Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP kurultayında, “Genel başkan adayı olarak çıkmayı denemiş” olanlara teşekkür ederek, “Onların, önümüzdeki dönemde de CHP anlayışı çerçevesinde, çalışmalarına devam etmelerini bekliyorum. O arkadaşlarımız, CHP'de bugüne kadar bizim de anlayışımız ve katkımızla çalıştılar. Bundan sonra da onların CHP'de çalışmalarına hazırım. Çalışma illa genel başkan olarak götürülmek zorunda değil” dedi.
Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, hafta sonu gerçekleştirilen CHP 32. Olağan Kurultayını değerlendirdi.
Kurultayın, CHP açısından tarihi bir kurultay olduğunu ifade eden Baykal, kamuoyunu bekleyişe sürüklemeden, ülkeye yönelik görevlerini yaparak, sorumluluklarını yerine getirerek, sükunet içinde kurultaya gittiklerini söyledi.
Baykal, kendisi ve parti yönetiminin, iç tartışma arayışına yönelmediklerini, işlerini yaptıklarını, iç tartışmaların bir tarafı haline dönüşmemeye özen gösterdiklerini anlattı.
“EN MUHTEŞEM KURULTAY”
“Benim bugüne kadar izlediğim en muhteşem kurultay, bu son kurultay olmuştur” diyen Deniz Baykal, kurultayın olağanüstü canlı ve katılımcı bir anlayış içinde gerçekleştiğini söyledi.
Kurultayda, açıldığı andan sonuçların ilan edildiği ana kadar, “Olağanüstü” ilginin, hiç sarsılmadan devam ettiğini kaydeden Baykal, “Bunun bir anlamı var, yapay çaba, destekle buna dönüşmedi, kendiliğinden ortaya çıktı” diye konuştu.
Baykal, kurultayda CHP'nin anlayış ve teşhislerini vatandaşlarla paylaştıklarını belirterek, bu teşhislerin giderek toplumda daha iyi anlaşılmaya ve daha çok destek bulmaya başladığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Baykal, “Türkiye tehlikeyi görmüştür, sıkıntıyı kavramıştır, bu tablo karşısında CHP'yi, güven ve umut veren, desteği hak eden parti olarak sahiplenmiştir” dedi.
“YOL AYIRIMINDA YAPILMASI GEREKENLER”
Kurultayda, “Türkiye bir yol ayırımındadır” şeklindeki temel teşhisi ortaya koyduklarını dile getiren Baykal, bunun bir vehim, paranoya, yapay, siyasi suçlama, propaganda değil, bir realite olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin hem siyasal hem de ekonomik bakımından bir yol ayırımında olduğunu savunan Baykal, kurultayda sadece siyasi kaygıları, ülkenin önündeki siyasi tehditleri, tehlikeleri değil, aynı zamanda ekonomideki yol ayırımını da ifade ettiklerini kaydetti.
Yol ayrımında yapılması gerekenlerin bulunduğuna işaret eden Baykal, siyasette ve ekonomi politikasında, derhal yeni bir şeyler yapmak gerektiğini vurguladı. Baykal, bir aciliyet duygusunu millete taşımaya çalıştıklarını dile getirdi.
“ÇALIŞMA İLLA GENEL BAŞKAN OLARAK GÖTÜRÜLMEZ”
Kurultayda, çeşitli siyasi çalışmalar sergileyen, bir iddia ortaya koyan arkadaşlarına, kurultay boyunca sergilediği anlayış dolayısıyla teşekkür eden Baykal, herkesin, demokratik siyasal yaşamda, her türlü iddiayı, her zeminde sergileyebileceğini söyledi.
Baykal, bunun kural ve koşulları bulunduğunu da dile getirerek, şunları kaydetti:
“Bu kurallar, koşullar içinde demokratik yarışma, rekabet işleyecektir, işlemiştir. Önümüzdeki dönemlerde de işleyecektir. Siyaset, hepimiz için eğitim alanıdır. Hepimiz bu siyasetin içinde, görüyoruz, öğreniyoruz, kafamızdaki düşünceleri sınıyoruz. Onların bir kısmı işliyor, bir kısmı işlemiyor. Eğer siyasi iddia sürdüreceksek, onlardan gerekli sonucu çıkarıyoruz, çıkarmalıyız, ona göre geleceğe bakmalıyız.
