Güncelleme Tarihi:
MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nca Antalya’da düzenlenen 19’uncu Milli Eğitim Şûrası’nda, dört ana başlık altında 3 gün süren toplantıların ardından Genel Kurul’da kabul edilen maddeler, gelecekte eğitimi şekillendirecek. Daha doğrusu Milli Eğitim Bakanlığı’nın gerçekleştirmek istediği şeyler için Bakan Nabi Avcı’nın dediği gibi “Kararlar, elimizi rahatlatan, önümüzü açan tavsiye kararlarıdır” diyerek önümüzdeki günler için bir dayanak oluşturacak.
Şûra'da en çok Eğitim-Bir-Sen’in getirdiği konular tartışma yarattı. Özellikle ilkokulda din eğitimi, meslek liselerinde alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersi ve karma eğitim “öğretim programları ve haftalık ders çizelgeleri” komisyonun üyelerinin günlerce tartıştığı konuların başında geliyor. Şûra'nın en sakin komisyonu öğretmen ve eğitim yöneticilerinin niteliğinin arttırılması başlıklı çalışma grubuydu. Bu komisyonun aldığı tüm kararlar genel kurulda kabul edildi. İşte Milli Eğitim Şûrası’nda en çok tartışılan 10 madde:
İlkokulda din dersi: En hareketli çalışma gruplurından biri olan ‘Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri’ komisyonunda günde getirilen din derslerinin okul öncesi ve ilkokul 1,2 ve 3’üncü sınıflarda da zorunlu olması önerileri seslerin zaman zaman yükselmesine neden oldu. Basına kapatılan ancak toplantı aralarında koridorlarda, komisyon başkanının sert üslubu konuşuldu. Din eğitiminin anaokulundan başlaması reddedildi. Ama ilkokul birinci sınıftan itibaren din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu olması önerisi komisyondan geçti. Üstelik Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın Genel Kurul oylamasından bir gece önce çıktığı televizyon kanalında “Bu konu ortaokul ve liseler için de tartışılıyor zaten. Bu tartışmaları ilkokul düzeyine de tartışmak, ilkokul 1 , 2 ve 3. sınıflara taşımak bana da doğru gelmiyor.” demesine rağmen Genel Kurul’da onaylandı. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’de zorunlu din dersinin kaldırılmasını isterken, ilkokul 1,2 ve 3’üncü sınıflarda din dersinin zorunlu olması tavsiye kararı çıktı.
Okul öncesinde değerler eğitimi: Eğitimcilerin şüpheyle baktığı bu madde çok tartışıldı. Değerler eğitiminin içine anaokuluna din dersi ineceğine tepki gösteren komisyon üyeleri bu maddenin genel kuruldan geçmesini önleyemedi.
Karma eğitim tartışması: Eğitim-Bir- Sen’in gündemde olmamasına rağmen defalarca farklı komisyonlarda da tartışmaya açtığı karma eğitim Genel Kurul’a kadar çıkmadı. Şûra'nın gündem maddelerinde olmadığı gerekçesiyle oylanmadı. Zaten Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da, “Karma eğitim, bütün kurumlarda zorunlu bir eğitim türü değil. Bugün de bizim pek çok okulumuzda kız öğrencilerimiz için ayrı okullarımız var zaten. Kız meslek liselerimiz var, kız Anadolu imam hatip liselerimiz var, kız Anadolu liselerimiz var. Dolayısıyla bunların sayısının artması, farklı bölgelerde bu konudaki taleplerin daha çok karşılanması gibi talepler de var” diyerek kız ve erkeklere ayrı okul açılmasının önünde bir engel olmadığını sık sık vurguladı. Karma eğitim konusunun Şûra'da tartışılmasına karşı çıkmalarının nedeninin Şûra gündeminde yer almaması olduğunu vurgulayan Avcı, gündem dışında başka önerilerin de geldiğini ancak yönetmelik gereği bu konularda karar alamadıklarını söyledi. Avcı, “Başka bir Şûra'da başka bir çalıştayda bunlar yine konuşulur, tartışılır, artılarıyla, eksileriyle değerlendirilir” dedi.
Meslek liselerinde “alkollü içki ve kokteyl hazırlama” dersi: Anadolu otelcilik ve turizm meslek liselerinde okutulan alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersi kaldırıldı. Bu konu, tartışıldığı komisyonda önce reddedildi. Daha sonra tekrar gündeme getirilerek tartışma ve oylamanın yenilenmesi kararı alındı. Dersi kaldırma taratarları, "18 yaş altı gençler içkilerin sunumunda, satışında vs.
görevlendirilemez" maddesinin yasada yer almasını dayanak gösterdi.
Öneri öğleden sonraki oturumunda kabul edildi. Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın da “Bu ders, gençleri alkole yönlendirebilir" yönünde sık sık kanaat bildirdiği bu madde Genel Kurul’da onaylandı.
Osmanlıca seçmeli ders olarak
devam edecek: Osmanlı Türkçesi dersinin zorunlu olması komisyonda kabul edildi. Eğitimciler, bu ders için yeterli öğretmen olmamasını tartıştı.
