Güncelleme Tarihi:
Rusya’nın Suriye’de Üs Kurma Planları
Rusya Federasyonu, Bolşevik devriminden bu yana hiç olmadığı kadar dışarıya açık bir konuma gelmiştir. Ekonomik özgürlükler genişlemiş, otoriter siyasi yapının yanı sıra demokratik kurumlara yer verilmeye başlanmıştır. Konut fiyatları olağanüstü bir hızla yükselmiş, iç talep artmıştır. Ekonomik gelişmenin sürdürülebilmesi için büyük çaplı alt yapı yatırımlarına ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır.
Rusya Federasyonu, yavaş ekonomik reformlara rağmen 2003'ten bu yana güçlü bir performans göstermiştir. Yüksek petrol fiyatları, enerji ihracatçısı olan Rusya Federasyonu için özel önem taşımıştır. Ayrıca, Rusya Federasyonu, başta Çin olmak üzere Uzakdoğu'daki ithalat patlamasından da olumlu yönde yararlanmıştır. Ancak, Uzakdoğu'nun enerji sektörüne bağımlılığı, bölgenin orta vadeli ekonomik büyüme tahminlerini olumsuz biçimde etkilemektedir.
Günümüzde Rus ekonomisinin tüketim malları pazarında rekabet etmesine imkan yoktur. Sovyetler Birliği de askeri bir yapıya sahipti, Rusya Federasyonu da aynı yapıya sahiptir. Gerek Sovyetler Birliği ve gerekse Rusya Federasyonu ekonomisi güvenlik sorunlarının etkisi altındadır. Askeri sanayi yapısı ve silahlı kuvvetleri karmaşa içerisindedir. Ancak, bu sorunların 2010'a kadar çözümlenmesi planlanmaktadır. Kremlin'in savunma harcamalarını düşürmesi beklenmemektedir. Ancak analistler, Rusya Federayonu'nun artık Avrupa'da saygı görmeye başladığını iddia ediyorlar. Ayrıca, Putin reformlarının ulusal düzeyde ekonomik başarıya ulaşacağına inanılmaktadır. Buna kanıt olarak da AB ve ABD'nin Rusya Federasyonu'nu piyasa ekonomisi olarak tanımasını ve Rusya Federasyonu'nun Dünya Ticaret Örgütü'ne üye olması için destek vermesini ileri sürmektedirler. Bunların yanı sıra Moskova'nın Tahran ve Pekin ile yakın ilişkileri bir tehlike arz etmemektedir. Çünkü, Rusya Federasyonu'nun Çin'e ve İran'a ileri teknoloji silah ya da nükleer reaktör satmak gibi bir sorunu yoktur.
Kremlin, Washington tarafından uygulanan istikrar, özelleştirme, liberalizasyon ve demokratikleşme uyum programını benimsemiştir. 1998 mali krizi birçok yöneticinin iflas etmesine birçoğunun da işadamı olmasına neden olmuştur. Günümüzde parlamento sağlam bir reformist çoğunluğa sahiptir. Kişisel gelirin % 13'ü gelir vergisi olarak belirlenmiş ve şirket karları pay oranı da % 24 olarak netleştirilmiştir. IMF programı tamamen uygulanmış ve Rusya Federasyonu'nda piyasa ekonomisinin işlerliğinin olduğu anlaşılmıştır.
Rusya Federasyonu ekonomisinin dışa açıklığı, girişimciliğin desteklenmesi, fiyatların kontrolsüzlüğü, kısmi özelleştirme gibi düzenlemeler Sovyet standartlarının aşılabileceği gibi bir umut yaratmıştır. Ancak bunların karşısında rant ödeme, kaynak demobilizasyonu, sermaye akışı, erkek egemenliği, yüksek ölüm oranı, düşük doğum oranı, doğum bozukluklarında artış, AIDS ve azalan insan sermayesi gibi negatif faktörler de bulunmaktadır. Bütün bu faktörler dikkate alındığında Rusya Federasyonu ulusal güvenlik analistleri Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla'da (GSYİH) 2002-25 döneminde % 3'den daha büyük bir büyüme beklememektedirler. Rusya Federasyonu'nun kişi başı GSYİH'si Japonya ve AB'nin GSYİH'leriyle eşdeğer ilerleme gösterebilir. Fakat ABD, Çin, Güney Kore, Tayvan, Malezya ve Hindistan'ın GSYİH düzeyine ulaşmasına imkân yoktur. Rusya Federasyonu'nun GSYİH'si Çin ve ABD'nin GSYİH'lerinin 1/10'u düzeyine düşecektir. Bu da Rusya Federasyonu'nun global pazarda etkisini yitirmesine neden olacaktır. Rusya Federasyonu'nun maddi refah düzeyi üretim arttıkça ve nüfus azaldıkça artacaktır. Ancak, gücü azalacaktır. Soğuk Savaş döneminde, 290 milyon nüfusu ve yapısal olarak militarize ekonomisiyle Sovyetler Birliği ABD'nin sahip olduğundan daha büyük silahlı kuvvetlere sahipti. Ancak, 2025 yılında Rusya Federasyonu'nun nüfusu 125 milyona düşecektir ve GSYİH ise ABD'nin % 47'si oranında olacaktır. Bunların dışında Putin, Moskova usulü otoriter üretim modelinden vazgeçmediği sürece, global endüstriyel mal pazarında etkili olamayacaktır. Sivil üretim malları ihraç edilemeyecektir.
Rusya Federasyonu bugüne dek süregelmiş yeteneklerini yitirmeye başladığı için, potansiyel tehlikelere karşı önlem olarak nükleer caydırma yollarına başvurmak durumunda kalmıştır. Rusya Federasyonu'nun Sovyetler Birliği dönemi düzeyinde yeniden silahlanması, silahlanma yarışını hızlandıracak ve dünyayı 2010-25 yılları arasında güvenlik problemlerinin yaşanacağı bir sürece sokacaktır. Rusya Federasyonu, bir korkuluk olma eşiğindedir. Güçlü devletler Rusya'nın bu zayıflığını istismar edebilirler. Bu durumda hem Rusya Federasyonu açısından hem de küresel istikrar açısından hiç iyi olmayacaktır.