Rüşvet bana yaramadı

Güncelleme Tarihi:

Rüşvet bana yaramadı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2001 00:00

Haberin Devamı

Amerikan sinemasının entelektüel oyuncularından biri John Turturro. Yale Üniversitesi mezunu. Ufak bir rol elde etmek için yönetmen Martin Scorsese'ye rüşvet olarak pizza ikram etmiş. Scorsese çok kızmış, ona 16 saniyelik bir rol vermiş! Neyse ki Turturro daha sonra kendini ispatladı. Artık hiçbir yönetmene rüşvet vermek zorunda değil! Onunla Venedik'te konuştuk.

Çok başarılı bir oyuncusunuz ama Avrupa'da daha çok seyirciniz var .

- Ben İtalyan asıllıyım. Damarlarımdan ateşli bir kan akıyor! Atalarım Akdenizli. Burada beni çeken bir şey var. Ama Hollywood beni hiç çekmiyor. Kendimi kabul ettirmek için hep aynı yönetmenlerle çalışmak zorunda bırakıldım. İkinci bir üniversite bitirmeye itildim. Hoş çok da kötü olmadı bu!

Coen Kardeşler'le inanılmaz bir uyum içerisindesiniz.

- Coen Kardeşler'den teklif aldığımda bir deneme senaryosu üzerinde çalışmıştık. Ufukları inanılmaz geniş. Yaşama bakış açıları benim felsefeme uygun. Zaten gerek Ethan ve gerekse Joel'den bir senaryo gelirse sadece bir göz atıp rolü hemen kabul ediyorum. Ayrıntıları sonra sette konuşuyoruz. Bu filmde de öyle oldu.

Martin Scorsese ile tanışmanızı anlatır mısınız?

- Robert De Niro beni tiyatroda izlemiş, beğenmiş. Haber gönderdi. Boksa meraklı olduğumu duymuş. Gelsin belki eldiven giyer ringte karşıma çıkar, demiş. Ayıp olmasın diye bir napoliten pizza alıp Scorsese'nin karşısına çıktım. ‘‘O da ne?’’ diye sordu. Size getirdim, dedim. Ters ters baktı. Konuşma bitmişti. Rüşvet vermeye kalkmış, başaramamıştım! Bir rüşvet uğruna belki iyi bir rol alabileceğim bir filmde bana 16 saniyelik bir yer verdiler. Adımı oyuncular listesine yazdırdım ama moralim sıfır oldu. Kendimi kanıtlamak için Yale Üniversitesi'ne yazıldım. O gün bu gün rüşvet kelimesinden tiksinirim.

AĞIZ KIPIRDATMA DERSİ

‘‘Nerdesin be birader’’ filminde ilginç bir rolünüz var. Dengesi bozuk bir adamsınız. Daha doğrusu George Clooney'in rolünü üstlendiği uyanık Everett'in kurbanı oluyorsunuz.

- Coen Kardeşler kapımı çalınca zaten rolün dengesizliğini anlamıştım. Mississippi'de hapishaneden kaçan üç kafadarın en geri zekalısıyım. Coen Kardeşler Homeros'un Odissea'sından ilham almışlar. Homeros'un epik şiirini hicivlerle 1930'lara uyarlamışlar. Coen Kardeşler Amerikanvari deneyimleriyle seyirciyi çekmesini biliyorlar. Filmde dramatik sahnelerin dışında komedi de var. Ben de zavallılığın simgesiyim!

Peki henüz izlemediğimiz ‘‘The Man who cried’’ filmindeki rolünüz nasıl?

- O filmde Nazilerin Paris'i işgali sırasında bir İtalyan tenoru canlandırıyorum. Bu film için ders aldım. Ama öyle arya okumak için değil. Sadece playback'teki ünlü tenorların sesine dudak uyumu sağlamak için!

Aileden sanatçı mısınız?

