Güncelleme Tarihi:
Bahçeli, dün partisinin grup toplantısında özetle şunları söyledi:
MEKTUP TEPKİSİ
“İP’in başındaki şahsiyet diyor ki, ‘İstanbul’a mitil atacağını söyleyenler bir baktık ki mitili İmralı’ya atmışlar.’ Bir bayan gazeteci de teröristbaşının mektuptan önceden haberim olduğunu iddia edecek kadar gönlünü alçalmaya teslim etmiştir. Mektuba zımnen göz yumduğumuzu akıldan geçirmek dahi alçaklıktır. Edirne’de yatan terörist Demirtaş, İmralı’da cezasını çeken teröristbaşı ve Kandil’deki ihanet yuvası arasında yeşeren ve yayılan çelişki ve çatlaklar bir bakıma PKK’nın çözülme sürecinde olduğunun işareti olarak değerlendirilmelidir. Öcalan canisi bile HDP’ye tarafsızlık çağrısı yapıyorsa elbette bunu görmezden gelemezdik. Açıklamamızı çarpıtarak teröristbaşının mektubuna destek verdiğimizi söylemek ahlaksız bir iddiadır. Teröristbaşının mektubundan siyasi fayda uman namerttir; mektuptan daha önce haberdar olduğumuzu söyleyenler ise satılık kalemlerdir.
KILIÇDAROĞLU’NA: Türkiye seçim bahsini kapatmıştır. Sonuca saygımız tartışmasızdır. Sandık şaibeden arındırılmıştır. Kazanan Türkiye olmuştur. Ancak İstanbul ehline emanet edilmemiştir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bütün tasarruflarını yakinen takip edeceğiz. CHP Genel Başkanı’nın ‘23 Haziran seçimi de iptal edilirse tepki göstermeyeceğim’ demesi arızalı bir ironi, şirazesinden çıkan ters manyel, şımarık bir ruh halinin dile gelmesidir. Gerçi CHP Genel Başkanı korku tünelinde bocalamaya çoktan başlamıştır. Artık bundan sonra İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun tepesinde keskin bir kılıç gibi sallanacak, kabuslar görmesine yol açacaktır.
İMAMOĞLU’NA: CHP’li belediye başkanının teşekkür konuşması ise dikkatle analiz edilmelidir. Bir belediye başkanın yapacağı konuşma değildir. Siyasi hedeflerinin koordinatlarını ele veren İstanbul belediye başkanı, gizli gündemi doğrultusunda anlaşılan bir hazırlık içindedir. Sanal bir devlet başkanı edasıyla, yapay bir cumhurbaşkanı üslubuyla ahkam kesen CHP’li belediye başkanının asıl görev alanından ziyade her yere çekilecek bir tarzda konuşma yapması tesadüfü görülemeyecektir.
TRUMP’A: ABD’nin ülkemizi tehdit etmesi hakarettir. Türkiye bir yol ayrımındadır. Ya bu tehditlere boyun eğeceğiz, şerefimizi kaybedeceğiz ya da S-400’leri alıp belirlenen vatan topraklarına konuşlandıracağız. ABD ister beğensin, ister beğenmesin, S-400’lerin alınması hakikaten bir var oluş meselesine dönüşmüştür. Trump’ın kriz imali ilkellikleri vahim bir gidişatın ispatıdır. Türkiye taviz vermemelidir. ABD Başkanı iyice pervasızlaşmış, freni boşalmıştır.
ÇİPRAS’A: Sabrımız taşma noktasındadır. Özellikle Yunanistan ateşle oynamaktadır. Topal ördek Çipras, zırvada zirveye çıkmıştır. Yunan hükümeti bilmelidir ki, Akdeniz ve Ege’de önümüzü kesecek bir korsan henüz anasından doğmamıştır.”