuve'den olan Chiara'yı bağrına basıyor. Özkızı Barbara'dan ayırmıyor ve ilginç bir öykü anlatıyor.
Yerim, senin yanın
‘‘Geçen yıl Roma'da bir çukura düştüm. Hastaneye kaldırdılar. Röntgen filan derken ciğerlerimde su toplandığını fark ettiler. Hemen bakıma aldılar. Catherine Deneuve bunu duymuş. Bana telefon etti. 'Seni Paris'e aldırıyorum. Bu konu ile ilgili tanıdığım bir uzman var. Ona bir muayene ol' dedi. Gerçekten beni hastaneye yatırdı. İlgilendi, tedavi ettirdi. Tabii ki ana konumuz zavallı Marcello idi. Sonra beni yıllarca yaşadıkları eve götürdü. Marcello'nun sesini dinletti. Filmini gösterdi. Gardrobundaki elbiseleri çıkarttı. İkimiz de onun kadınıydık ve Catherine Deneuve tek kelime ile bir şeyi itiraf etti: 'Senden kopamadığı için onu terk ettim.' Doğruydu... Bunu bana Marcello da söylemişti. Catherine bir gün, 'Ya ben ya karın' demiş. Marcello da Catherine Deneuve'e 'Sen' diyememiş.’’
Flora, Marcello'nun kaçamaklarından çok kaçamak sonrası eve dönüşlerini anımsıyor. Kürkçü dükkânında sabırla beklemenin ödülünü nasıl aldığını yansıtıyor:
‘‘Bir gün eve yüzü gözü mor mor geldi, 'Ne oldu Marcello?' dedim. Her zamanki serinkanlı haliyle 'Önemli bir şey değil. Sette panoya çarptım' yanıtını verdi. Üstelemedim. Sonra yanıma geldi. Çocuklar gibi başladı ağlamaya... Faye Dunaway'den kopmak ona koymuştu. Faye Dunaway de 'Ya karın ya ben' deyince Marcello her zamanki gibi 'Tabii ki sen' diyememiş, Amerikalı yıldıza. O da evi Marcello'nun başına yıkmış. Tabaklar suratında patlamış. Yoğun bir aşk yaşadıktan ve sevgilisi ile ayrıldıktan sonra çocuklaşırdı. Eve gelince sakinleşir, 'Benim yerim burası, senin yanın' der, sokulur, siner, yaramaz çocuklar gibi affedilmeyi beklerdi.’’
Flora'ya göre Marcello'nun tek asılmadığı kadın Sophia Loren'di... ‘‘Ona bir tanrıça gibi tapar ve ondan çekinirdi. Belki reddedileceğini bildiği için tavlamaya kalkışmadı. Onlar İtalyan sinemasının kral ve kraliçesiydi. Sophia her zaman bana saygılı olmuştur. İnanılmaz bir dostluğumuz var. Ayda en az bir iki kez görüşürüz, hal hatır sorarız.’’
Doğruydu... İtalya'da yabancı basın derneğinin ‘‘Altın Küre’’ özel ödülü bu yıl Sophia Loren'e layık görüldü. Sophia Loren Los Angeles'te film çalışmaları olduğundan Roma'daki törene katılamadı... Ancak Sophia Loren adına ödülü alması için Flora'ya ricada bulundu ve bu ‘‘Altın Küre’’yi Marcello Mastroianni'ye ithaf etti.
Flora kocası Marcello'nun onlarca sevgilisi arasında belki en çok Anna Maria Tato'yu kıskanmıştı. Marcello aralıklı da olsa tam 20 yıl bu yapımcı, yönetmen kadınla beraber yaşamıştı. Tato güzel değildi. Ama yaşamını tıpkı Flora gibi Marcello'ya adamıştı.
Flora, Tato'yu şöyle anlatıyor:
‘‘Kimler geldi, kimler geçti... Marcello ne Tato'suz olabiliyor, ne de beni bırakabiliyordu... Sorduğumda, 'Önemli bir ilişki değil kızcağız hemşire gibi bana iyi bakıyor. Tasalanmaya gerek yok. Aramızda da ciddi bir ilişki yok. Sadece bir alışkanlık' derdi. Alışkanlık ha... Tam 20 yıl... Onun kolları arasında öldü. Son günlerinde sık sık bana telefon eder, 'Flora halsizim. Biraz düzelince Roma'ya sana geleceğim. Bekle ve sabret' derdi. Son telefon ettiğinde, 'Ahh Flora, bir Noel'i görebilsem yırtacağım... Sonra Roma'da sen bana bakarsın' derdi...’’
Anılarıyla yaşıyor
Cenazesinde dört kadın vardı... Flora Carabella, Anna Maria Tato ve Catherine Deneuve... Üçü Marcello'nun kadınlarıydı... Diğerleri gelmemişti... Ama Sophia Loren de oradaydı. Belki Marcello'nun uğruna Flora'yı bırakabileceği tek kadın.
Şimdi Flora, Marcello'nun anılarıyla dopdolu yaşıyor. Her defasında ‘‘Önemli bir şey değildi’’ diyerek tekrar evine dönen Marcello'yu arıyor, özlüyor, ‘‘Ben onun yokluğuna zamanında alışmıştım. Şimdi kendimi avutuyorum. Onu bir sevgilisinin kollarındaymış gibi düşünüyor, elbet bir gün bana geri döneceğini düşlüyorum.’’
Ve son sözü söylüyor: ‘‘Marcello'dan niçin mi boşanmadm? Çünkü onu çok sevdim. Bunun ötesinde bana ihtiyacı vardı... Sevgilileri gelip geçiciydi. Ama ben her zaman onunlaydım. Favorisiydim. Gerçek kadınıydım. Doğru, sevgilisi olamadım, ama zavallı Marcello'nun tek varlığıydım.’’
Marcello ne Tato'suz
olabiliyor, ne de beni bırakabiliyordu... Sorduğumda, 'Önemli bir ilişki değil, sadece bir alışkanlık' derdi. Alışkanlık ha... Tam 20 yıl... Onun kolları arasında öldü.
Flora'ya göre Marcello'nun
tek asılmadığı kadın Sophia Loren'di...
‘‘Ona bir tanrıça gibi tapar ve ondan
çekinirdi. Belki reddedileceğini bildiği için tavlamaya kalkışmadı. Onlar İtalyan
sinemasının kral ve kraliçesiydi.
‘‘Ben onun sadık eşi, can dostu, annesi, kardeşi, sırdaşı, akıl hocası, hemşiresi, hizmetçisi, hatta koruyucusu oldum, ama hiçbir zaman sevgilisi olamadım. Marcello üzerime çok gül kokladı, ama dikenleri battığında yaraları bana sardırdı.’’
Faye Dunaway'den kopmak
ona koymuştu. Faye Dunaway de
'Ya karın ya ben' deyince Marcello her
zamanki gibi 'Tabii ki sen' diyememiş,
Amerikalı yıldıza.