Güncelleme Tarihi:
Lavrov, önceki gün basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Sadece yetkililer değil, bir grup Batılı ülkeyle ve Arap ülkesiyle bağlantılı silahlı gruplar da çatışmaları körükledi. Bunu herkes biliyor” derken bütün taraflara bir an evvel şiddetten vazgeçmeleri çağrısı yaptı.
Voice of America’nın Moskova büro şefi James Brooke'un Moskova’nın bu tavrını, “Mısır, Tunus, Libya ve Yemen’de kaybeden tarafta yer alan Rusya’nın Suriye’de direnişe geçmesi” şeklinde değerlendirildi.
Brooke, Russia Watch blogunda, “Kremlin Arap Baharı’nın Arap Kışı’na dönmesini bekliyor” yorumunu yaptı.
ARAP BİRLİĞİ’NE GÖZDAĞI
Arap Birliği’nin hafta sonu aldığı Suriye yaptırımları kararının ardından, Lavrov, Pazartesi günü Moskova’da Arap ülkelerinin büyükelçilerini ağırladı.
Lavrov, burada yaptığı konuşmada Kremlin’in, iç sorunların “dış müdahaleye mahal vermeden, sivil uyumu desteklemeyi hedefleyen ulusal diyalog aracılığıyla çözülmesi” politikasını yineledi.
Bu toplantı, Arap Birliği’nin Suriye yaptırımlarının, BM Güvenlik Konseyi’nin gündemine gelmesi durumunda Rusya’dan bir veto geleceğinin ilk işareti olarak görüldü.
İŞBİRLİĞİNİN KÖKLERİ ÇOK DERİNLERDE
Rusya’nın Suriye’de kaybedecek çok şeyi var. Dahası Kremlin’in barış söylemlerine karşın, bu kaybedilecek şeylerin çoğu askeri varlıklar.
Moskova, 50 yıldan fazladır Suriye’ye silah satışı yapıyor. Kremlin’in Suriye’yle işbirliğinin kökleri, 1956’da yaşanan Süveyş Kanalı Krizi’ne kadar gidiyor.
İlişkiler, Esad ailesinin iktidara gelişiyle daha da güçlendi. Hafız Esad’ın 1970’te gerçekleştirdiği kansız darbeden birkaç ay sonra, Suriye’deki Alevi toplumunun kalbi olarak görülen Tartus şehrinde, bir Rus deniz üssü kurulması için anlaşma imzalandı.
2008’DE YENİDEN CANLANDI
Sovyetler Birliği döneminde, Tartus, Moskova’nın Akdeniz’deki donanması için kilit önem taşıyan bir üstü. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının bu donanma birimi dağıtıldı, Rusya’nın Akdeniz’deki varlığı neredeyse yok seviyesine indi, Tartus üssü de kaderine terk edildi.
Ancak 2008 yılında, yani Rusya’nın petrol gelirleriyle zengin olduğu bir dönemde, Moskova üssün yenilenmesi için çalışmalara başladı. Amaç, bir kez daha Akdeniz’e açılan bir pencere sahibi olmaktı.
Rusya’nın Izvetsiya gazetesi, kısa bir süre önce, Tartus’ta 600 Rus teknisyenin çalışmakta olduğunu, tesisleri modernleştirdiğini, limanı elden geçirdiğini ve donanma için hazırladığını bildirdi.
BİR YANDA ABD, BİR YANDA RUSYA
Geçtiğimiz hafta Amiral Kuznetsov uçak gemisi, Kuzey Buz Denizi’inden Tartus’a doğru yola çıktı. 10 adet son model Sukhoi ve Mig savaş jeti taşıyan Kuznetsov’a iki Rus donanma gemisi daha katılacak.
Rusya’dan bir hafta önce de USS George H. W. Bush uçak gemisi liderliğindeki ABD donanma görev gücü Suriye kıyıları açıklarına demirlemişti.
SURİYELİ SUBAYLARI RUSYA YETİŞTİRDİ
Ancak bu savaş gemisi diplomasisine yakından bakarsak, Rusya’nın karada daha avantajlı olduğunu söylemek mümkün. Yüzlerce muvazzaf Suriyeli subay Rus askeri akademilerinde eğitim gördü. Hatta Salı günü Wall Street Journal’da Nur Malas imzasıyla yayımlanan bir makalede, Rusya’da eğitim gören Alevi subayların bir saray darbesi bile gerçekleştirebileceği öne sürüldü.
Makaleye göre, Ürdün’de sürgün olan bir Alevi subay Malas’a şunları söyledi: “Rusya yeşil ışık yakarsa, Alevi subaylar bu işi yapacaklardır.” Ancak Suriye’deki Sünni çoğunluğun, Alevi azınlığın iktidarını nereye kadar kabul edeceği şüpheli.
KIYILAR ALEVİLERE, ŞAM VE HALEP SÜNNİLERE
Bir başka senaryo ise Suriye’deki etnik grupların gevşek bir federasyona dönüşeceği yönünde.
Bu senaryo gerçek olursa Aleviler tarih boyunca güçlü oldukları kıyı şehirlerine çekilecekler. Sünniler ise Suriye’nin en büyük iki şehri Şam ve Halep’i kontrol edecek. Böylece Rusya’nın deniz üssü, Alevilerin kontrolü altındaki bölgede güvende olacak.
Ancak Şam’daki Sünni yöneticilerin de kendilerini etrafı çevrilmiş bir toprak parçasına hapsetmeleri pek olası görünmüyor.
MOSKOVA SAVAŞA HAZIRLANIYOR
Moskova şu an için barıştan bahsetse de savaş baltalarını da topraktan çıkarmaya başlıyor.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Aleksandr Lukaşeviç geçen hafta Cuma yaptığı açıklamada, “Suriye’nin içişlerine askeri müdahale öngören bir senaryo, bizim için kesinlikle kabul edilemez” dedi. Ardından Pazar günü Arap Birliği oylamasından birkaç saat sonra, Rusya Donanması’ndan bir general Izvetsiya’ya Suriye karasularına konuşlandırılan uçak gemisiyle ilgili bilgi verdi.
Kremlin bu stratejik satranç oyununda Akdeniz’deki iki büyük Arap müttefikten birini kaybetmemek için hamle yapıyor. Eğer Suriye düşerse Arap dünyasındaki Sovyet gücünden geriye sadece Cezayir kalacak.
Voice of America'nın internet sitesinde yer alan "Syria: Russia Clings to Legacy of Soviet Ties in Arab World" başlıklı yorumdan derlenmiştir.