Güncelleme Tarihi:
Gürcistan Büyükelçisi Tariel Lebanidze, "Rusya’nın Gürcistan topraklarındaki uluslararası hukuku hiçe sayarak, sürdürdüğü işgali araştırmak üzere 2009 yılında Avrupa Birliği’nce görevlileri tarafından hazırlanan raporda, Rusya’nın bu işgali uzun süredir planladığı tespit edilmiş, Gürcülere yönelik etnik temizlemenin yapıldığı da rapora yansımıştır. Ayrıca Rusya’nın Gürcistan topraklarına girmesi ve Abhazya ve Güney Osetya bölgelerini bağımsız olarak tanımlaması uluslararası hukukun ihlali olarak rapora yansıyan bir diğer önemli konudur” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Gürcistan’ın zor günlerinde her zaman yanında yer aldığını 2008 yılındaki Rusya saldırısından sonra Türkiye’nin sağladığı insanı yardımın binlerce insana ulaştığını ifade eden Lebanidze, “Türkiye’nin Gürcistan’ın strateji ortağı ve dostu olduğunu, ikili ilişkilerde hem siyasi hem de ekonomik açıdan ulaşılan boyutların hepimizi memnun etmektedir.Türkiye’nin ülkemizin toprak bütünlüğü ve egemenliğine verdiği destekten dolayı müteşekkiriz” diye konuştu.
ARADAN GEÇEN ÜÇ YILI GÖZDEN GEÇİRMELİYİZ
Rusya’nın Gürcistan’a saldırısının üçüncü yıl dönümde geride bırakılan dönemde yaşananları bir kez daha gözden geçirip değerlendirmek gerektiğine dikkat çeken Lebanidze şunları söyledi:
“Rusya’nın Kafkaslardaki agresif ve saldırgan politikası 20. Yüzyılın 90’lı yıllarında Gürcistan’ın bağımsızlığa yeniden kavuşmasıyla yeni boyutlar kazanmıştır. Rusya’nın asıl amacı Gürcistan ‘ın batılı kuruluşlarla bütünleşmesini engellemekti. Rusya, Uluslararası Örgütlerdeki ağırlığını kullanarak Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya bölgelerinde sözde “Barış Gücü” olarak birliklerini konuşlandırmıştır.Aslına bakılırsa, Abhazya ve Güney Osetya’da yaşanan çatışmalarda taraf olan Rusya’nın herhangi bir şekilde gerçek bir arabulucu veya Barış Gücü olması imkansızdı. 2003 yılında Gürcistan’da yaşanan Gül Devrimi’nden sonra Gürcistan’da iktidara gelen siyasi liderler Gürcistan’ın yeniden Avrupa ailesinin bir parçası için reformlar başlatarak hem demokratikleşme hem de ekonomik gelişme süreçlerinde ciddi ilerlemeler kaydetmişlerdi. Bu noktada Rusya’nın saldırganlığı daha da belirgin hale gelmeye başlamıştır.
"Rusya, 2008 yılında her geçen gün gerilimi tırmandırmaya çalışarak Gürcistan’ın hem Abhazya hem de Güney Osetya/Tskinvali bölgelerinde çeşitli provokasyonlar düzenleyerek, Ağustos ayında onbinlerce askeri ve yüzlerce zırhlı aracıyla geniş kapsamlı bir saldırıya geçmiş ve Gürcistan’ın topraklarının önemli bir kısmını işgal etmiştir. Abhazya ve Tskinvali/Güney Osetya Bölgeleri halen işgal altındadır.12 Ağustos 2008 tarihinde imzalanan ateşkes anlaşmasının maddeleri, Rusya’nın imzasını taşımasına rağmen, Rusya tarafından hiçe sayılmakta olup, bu topraklarda Rusya askeri varlığını güçlendirmek amacıyla askeri üslerini inşa etmektedir.
"İNSAN HAKLARI İHLALLERİ GENİŞ BOYUTLARA ULAŞTI"
"İşgal altında bulunan bu bölgelerde insan haklarının ihlalleri geniş boyutlaraulaşırken, etnik temizlemeler yaşanmış ve yüzbinlerce Gürcü evlerini terk etmeye zorlanmıştır.Rusya’nın Gürcistan’a saldırısını araştırmak üzere 2009 yılında Avrupa Birliği’nce görevlendirilen misyon Gürcülere yönelik etnik temizlemenin yapıldığı, Rusya’nın işgali uzun süredir planlayıp gerçekleştirdiğini tespit etmiş ve raporunda yansıtmıştır.AB Raporu barış sürecinin hayata geçirilmesinde Rusya’nın rolünü yapıcılıktan uzak olarak tanımlamaktadır.
"İşgalden hemen sonra Rusya Abhazya ve Güney Osetya’yı bağımsız olarak ilan ederek, uluslar arası destek aramaya başlamış, ancak uluslar arası kamuoyundan destek bulamamıştır. Savaşın üçüncü yıldönümünden hemen önce Rusya devlet başkanı medya yoluyla çeşitli demeçler vererek, Gürcistan’la ilişkilerin yeniden kurulmasının bazı şartlara bağlı olduğunu söylüyor. Ancak şunu belirtmeliyiz ki Rusya ile diplomatik ilişkilerimizin yeniden kurulmasıRusya’nın Gürcistan’a yönelik davranışlarında uluslar arası hukukun öngördüğü prensiplere saygı duymasıyla mümkün olabilecektir.Gürcistan topraklarında üç Rus Elçiliği’nin bulunması kabul edilebilir bir durum değildir.Çeçenistan’da yaşanan savaşta Rus askeri birliklerinin operasyonlarına kurban giden yüz binlerce insan için Rus Devlet Başkanının “olağan” olarak nitelendirmesi de son derece vahimdir.
"Halen işgal altında bulunan Abhazya’da 26 Ağustos tarihinde Rus işgalci rejimi tarafından sözde başkanlık seçimi yapılacak, fakat etnik temizlemenin yapıldığı bir yerde, yüz binlerce insan kendi evlerine dönememişken, bu sürecin meşru ve demokratik bir süreç olarak tanımlanması mümkün değildir.Dolayısıyla, her türlü insanlık dışı muameleye maruz kalmış yüz binlerce insanı unutmamalıyız. Gürcistan devleti işgal altıda bulunan bölgelerde yaşayan insanlara çeşitli imkanlar tanımak amacıyla bir “strateji belgesi” hazırlamıştır. Söz konusu strateji ekonomik, altyapı, ulaşım,eğitim, sağlık gibi alanları kapsamakta olup, işgal altında yaşayan insanlara seyahat belgesinin verilmesini de öngörmektedir.”