Kurultayda, genel başkan adayı olarak çıkmış olan, çıkmayı denemiş olan değerli arkadaşlarımı selamlıyorum, teşekkür ediyorum. Onların önümüzdeki dönemde de CHP anlayışı çerçevesinde, çalışmalarına devam etmelerini beklediğimi, onların katkılarının da CHP'de beklenmekte olduğunu ifade ediyorum. Bu arkadaşlarımız zaten CHP için çalışmış arkadaşlarımızdır. Biz o çalışmaları büyük memnuniyetle karşılamış, o çalışmalarına destek olmuş, olanak yaratmış, o çalışmalarında yüreklendirmiş bir anlayışın sahibiyiz. O arkadaşlarımız, CHP'de bugüne kadar bizim de anlayışımız ve katkımızla çalıştılar. Bundan sonra da onların CHP'de çalışmalarına hazırım. Çalışma illa genel başkan olarak götürülmek zorunda değil. İddiayı sergilersin, gelirsin, gelemezsin, gelemezsen de bir partilisin, üzerine düşen görevi yaparsın. Yaparak kendini kanıtlarsın, kabul ettirirsin, partiye de yararlı olursun.”
“YALDIZLI LAFLARDA, SİHİRLİ FORMÜLLERDE...”
CHP Genel Başkanı Baykal, çare ve çözümün olduğunu, ancak kimsenin, çareyi, çözümü yaldızlı laflarda, sihirli formüllerde aramaya çalışmaması gerektiğini bildirdi.
“Çare, çözüm; sağduyu, mantık, doğrunun gereğinin yerine getirilmesi” diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siyasette, siyasi kriz bakımından çare çok açık: Türkiye'nin inançlarına da laik, demokratik cumhuriyet anlayışına da sahip çıkması. Çare bu. Çare, samimiyet, aldatmacaya sürüklenmemek, içtenlikle hem herkesin inançlarına, dinine, ibadetine saygı göstermek, sahip çıkmak, onunla iftihar etmek, aynı zamanda anayasasının laik, cumhuriyet kimliğiyle de iftihar etmek, ona sahip çıkmak. Bu kadar basit. Türkiye buraya geldi, esrarengiz formüller aranacak, yok böyle bir şey.”
“TÜRKİYE'Yİ KURTARACAK OLAN EĞİTİM”
Ekonomik bakımından da mucizevi formüller aramaya gerek olmadığını vurgulayan Baykal, Türkiye'nin, kalkınmak, büyümek, yatırım yapmak zorunda olduğunu söyledi.
Baykal, Türkiye'nin açık vermeden, yatırım, üretim yapan, büyüyen ekonomi haline dönüşmesi, rant ekonomisi olmaktan çıkarılıp, büyüme ekonomisine sokulması gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin siyasi ve ekonomik krizden kurtuluşunun anahtarının eğitim olduğunu vurgulayan Deniz Baykal, Türkiye'nin temel açmazının bu olduğunu öne sürdü.
Bu dönemde eğitimin, en ağır tahribatın yaşandığı alan olduğunu savunan Baykal, şöyle konuştu:
“Çağı, refahı, kendi içimizdeki barış ve kardeşliği eğitimle yakalayacağız. Birbirine mesafeli, karşı duygular içinde gençler, devletin eliyle, okullarında yetiştirildi. Devlet, iki farklı kültürü, kendi eliyle gençlerin kafasına on yıllar boyunca ekmiştir.
Türkiye'yi kurtaracak olan eğitimdir. Türkiye'nin bütün coğrafyalarında, aynı değerleri, temel ilkeleri, aynı anlayışı birlikte öğrenerek, birbirimizi sevmeyi öğrenerek, inanç, mezhep, ırk, etnik köken ayırımı yapmadan, bütün çocuklarımızı, cumhuriyet bilinci içinde, birbirini seven, dini, inancı, geleneği, tarihi, anayasa ve laik cumhuriyetiyle iftihar eden çocuklar olarak yetiştirmek zorundayız.
Bunu yapmadık, bu yapılamadı. Bu yapılamadığı için ayrışma, farklılaşma, giderek çatışma ortaya çıktı. Bunu değiştirirsek, bütün sorunların aşılmasının altyapını elde ederiz. Eğitimi siyasi kavganızın bir arenası haline getirirseniz, varolan kültür çatışmasını, resmi eğitim politikasıyla da ilerletmeye çalışırsanız, Türkiye'yi daha büyük sıkıntılara çekersiniz.”
CHP Lideri Baykal, iktidarın 6. yılında, ciddi iddia sahibi firmaların, devletin yapacağı ihalelere katılma imkanının kalmadığını gördüğünü, “Acaba bize verirler mi?” arayışı içine girme ihtiyacını hissetmez hale geldiğini savundu.