Güncelleme Tarihi:
19. yüzyılda yapılan ve Azaryan Yalısı olarak da bilinen Büyükdere'deki müze ‘‘Arkeolojik Eserler’’ ve ‘‘İslam ve Osmanlı Eserleri’’ olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Aynur Erdem'in Skylife Dergisi'nin Nisan 1999 sayısında yer alan yazısını yayımlıyoruz.
Tarihi belge, doküman, eşya ve kalıntıların bulunduğu müzeler, insana tuhaf bir his verir: Her biri yüzlerce, binlerce yıllık tarihi malzemenin arasında dolaşmak, incelemek, tarihe elinizi uzatmak... Şimdi hepsi mazi olmuş insanların ellerinde şekil bulmuş, gündelik hayatlarında kullanılmış bu nesneler, tarihin gri perdesini aralamanın garip ama keyifli hissini tattırır insana.
Vehbi Koç'un eşi Sadberk Hanım'ın girişimiyle temelleri atılan Sadberk Hanım Müzesi'nde de benzer bir hisse kapılıyorsunuz. Hayatının son günlerinde kurulmasına vesile olduğu müzeyi göremeden, 23 Kasım 1973'te hayata gözlerini yuman Sadberk hanım'ın vasiyeti üzerine, adını yaşatacak olan müzeyi Büyükdere'deki yalıda kurmaya karar veren Koç Ailesi, işe önce bu binayı onartmakla başlar. Böylece 14 Ekim 1980 tarihinden itibaren Sadberk Hanım'ın kişisel koleksiyonundan oluşan, Türkiye'nin ilk özel müzesi meraklıların ilgisine sunulur.
Azaryan Yalısı
Bu arada ünlü koleksiyoner Hüseyin Kocabaş'ın ölümünden sonra varisleri tarafından satışa çıkarılan eserleri, 1983 yılında satın alanırak, sürekli gelişen Sadberk Hanım Müzesi'ne kazandırılır. Söz konusu koleksiyon, MÖ 6 binden 19. yüzyılın sonuna kadar Anadolu'da yaşamış medeniyetlere ait kültür kalıntılarından oluşan bir mozaiktir. Bu olaydan sonra müzedeki eserler ‘‘Arkeolojik Eserler’’ ve ‘‘İslam ve Osmanlı Eserleri’’ olarak iki grup halinde sınıflandırılarak sergilenmeye başlanır.
İki ayrı yapı içinde yer alan Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi, Boğaz'ın karadeniz'e açıldığı noktaya yakın bir yerde, Büyükdere'de hemen sahilde bulunuyor. Müzeyi oluştkuran binalardan birincisi 19. yüzyıl sonlarında inşa edilmiş. Üç tam, bir çatı katından oluşan bina, üslup olarak geleneksel Avrupa halk mimarisi örnek alınarak yapılmış. ‘‘Azaryan yalısı’’ olarak da bilinen yapı, ka*gir zemin üzerine ahşap/bağdadi tarzda inşa edilmiş.
Sevgi Gönül Binası
1950 yılında Koç Ailesi tarafından satın alanın bu bina, 1978 yılına kadar yazlık olarak kullanılmış. Sedat hakkı Eldem'in hazırladığı ve 1978-80 yılları arasında yürütülen restorasyon projesinin tamamlanmasıyla birlikte Sadberk Koç Koleksiyonu sergilenmek üzere müzeye dönüştürülmüş. 400 metrekarelik bir alan üzerine kurulmuş Azaryan Yalısı'nın, bahçesi ile birlikte hesaplandığında 4280 metrekarelik bir alanı kapladığı görülüyor. Yalının giriş katında hediyelik eşyaların sergilendiği bir bölüm ile ufak bir çay salonu mevcut. Bugün kullanılmayan ana girişin tavanı, eski Roma mimarisinden esinlenmiş kartonpiyer kasetlerle bezenmiş. Duvarlar mermer taklidi kalemişi boyalı olup, katlar arasındaki iletişim ahşap merdivenler sayesinde gerçekleşiyor. Binanın birinci ve ikinci katlarındaki ana salonlar ve bunlara açılan odalar eserlerin sergilendiği meka*nlar olup çatı katında depolar, çalışma odaları ile kitaplık bulunuyor.
Yapının dış yüzünde çarpı işareti şeklindeki ahşap süslemeler ve kabaralar yalıyı daha belirgin kılmış ve halk arasında ‘‘Vidalı Yalı’’ olarak anılmasına yol açmış. Vehbi Koç Vakfı'nın 1983 yılında satın aldığı Kocabaş eserlerinin Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonuna katılmasıyla birlikte yeni sergi meka*nlarına ihtiyaç duyulunca, mevcut binanın yanındaki, 20. yüzyıl başlarında inşa edildiği düşünülen, yarı yıkık durumdaki başka bir yalı aslına uygun olarak yeniden inşa edilir. Yüksek Mimar İbrahim Yalçın tarafından hazırlanan rekonstrüksiyon projesinin tamamlanması yaklaşık iki yıl sürer.
1988 yılında ‘‘Sevgi Gönül Binası’’ adıyla açılan bu bölümde, İslam öncesi devirlere ait arkeolojik eserler sergilenmeye başlanır ve aynı yıl ‘‘Europa Nostra’’ ödülüne layık görülür. Betonarme binanın ön cephesi ahşap kaplı olup yan cephesi ahşap taklidi mermer sıvalı. Önden üç, arkadan zemin dahil dört katlı olan binanın giriş katında bir salon ve konservasyon laboratuvarı bulunuyor. Ana ve ara katlarda Anadolu uygarlıklarına ait kültürel kalıntılar kronolojik olarak sergileniyor. Sergileme alanı toplam 625 metrekare olup, vitrinler ve salonlar gün ışığına kapatılmıştır.
Son derece modern bir görünüme sahip olan Sadberk Hanım Müzesi Çarşamba günleri hariç her gün 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaretçilere açık.