Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2003 00:00
SOSYAL demokrasiyi merkez yaparak saÄŸ partilere sıkışmış vatandaÅŸları CHP'ye çekmeye çalıştıklarını vurgulayan Genel BaÅŸkan Deniz Baykal, partisini hareketlendirdi. Parti içi hareketlilikte CHP Ä°stanbul Milletvekili Kemal DerviÅŸ'in de etkisi var. Ä°l il gezerek teÅŸkilat gezilerini sürdüren DerviÅŸ'in özellikle ‘‘CHP içinde 1920 ve 1930'lardaki devletçilik anlayışını savunanlar var’’ sözleri, partinin bir kanadında rahatsızlık yarattı. Gerçi Baykal, DerviÅŸ'in bu sözlerini, ‘‘Biz merkez solda bir kitle partisiyiz. Elbette deÄŸiÅŸik görüşte olan arkadaÅŸlarımız bulunuyor. YaÅŸar Nuri de var, Mustafa Gazalcı da var’’ diyerek deÄŸerlendirdi. Bu konuda partide herhangi bir rahatsızlık bulunmadığını da ekledi. Ancak CHP Genel Sekreteri Önder Sav öncülüğünde yürütülen bir çalışma var. CHP'nin 3 Kasım seçimlerinde köy ve mahalleler bazında aldığı oylara göre yeni delege ve yönetim yapısı belirlenecek. Bu çalışma sonunda da CHP Parti Meclisi'nin yeni kongre takvimini belirlemesi bekleniyor. Yapılacak kurultayda genel baÅŸkanlık için Baykal'a karşı ciddi bir rakip çıkması beklenmiyor. Ama asıl merak konusu, Ä°stanbul Milletvekili Kemal DerviÅŸ'in yönetime alınıp alınmayacağı.Wolfowitz ordudan ne istiyor?ABD Savunma Bakan Vekili Paul Wolfowitz'in ünlü tezkerenin 1 Mart tarihinde TBMM'de takılmasından dolayı AKP'den çok Türk Silahlı Kuvvetleri'ni suçlayan açıklaması, yalnızca Türkiye'de deÄŸil Amerikan kamuoyunda da tartışmalara yol açtı.Wolfowitz'e hem ABD Kongresi'nde, hem de Amerikan basınında ağır eleÅŸtiriler yöneltildi. Bu eleÅŸtiriler, ordunun parlamentoya müdahale etmesini meÅŸru gören bir anlayışın demokrasiyle baÄŸdaÅŸmadığı görüşünü esas aldı.Bu eleÅŸtirileri yöneltenlerden biri de Boston Globe gazetesinin yazarlarından H.D.S. Greenway'di. Greenway'in eleÅŸtirisine bir mektupla yanıt veren Wolfowitz, orduya dönük eleÅŸtirisini de bir kez daha kayda geçirdi.AKP'NÄ°N KULÄ°SÄ° ETKÄ°LÄ° OLDUWolfowitz'in açıklamaları, AKP'lilerin 1 Mart oylamasından sonra Amerikalılar nezdinde yürüttükleri ‘‘Asker bize destek olsa bu iÅŸler böyle olmazdı. Tezkere onlar yüzünden takıldı’’ ÅŸeklindeki kulisin de Washington'da bir hayli etki yaptığını gösteriyor.Ayrıca Wolfowitz'in AKP'nin TBMM'deki tezkere oylamasında yaklaşık 90 fire verdiÄŸini unuttuÄŸu da anlaşılıyor.Belli ki, Wolfowitz'in Türk Silahlı Kuvvetleri'ne dönük bir hesabı var. Ne olduÄŸu yakında anlaşılır.Lizbon Elçisi'nden Tunus karşılamasıCUMHURBAÅžKANI Ahmet Necdet Sezer, geçenlerde resmi bir ziyaret için Tunus'a gittiÄŸinde, havaalanında kendisini Türkiye'nin Tunus ve Lizbon büyükelçileri birlikte karşıladı.Lizbon Büyükelçisi'nin Tunus'ta ne iÅŸi var diye sorulabilir.Tunus BüyükelçiliÄŸi'ni 2001 yılından bu yana Altıncı CumhurbaÅŸkanı Fahri Korutürk'ün oÄŸlu Selah Korutürk yürütüyor.Selah Korutürk'ün eÅŸi Zergün Korutürk ise geçen yıldan bu yana Türkiye'nin Lizbon Büyükelçisi olarak görev yapıyor.CumhurbaÅŸkanı Sezer eÅŸi Semra Sezer'le birlikte Tunus'a gidince, Zergün Korutürk Lizbon'daki iÅŸlerini bırakıp sefirelik yapmak üzere Tunus'a geldi.Diplomatik kariyerindeki baÅŸarılarının yanı sıra tevazu ve zarafeti ile göz dolduran Zergün Korutürk, gezi boyunca Semra Sezer'e eÅŸlik etti.FIRST LADY'NÄ°N GÖLGESÄ° GÄ°BÄ°Arkadaşımız Süleyman Demirkan'ın gözlemlerine göre; Semra Hanım, Zergün Korutürk'ü yanından ayırmadı. Zergün Korutürk, bir an geri çekilse, Semra Sezer hemen ya iÅŸaret ederek, ya da seslenerek kendisini yanına çağırdı. Bir kadın diplomat büyükelçi olduÄŸunda sefire olarak adlandırılıyor. Gelgelelim, büyükelçi eÅŸlerine de sefire diye hitap ediliyor.Zergün Korutürk, böylece sefirelik unvanını hem kariyeri, hem de eÅŸ durumuyla birlikte çift ÅŸapkalı olarak kullanıyor.Selah Korutürk'ün eÅŸinin yanı sıra aÄŸabeyi de o sırada tesadüfen Tunus'ta bulunsaydı Sezer'in huzuruna çıkan Türk büyükelçilerin sayısı üçe çıkacaktı. Çünkü aÄŸabey de, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Osman Korutürk.Yine ortalıkta dolaşıyorSON dönemde devletin zirvesinde dolaÅŸmayı alışkanlık haline getiren kara kediler bu kez de Türk Silahlı Kuvvetleri ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün arasına girdi. Nedeni, Milli Savunma Bakanı'nın AWACS uçaklarının alımı konusunda kamuoyuna eleÅŸtirel bir çıkış yapması.Savunma Sanayi Fonu'nun Meclis denetiminde olması gerektiÄŸini savunan Gönül'ün ‘‘Bence demokrasi bakımından aksayan en önemli husus, 1.5 milyar dolarlık bir alışveriÅŸte Meclis ve Bütçe Komisyonu'nun onayının olmamasıdır. Genelkurmay ‘İhtiyacımız yok' dese belki bu AWACS'ları almazdık’’ sözlerinin ciddi bir rahatsızlığa yol açtığı anlaşılıyor. Hükümetin ve Milli Savunma Bakanı’nın görevi Anayasa'nın 117. maddesinde ‘‘Milli güvenliÄŸin saÄŸlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, TBMM'ye karşı, Bakanlar Kurulu sorumludur’’ ÅŸeklinde tanımlandığına göre, Gönül'ün sözlerinin buna ters düştüğü de konuÅŸuluyor. Gönül'ün ise bu konudaki karar alma sürecinde Milli Savunma Bakanı olarak dışlanmasından dolayı bu ÅŸekilde konuÅŸtuÄŸu söyleniyor.Â
button