Ayşegül USTA/İSTANBUL, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2010 18:04
İKİNCİ Ergenekon Davası'nın 30’uncu duruşmasında çapraz sorgusu yapılan İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi eski Müdürü Adil Serdar Saçan 2001’de Tuncay Güney hakkında yaptıkları ön çalışmanın en ince ayrıntısına kadar dönemin DGM Başsavcısı, şu anda ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olan Aykut Cengiz Engin’e anlatıldığını öne sürdü. Adil Serdar Saçan, Başsavcı Aykut Cengiz Engin’in Ergenekon Davası'nda tanık olarak dinlenmesini istedi.
Soruşturmadan önce telefonunda 800 kişinin numarasının kayıtlı olduğunu belirten Adil Serdar Saçan, "Soruşturmalardan sonra ise 20’ye indi. Şimdi cep telefonumda 10 numaranın bile kaydı yok. Kimse telefonlarıma çıkmıyor" diye konuşması üzerine mahkeme başkanı Köksal Şengün de "Bizim telefonlarımıza kardeşimiz bile çıkmıyor" dedi. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in soruları ile Adil Serdar Saçan’a verdiği cevaplar şöyle:
Mehmet Ali Pekgüzel: İfadenizde Tuncay Güney’le ilgili soruşturmayı kapatmadığınızı böyle bir yetkinizin olmadığını söylediniz. Ön çalışma izni aldığınız soruşturmalarda nasıl bir yol izliyordunuz. Her aldığınız izni İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne gönderiyor muydunuz?
Adil Serdar Saçan: Her aldığım izin yazısını İstihbarat Şube'ye göndermiyordum tabii ki. Bu olayın özelliği vardı. Tuncay Güney hakkında dinleme izni alan İstihbarat Şube. Bu olayı bana İstihbarat Şube getiriyor. İstihbarat Şube baştan beri bu olayla irtibatlı. İstihbarat Şube'nin ne yaptığını bilmiyorum. Soruyorum, 'Bir gelişme kaydedemedik’ diyorlar. Bu konuyu da DGM Başsavcısı'na bildirdim.
SORULARIN MUHATABI SAVCIDIRMehmet Ali Pekgüzel: Mafya ile organize suç örgütleri ile mücadele ettiğinizi söylüyorsunuz. Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan ele geçirilen belgeler var. Ergenekon'la ilgili belgeler, Lobi belgesi var. Siz bu belgeleri gördükten sonra bu kadar önemli bir örgüt olduğunu kavrayıp, soruşturma yapmak istemediniz mi?
Adil Serdar Saçan: DGM Başsavcısı, Cumhuriyet Savcısı Muzaffer Yalçın’ı soruşturma savcısı olarak atamıştı. Bunların muhatabı o dur. Bu soruları ona soracaksınız.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: İstihbarat Şube'ye yazı gönderirken savcıya danıştınız mı?
Adil Serdar Saçan: Tabii ki. Gidiyoruz, görüşüyoruz, anlatıyoruz. Tabii ki İstihbarat Şube'ye yazı yazdığımı DGM Başsavcısı'na bildirdim.
Mehmet Ali Pekgüzel: Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan ele geçirilen dökümanları savcı beye iletmiş miydiniz? İlettiğiniz dökümanlar arasında Ergenekon dökümanları da var mıydı?
Adil Serdar Saçan: Vardı.
Mehmet Ali Pekgüzel: Dökümanların içeriği ile ilgili bilgi verdiniz mi?
Adil Serdar Saçan: İçeriği ile ilgili bilgi vermeye gerek yok. Tuncay Güney ifadesinin çözümleri de savcılığa verilen belgeler arasında yer alıyordu. Tuncay Güney ifadesinde en ince ayrıntısına kadar anlatmıştı. Ahmet İhtiyaroğlu da (dönemin organize suçlarla mücadele şubesi müdür yardımcısı) başsavcı ile görüşüp en ince ayrıntısına kadar bilgi vermiştir. Başsavcının burada tanık olarak dinlenmesini istiyorum. Ayrıca soruşturması açılmamış yani hazırlığa kaydedilmemiş bir evrağı da savcılığa gönderemezsiniz. Hazırlığa kayıt olmamış ki daha ön çalışma.
Mehmet Ali Pekgüzel: Tuncay Güney bu bilgileri kendi rızası ile mi anlattı?
GÜNEY’E ’HÖT’ DEDİNİZ Mİ HER ŞEYİ ANLATIYORAdil Serdar Saçan: Evet. Adam gelir gelmez anlatmaya başladı. Siz Tuncay Güney’i televizyonda haham kıyafeti ile görünce adam sanıyorsunuz. Şu kadar bir adam. ’Höt’ dediniz mi her şeyi anlatıyor. Sorgusuna ben girmedim. Girseydim daha farklı olurdu. Daha çok soru sorar, zorlardım.
