Güncelleme Tarihi:
Bozdağ, Bakanlar Kurulu sonrasında yaptığı açıklamada özetle şunları söyledi:
4 BİN 44 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ
“Bildiğiniz gibi Zeytin Dalı Harekatının başlangıcından bugüne kadar 52 Kahraman Mehmetçiğimiz şehit olmuş, 232 kahraman Mehmetçiğimiz yaralanmıştır. Ayrıca 7 sivil vatandaşımız şehit olmuş, 125 sivil vatandaşımız da yaralanmıştır. Harekat kapsamı içerisinde PKK, KCK PYD, YPG ve DEAŞ terör örgütü mensubu 4 bin 44 terörist etkisiz hale getirilmiştir. 282’si köy, 50’si kritik nokta olmak üzere toplam 332 bölge kontrol altına alınmıştır. Afrin bölgesinin tamamı kontrol altına alınmış durumdadır. Kontrol altına alınan alan iki bin kilometre karedir.
KİMYASAL KULLANILDIĞI NET
(Doğu Guta’daki saldırı) Ölen insana göre tavır takınmak doğrudur. Bugüne kadar Suriye yönetiminin katlettiği 800 bine yakın insanın sorumluğu Suriye rejimine aittir. Bu katliamları durdurma gücüne sahip olanlar buradaki katliamlardan mesuldür. Söz söylemini ötesinde işler yapmak gerekir. Tarafların iddialarına bırakılmayacak kadar önemli bir konu bu. Bize ulaşan bilgiler, burada kimyasal silah kullanıldığı net. Burada uluslar arası toplumun birlikte hareket etmesinde fayda vardır. Dünya birden de büyüktür. Uluslararası örgütler anlamını kaybetmek istemiyorsa kuruluş amaçların uygun hareket etmek zorundadır. Umuyoruz ki, uluslararası toplum söz söylemekten öte yapacağı somut işlerin gereğini yapar.
AFGANLARA TAVRIMIZ YOK
(Afgan göçü) Türkiye göç hareketleri konusunda hem hedef ülke hem de transit ülke. Afganistan’dan gelen güçler tarafından Türkiye hedef ülke. Rakamın yüksek olduğu ortadadır. Iğdır’da geçici geri gönderme merkezi oluşturuyoruz. Tedbirler alındı. Geri gönderme merkezlerinde şartları uygun olanlar geri gönderilecek. Afgan kardeşlerimize olumsuz bir tavrımız yok.
SURİYE VİCDAN KONUSU
Suriye’nin Amerika ve Rusya’nın güç savaşına kurban edilmemesi de gerekir. Yani iki ülkenin bilek güreşine oradaki masumların ölümünün kurban edilmemesi de gerekir. Eğer siviller ölüyorsa masumlar ölüyorsa ve burada Uluslararası Hukuk çiğneniyorsa hepimizin beraber sivillere masumlara uluslararası hukuka sahip çıkmamız lazım. Burada görüyoruz ki Suriye’deki masum sivillerin hayatından ve uluslararası hukuktan önce ülkelerin kendi çıkarları önde geliyor öyle gözüküyor. Biz hep söylüyoruz artık Suriye konusu ülkelerin ulusal çıkarları penceresinden değerlendirilecek bir konu olmaktan çıkmıştır. Bir insanlık konusu insan onuru konusu, bir vicdan konusudur.
AMACIMIZ BÖLMEK DEĞİL
(Lavrov'un açıklamasına cevap) Onun için burada çıkarlar üstü bir değerlendirme yapmakta fayda vardır. Türkiye’nin Afrin’de bulunması bir işgal değildir. Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğüne, siyasal birliğine, egemenliğine saygılıdır ve bu harekatta Suriye’nin toprak bütünlüğünü zedelemek değil aksine Suriye’nin işgal edilmiş topraklarını korumak ve Suriye’nin bütünlüğünü korumak maksadı da taşımaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri Afrin’de işgalci değildir, kalıcı değildir. Bizim amacımız, Suriye’yi bölmek değil. Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok. Burada esas olan siyasi çözümdür. Siyasi çözüm ortaya çıktıktan sonra buralar o çözüme göre şekillenecektir.”
ÖRGÜT SUÇUNA CEZA ARTIRIMI
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, örgüt suçlarında ceza artırımına da gidileceğini bildirdi. Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Kanun Tasarısının ayrıntılarını paylaşan Bozdağ şunları söyledi:
“Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Kanun tasarısı imzaya açıldı. Önümüzdeki günlerde parlamentoya sevk edilecektir. İlk defa mağdur haklarına ilişkin müstakil bir kanuni düzenleme yapılmaktadır. Burada kastedilen mağdurlar suç soruşturması ve kovuşturması sırasında suça muhatap olmuş mağdurları kapsamaktadır. Bunlar içerisinde özellikle kasten öldürme, ağır yaralama, cinsel saldırı ve işkence suçlarının mağdurları için maddi destek sağlanması, meslek edinmeleri amacıyla kurslar düzenlenmesi, eğer kamu görevlisiyse mağdurun yerleşim yeri gerektiğinde ve talebi halinde değiştirilmesi ve pek çok başka önemli yenilikler getirilmektedir. Bu tasarı ile çocukla ilişki kurma konusu çocuk teslim merkezleri üzerinden yapılacaktır. İcra tarafından yapılmayacaktır. Herhangi bir masraf da ailelerden alınmayacaktır. Ayrıca suç örgütleriyle, çıkar amaçlı suç örgütleriyle etkin ve kararlı mücadele yapmak maksadıyla TCK 220. maddedeki cezalarda artırıma gidilmektedir. Bugüne kadar 2 yıldan 6 yıla kadar olan örgüt kurma ve yönetme suçunun cezası 5 yıldan 10 yıla kadar artırılmakta. Örgüt üyeliği cezası 1 yıldan 3 yıla iken 2 yıldan 5 yıla çıkarılmakta ve cezanın örgütün silahlı olması halinde yarı oranında artırılması konusunda bir düzenleme getirilmektedir.
HAYVANLARA EZİYETE HAPİS CEZASI
Ayrıca Hayvanları Koruma Kanunu ve bu konularla ilgili de bu tasarı içerisinde önemli düzenlemeler yer almaktadır. Sahipli veya sahipsiz hayvanları öldürmek, işkence veya eziyet etmek bugüne kadar idari para cezasını gerektiriyordu. Bu düzenlemenin yasalaşmasından sonra suç olarak tanımlanacak ve hapis cezası uygulamasına geçilecektir. Bu da son derece önemli bir değişikliktir.”