Güncelleme Tarihi:
Siyasete girmek için Genelkurmay Başkanlığı’na emeklilik dilekçesi veren Çelebi, kendi devreleri yüzbaşı olup kurmaylık sınavlarına girerken, yargılama süreci nedeniyle teğmen olarak kaldığını belirterek, “Rütbeleri önemsemem ama etkin olmayı isterim. Burada etkin olma yeteneğimizi kaybettik” dedi. Milletvekili aday adaylığı için CHP ile görüşmelerini sürdüren Çelebi, kendisini emekliliğe götüren süreci şöyle anlattı:
ELİMİ TAŞIN ALTINA KOYMAYI SEÇİYORUM
“Benim devrelerim seneye yüzbaşı olacak, ben hâlâ teğmenim. Dava 30 sene sürse, ben 30 sene teğmen olarak kalacaktım. Ayrıca devrelerim geçen sene kurmaylık sınavlarına da girdiler. Yargı süreci nedeniyle biz mahrum kaldık. Yani önümüzde mesleki kariyer adına da bir kapanma söz konusuydu. Ben rütbeleri önemseyen bir insan değilim ama bulunduğum bölgede etkin olmayı isterim. Burada etkin olma yeteneğimizi kaybettik ve ileriye dönük ideallerimizle ilgili bazı kısıtlamalar getirildiği için bu yolu seçme gereği duydum. Yazdığımız kitaplar ve halka gerçekleri anlatmak için basına verdiğimiz demeçler de Silahlı Kuvvetler’de bir sıkıntı yaratıyordu. Silahlı Kuvvetler’in formatına uymayan şeyler bunlar ama olağanüstü koşullar olduğu için bunların anlatılması gerekiyordu, ben de bundan vazgeçmedim. Siyaseti atıl kalmaktan öte yeni bir mücadele alanı olarak tanımlıyorum. Bekleyip, atıl vaziyette kenarda oturabilirdim ama elimi taşın altına koymayı seçiyorum.”
KEMAL’İN ASKERİ OLMAK RUH MESELESİ
Çelebi, ‘Kamuoyuna açıklama’ başlıklı duyurusunda ise Mustafa Kemal’in askeri olmanın bir üniforma meselesi değil, özünde bir ruh meselesi olduğunu belirtirken izleyeceği siyasi çizgiyi şöyle anlatmıştı: “O ruhla ve o ruha daha fazla ruh katmak için aktif siyasi mücadeleye girme kararı almış bulunuyorum. Özgürleştirici demokrasi anlayışı doğrultusunda birleştirici, bir araya getirici ve gençleştirici bir siyasi çerçevede hareket edeceğim. Her bireyin özgürlüğünün teminatı olacak, kadın haklarının ve çevrenin en büyük savunucusu, bilimin ve sanatın en büyük destekçisi, emekçinin en büyük koruyucusu olacak bir politik mevzi için çalışacağım. Yola çıkıyoruz! Bir halk çocuğu olarak, bir genç olarak kaskatı kesilmiş, hissizleşmiş, sağırlaşmış ve körleşmiş tüm ölü topraklarına kazmayı inançla ve akılla vurarak! Gökyüzünü yaracak güçlü bir sesi içimizde duyarak, hayat değiştiren ve güzelleştiren o delici bakışı taşıyarak. Anadolu’nun hep genç kalan yürek atışlarını her yöne göndererek yola çıkıyoruz. Yola çıkıyoruz. Çünkü artık kalkma vakti, çünkü artık Şafak Vakti!.. Hem yerde hem gökte artık uyanma vakti!”