Mehmet Ali Pekgüzel: Ayhan Mimaroğlu (İstanbul Mali Şube eski Müdürü) ile yaptığınız telefon görüşmesinde, Tuncay Güney’i getiren şahısların Fethullacı olduğunu ondan sonra istihbarat şubeye pasettiğinizi söylüyorsunuz?
Adil Serdar Saçan: Bana Susurluk’la ilgili olduğu söylendi. Tuncay Güney geldi ifadesinde ’Ergenekon TSK’dır. Hüseyin Kıvrıkoğlu örgüt lideridir’ dedi. Bu ifadeleri nedeniyle dosyayı İstihbarat Şube'ye geri gönderdim. ’Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? TSK’yla sizin sorununuz var. Alın siz çözün’ dedim. Bunu çözmek Organize Şube'nin değil, TEM ve istihbarat şubelerinin görevi. O tarihte ifadeler savcıya gönderilmiş. Muzaffer beyi, başsavcıyı suçlamak için söylemiyorum. Ama ifadelere bakıp da niye burada ’terör suçu var’ denmiyor. Burada görevini savsaklayan görevini yapmayan İstihbarat Şube'dir.
Mehmet Ali Pekgüzel: Veli Küçük ile Sedat Peker arasındaki ilişkiyi biliyor muydunuz?
Adil Serdar Saçan: Veli Küçük-Sedat Peker ilişkisini 1998’den beri biliyordum. ’Sedat Peker’i bu alemde Veli Küçük adam yaptı’ diye bir söylenti vardı. Biz bu bağlantıyı 1998’den beri araştırdık ama bulamadık. Sedat Peker’i dinlemeye alıyorduk, ertesi gün telefon numarasını değiştiriyordu. Bilgi sızıyordu. Saadettin Tantan’ın (dönemin İçişleri Bakanı) ’Sedat Peker’le ilgili bir çalışma grubu kuracağım’ dedi. 2000 sonu, 2001 başıydı. Niyazi Palabıyık başkanlığında Sedat Peker ve Veli Küçük’le ilgili çalışma başlattık. 5 şube birden 2 yıla yakın soruşturma yaptık. Bir tek bağlantı bulmadık. Elimden gelen herşeyi yaptım.
Mehmet Ali Pekgüzel: İfadenizde Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’ı hiç görmediğinizi söylüyorsunuz. Ümit Oğuztan ise gördüğünü söylüyor. Bu konuyu açıklar mısınız?
Adil Serdar Saçan: Ümit Oğuztan’ın savcılık ifadesini siz almışsınız. Sorguda ’Adil Serdar Saçan’ın size işkence yaptığı söyleniyor’ diye sormuşsunuz. Ümit Oğuztan da ’Hayır. Öyle bir şey yok’ diye yanıt vermiş.
Mehmet Ali Pekgüzel: Sizi gördüğünü burada mahkemede verdiği ifadesinde söylüyor. Kabul etmiyor musunuz?
Adil Serdar Saçan: Siz kendi aldığınız ifadeye itibar etmiyor musunuz?
Mehmet Ali Pekgüzel: Güler Kömürcü ile Veli Küçük bağlantısını biliyor musunuz?
Adil Serdar Saçan: Kelebek operasyonu yapıldığında Sedat Peker ile Güler Kömürcü arasında ilişki olduğuna dair kasetler basında yer aldı. Güler Kömürcü’yü aradım. ’Senin bu adamla ne işin var’ dedim. ’Arkadaşım’ dedi. Veli Küçük’ü de tanıdığını, Küçük’ün beni sevmediğini söyledi. Ben de Veli Küçük’ü sevmediğimi söyledim.
Mehmet Ali Pekgüzel: Kuvayi Milliye Derneği’nin Üsküdar’daki yemeğine katıldınız mı? Bu yemekte kimler vardı?
Adil Serdar Saçan: Sayın savcım ben polisim. Bana bu soruları sorarken dikkatli olun. O
yemek resmi bir yemekti. Üsküdar emniyetine bir yazı yazarsınız size o yemeğe kimleri katıldığını söylerler. Yemeğe gittim. Eline mikrofonu alan vatanı kurtarıyordu. Kötü birşey yapmıyorlardı ama polis olduğum için orada kalmak istemedim. Gittiğimde Oktay Yıldırım ve Bekir Öztürk’ü gördüm. Onların yanında oturdum. 10 dakika kalıp çıktım.