Bakan Avcı da aynı kaygıyı taşıdığını dile getirerek yeterli öğretmen, sınıf ve altyapı olmadığını sık sık dile getirerek, okullarda bu dersin seçmeli olarak devam etmesi önerisinde bulundu. Genel Kurul’da Osmanlı Türkçesi dersinin tüm liselerde zorunlu olması önerildi. Ancak oylama sonrasında sadece Anadolu imam hatip liselerinde zorunlu hale getirilmesi, diğerlerinde mevcuttaki gibi seçmeli olması kabul edildi. (Şu anda sadece sosyal bilimler liselerinde zorunlu ders olarak okutuluyor)
İnkılap tarihi ve Atatürkçülük dersi: Komisyonlarda en çok tartışılan konulardan biri oldu. Dersin adının “devrim tarihi” olması bile gündeme geldi. Ancak, adının değiştirilmesine gerek yoktur görüşü ağır bastı. Ortaokullarda okutulan İnkılap tarihi ve Atatürkçülük dersinin gözden geçirilerek güncel anlayışla ve yöntemler doğrultusunda yeniden yazılması Genel Kurul’da onaylandı.
Hafız olmak isteyene iki yıl muafiyet: İlkokuldan sonra Kuran kurslarında hafızlık eğitimi almak isteyen ortaokul öğrencilerine tanınan 1 yıllık ara verme süresi 2 yıla çıkarıldı ve ara verilen sürelerde öğrencilerin dışarıdan sınavlara girmesi karara bağlandı.
Risk grubundaki öğrenciyi açık liseye yönlendirme: Okul güvenliği komisyonunda tartışılan bir konu oldu. Risk taşıyan öğrencilerin okul dışına itilmesi bazı eğitimcilerin tepkisine neden oldu. Aynı komisyonda güvenli okullara bayrak verilmesi de okulları fişleme olur gerekçesiyle reddedildi.
Liselere 2 saat din dersi:
Tartışmanın yaşandığı bu konuda komisyon üyeleri 1 saatin bile tartışmalı olduğunu, özellikle üniversiteye hazırlanan öğrenciler için zorlama olacağı vurgulandı. Ayrıca AİHM kararlarına rağmen bu dersin 2 saate çıkarılmasına tepki gösterildi.
Kürtçe eğitim: Osmanlıcanın konuşulduğu komisyonda bir sendika temsilcisi ve bir velinin ısrarla dile getirdiği Kürtçe eğitim de tartışma konusu oldu ancak komisyonda oylanmadı, Genel Kurul'a da getirilmedi.
‘AİHM kararı üzerine çalışma yapıyoruz'
Milli Eğitim Bakanı Bakan Nabi Avcı Milli Eğitim Şûrası’nı AA’ya değerlendirirken AİHM’nin zorunlu din dersi kararı ile ilgili olarak, “Din Öğretimi Genel Müdürlüğümüzün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı üzerine yaptığı bir çalışma var. Ona yönelik bir savunma metni de hazırlanmıştı. Bunlar zaten, İçişleri ve Adalet Bakanlığı üzerinden, hükümet gündemine de alınabiliyor. Bu müşterek yürüyen bir çalışma” dedi.
Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün karar üzerine çalışmasının bulunduğunu, bir savunma metni hazırlandığını belirterek, MEB’in Hıristiyanlık, Musevilik derslerinin seçmeli olarak verilmesi şeklinde bir önerisinin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, “Öneri yapılmadı çünkü zaten Talim Terbiye Kurulu'nda onaylanmış bir seçmeli Hıristiyanlık dersi programı var. Musevi vatandaşlarımız da azınlık okullarında okutulmak üzere, bir ders programı hazırlamaları halinde onu da Talim Terbiye Kurulu'nda görüşeceğimizi biliyorlar. Bu Ermeni vatandaşlarımız için de Musevi vatandaşlarımız için de söz konusu. Mesela biz tavsiye kararı olmamasına rağmen geçen yıl İstanbul’da Süryanice eğitim gören okulumuzu açtık. Süryaniler, Lozan’da sanki azınlık statüsünde unutulmuş gibi. Onların bu taleplerini karşıladık” diye konuştu.
Alevi-Bektaşi inancı ve kültürüne dair pek çok konunun programlarda, kitaplarda ve ünitelerde yer aldığını vurguluyan Avcı, şunları söyledi:
“Bu bazı kesimlerin az bulduğu bir uygulama olabilir. Şûra'da da diğer uygulamalarda da yüzde yüz herkesi memnun edecek kararlar üretmeniz çok zor. Tabii biz de olabildiğince çok kesimi ve mümkün olduğu kadar yüksek düzeyde tatmin edici kararlar almayı ve uygulamayı isteriz. Ama her zaman bunu sağlayamıyoruz. Bu tartışma, bizim ortaokul ve liselerdeki Anayasa gereği zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi, bir anayasa konusu. Önümüzdeki dönemde Anayasa değişikliği bağlamında yeniden düşünülecek, tartışılacak ve belki Avrupa’daki uygulamalarında göz önüne alınacak bir düzenlemeyle, olabildiğince değişik kesimleri bir asgari müşterekte buluşturacak bir çözüm üretilecek diye düşünüyorum. Din Öğretimi Genel Müdürlüğümüzün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı üzerine yaptığı bir çalışma var. Ona yönelik bir savunma metni de hazırlanmıştı. Bunlar zaten, İçişleri ve Adalet Bakanlığı üzerinden, hükümet gündemine de alınabiliyor. Bu müşterek yürüyen bir çalışma. ”