Güncelleme Tarihi:
"Rusya eksikliklerini kafasına takmamak için mükemmel bir yol buldu: Ülkede olan olaylar ne kadar sıra dışı ya da tüyler ürpertici olursa olsun Batı’daki olaylar ve akımlarla benzerlikler kurmak" diyen Bayer şu örnekleri verdi.
Eğer seçimlerde bir yolsuzluk yapıldığı iddia edilirse elimizde 2000 yılında yapılan ABD seçimlerinde Florida’daki oyların yeniden sayılması örneği var. Çeçenistan’daki savaş Irak’ın işgaliyle karşılaştırılabilir. Bu arada Nevsky Express’ine yapılan saldırı da uluslararası terör çerçevesine oturtulabilir.
Rusya’nın nüfusunun özelliklerini alın. İtalya ve İspanya’nın doğum oranları düşükken Rusya’da ölüm oranları ve beklenen ortalama ömür süresi düşüyor. Göçmen akışına rağmen Rusya’nın nüfusu hızla düşüyor, hatta kırsal kesimde hayalet köyler görmek bile mümkün.
Yolsuzluk ise apayrı bir hikaye. Batı’da yolsuzluğun en yaygın olduğu ülkelerde bile memurlar devlet için çalışmaya devam ediyor. Rusya’da ise devlet bürokratların çıkarına hizmet ediyor. Duma’dan geçen pek çok yasa rüşvet almayı kolaylaştırıyor, hükümet fonlarını talan ediyor ve ekonomik ve sosyal büyümenin önüne geçiyor.
Rusya ve Sovyetler Birliği 1914-1953 yılları arasında ağır kan kayıplarına uğradı. Birinci Dünya Savaşı, iç savaş, acımasız devlet terörü ve Hitler ile Stalin’in milyonlarca Rus’u öldürmek için güçlerini birleştirdiği İkinci Dünya Savaşı Rusya’da toplumun dokusuna zarar vererek ülkenin en başarı beyinlerini yok etti. Geriye kalanlar ise korkak bir sürüye dönüştü.
Bu durum pek çok insanın katlanabileceğinin çok üzerinde gibi görünüyor. Bugün dünya bir dönem dünyanın devleri arasında olan bir ülkenin ölümünü izliyor olabilir. Gerçekten de Rusya’nın yakın tarihi tam bir gerileme dönemi. Afganistan’ın 1979’da işgal edilmesiyle ülke coğrafi genişlemesinin sonuna ulaştı. Zaten bu olaydan sonra Sovyet imparatorluğu çatırdamaya başladı.
Önce Doğu Avrupa kaybedildi, bunun hemen ardından da Rus İmparatorluğu yıkıldı. Ardından ülke süpergüç konumunu ve küresel etkinliğini artırdı. Bugün bir yandan Çinli göçmenler Doğu Sibirya’da nüfusun yoğun olmadığı yerlere yayılırken, Pekin Moskova’nın beceriksizliğinden dolayı işletemediği Rusya’nın doğal kaynaklarının işletilmesi için tavizler alıyor.
Bu durumda Rusya’nın kendi kendine üretebileceği ürünler ziyan olmuş oluyor. Her ne kadar rekor seviyelerdeki petrol fiyatları oligarkları ve devlet görevlilerini zengin etse de sıradan bir Rus için bunlar sadece enflasyonun yükselmesi anlamına geliyor. Dahası polis, ordu, sağlık sektörü, eğitim ve sosyal hizmetlerin durumu kötüye gidiyor.
Rus Çarı Birinci Nikola’nın zamanında “Avrupa’nın hasta adamı” diye tanımladığı Osmanlı İmparatorluğu da 19’uncu yüzyılda benzer bir çürüme süreci içindeydi. Bu sebeple Avrupa’nın her yerinde savaşlar başlamış ancak Türkiye, büyük bir Aydınlanma hayranı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün liberal reformlarıyla ulusal felaketten kurtulmuştu.
Bayer, Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in böyle bir modernleştirici lider olamadığını savundu. Putin, bir anda iktidara geldi ve görevde kalabilmek için askeri seçkinlerin arasından gelen politikacı arkadaşlarına dayanmak zorunda kaldı. Rusya’daki çürüme Putin’in liderliği altında daha da hızlandı. Ancak Putin yine de Rusya’nın Atatürk’ü olabilir.
Putin bugün hala Rusya’nın en güçlü ismi. Vatandaşlarında hem hayranlık hem de korku uyandırıyor. Her ne kadar Medvedev siyasi arenada hafif sıklet kalsa ve Putin’in korumasına güvense de başarısız bürokratları içten çıkarmak gibi cesur kararlar almaya başlamış durumda.
Putin bu durumu planladı mı yoksa kazara mı oldu bilinmez ama Rusya’nın yönetici takımı ulusal bir uyanma yaratabilir. Ancak bunu halka kabul ettirebilmeleri için uğraşmaları gerekiyor.