Güncelleme Tarihi:
ŞİMDİ DE RUSYA'DA HORTLADILAR/Foto Galeri
Moskova’nın Moskovsky Komsomolets gazetesinin Pazartesi günkü manşetinde ilginç bir istatistik haber yayımlandı: Rusya’da alüminyum beysbol sopalarının satışında bir artış yaşanırken, beysbol topu satışları sabit kalmış.
Moskova’da her dört beysbol sopası için bir beysbol topu satılıyor. Dahası Moskova, beysbol sevgisiyle bilinen bir şehir de değil. Alüminyum sopalar bambaşka bir amaç için kullanılıyor: Futbol holiganları ve dazlaklar arasındaki savaşın silahı.
Rusya’nın aşırı sağı son 20 yıldır Weimar Rusyası üzerine yazıyor. Ancak Sovyetler Birliği’nin yıkılışından bu yana Rusya’da yaşanan en büyük etnik ayaklanmaların ardından, bu bir zamanların marjinal şiddet hareketi, yeni bir siyasi hareket olarak korku salmaya başladı. Geçtiğimiz iki haftada yaşanan ayaklanmalar, Moskova’daki ırkçı grupların küçük bir uyarıyla binlerce destekçisini harekete geçirebildiğini gösterdi.
11 Aralık’ta, yaklaşık 6 bin protestocu, Kremlin’in burnunun dibinde, Manej Meydanı’nında ayaklanarak, Rusya’nın lider kadrolarına açık açık “Sizi tanımıyoruz” mesajını gönderdi. Ayaklanmanın organizatörlerinden Yasadışı Göçle Mücadele Hareketi’nin bir üyesi, Anton Susov, “Bu dev bir siyasi dalga. Kimse bizi durduramaz” dedi.
Susov bu dalganın halkın hükümete göçmen akışı, devlet kademelerindeki yolsuzluklar ve ekonomideki durgunlukla ilgili duyulan öfkeyle büyüdüğünü ifade etti.
Susov, Başbakan Vladimir Putin’in “iki senaryodan biriyle karşı karşıya” olduğunu söyledi: “Rejimin [komünizmin yıkılışının ardından] iktidardan çekildiği Polonya senaryosu ya da Romanya senaryosu. Putin, ikinci bir Nikolay Çavuşesku olabilir.”
Son ayaklanmalarda rol oynayan ırkçı çete Slav Gücü’nün üyelerinden Vladimir Makismov için ise Rusya, Almanya’nın 1930’larda karşı karşıya olduğu duruma benzer bir durum yaşıyor. Makismov, “Hitler iyi bir siyasetçi, iyi bir yöneticiydi. Şu an iktidarda onun gibi birine ihtiyacımız var” dedi.
Bu tehditler boş laftan öteye geçer mi, onu söylemek zor. Ancak Rusya’nın ultra-milliyetçi gruplarının bu cesaretinin hükümetin önünde yeni bir engel yarattığı söylenebilir. Güvenlik güçlerinin geçtiğimiz hafta başlattığı operasyonda, neredeyse 2 bin çete üyesi tutuklandı. Ancak Kremlin’in siyasi stratejisi, ultra-milliyetçilerle mücadele etmektense, onları sakinleştirmeye yönelikti.
Bu hafta içinde Putin, etnik Kafkasyalı bir çete tarafından öldürüldüğü iddia edilen ve 6 Aralık’ta çatışmaların başlamasına neden olan Yegor Sviridov’un mezarını ziyaret etti. Başbakan ayrıca, şehir sakinlerinin kayıtlarının tutulmasıyla ilgili yasalarda da değişikliğe gidilmesini önerdi. Putin’in bu hamlesinin milliyetçilerin temel taleplerinden biri olan göçün sınırlandırılmasını amaçladığı ifade ediliyor.
Hükümet yaşanan şiddet olaylarının, Avrupa genelindeki bir trendin güneydeki Sovyet ülkelerinden gelen yoğun göçle birlikte Moskova’ya ve diğer varlıklı Rus şehirlerine yayılması olduğunu ifade ediyor. Geçtiğimiz onyılda 1 milyon kişi Moskova’ya göç etti. Bu da ırkçı tansiyonun yükselmesine neden oldu.
Kremlin’den bir yetkili, bu hafta yaptığı açıklamada, “Bu [2005’te] Paris’te ya da Almanya’da yaşanan olayların aynısı” dedi.
Financial Times'da yayımlanan "‘Managed nationalism’ turns nasty for Putin" başlıklı haberden derlenmiştir.
http://twitter.com/HurriyetPlanet