- Babam inşaat ustasıydı. Annem Brooklyn'deki kabarelerde caz söylerdi. Kardeşlerim Ralph ve Nicholas televizyon dizilerinde önemli roller üstleniyor. Bir kuzenim Aida sinema oyuncusu. Eşim Katherine Borowitz de sinema oyuncusu. Oğlum Amadeo şimdilik okuldaki müsamerelerle yetiniyor.

Yeni projeleriniz var mı?

- Artık kendi senaryomu kendim yazıp yapımcılığı üstlenip başrolü oynamayı hedefliyorum. Avrupa 'dan iyi öneriler var. Örneğin İtalyanlar Cinecitta'da film çevirmemi istiyorlar. İlluminata'nın devamı gelebilir.

ARACI KOYDUM OLMADI

Sinemada bir idolünüz var mıydı?

- Herkesin bir idolü vardır. Ben James Cagney ile başladım, Kirk Douglas'la düşler kurdum. Burt Lancaster ile başrolü paylaştığım senaryolar yazdım... Ama gerçekte sadece Paul Newman ile oynama şansını yakaladım.

Birlikte oynamak istediğiniz bir kadın oyuncu var mı?

- Susan Sarandon'un oyun gücünü çok beğenirdim. Kısmet bizi İlluminata'da buluşturdu. Zaten filmi ben yönettim. Özellikle Susan Sarandon'u istedim. Beni kırmadı.

Oynamadığınız için pişmanlık duyduğunuz bir film var mı?

- Cher'in Oscar aldığı ‘‘Moonstruck’’ (Ay Çarpması) filminde rol için aracı koymuştum. Senaryoyu yazan John Patrick Shanley çok çalıştı ama yönetmen Norman Jewison benim yerime Nicholas Cage'i seçti.

1994'te Quiz Show'' filmiyle birden ABD'de bir bilgi yarışması akımının öncüsü oldunuz.

- Evet, Robert Redford'un filmi. Yıllar önce bilgi yarışmalarının yoğun olduğu zamanda, nevrotik bir dahinin televizyon kahramanı oluşunu anlatıyordu. Ardından her kanal bir bilgi yarışması başlattı!

İtalyan inşaat ustasının oğlu

İtalyan asıllı bir inşaat ustası babayla caz şarkıcısı bir annenin ilk çocukları olan John Turturro küçüklüğünü New York'un Brooklyn semtinde geçirdi. Gençliğinde Queens'te basketbolcu veya boksör olma düşüyle yandı tutuştu. Ama kader onu atletizme itti. Daha ilk yarışmasında kapaklanıp piste yığılınca tam iki ay hastahanede kırık bacağı tavana asılı kımıldamadan yattı. İşte o hasta yatağında kendi yaşamını kaleme alarak ilk senaryo denemelerini yaptı. Bir burs kazanıp New York Üniversitesi Sahne Sanatları bölümüne gitti. 1979'da mezun olunca önce babasının kurduğu inşaat şirketine girdi. Ancak aklı hep tiyatrodaydı. Boş zamanlarında barmenlik yaptı. Sandviç sattı. Hatta gece okullarında okuyup tarih öğretmeni oldu. Bir gün Robert de Niro onu sahnede izledi ve yönetmen Sam Sheppard'a tavsiye etti. Bu sayede Turturro ilk profesyonel rolünü ‘‘The Tooth of Crime’’da oynadı. Sonra da Scorsese'nin ‘‘Azgın Boğa’’ filmindeki o 16 saniyelik rolü geldi. Düş kırıklığına uğrayan Turturro Yale Üniversitesi'ne başvurdu. Dram bölümünden birincilikle mezun oldu. Bu kez Martin Scorsese'nin karşısına göğsünü gere gere çıktı. Paul Newman ve Tom Cruise ikilisinin başrollerini oynadığı ‘‘The Color of Money’’deki başarısı ona kapıları açtı. Woddy Allen'in ‘‘Hannah ve Kız Kardeşleri’’, Spike Lee'nin ‘‘Five Corners’’ıyla kendini ispatladı. Spike Lee'nin filmlerinde oynamaya başladı. Kendi yönettiği ‘‘Mac’’ adlı babasının yaşamını konu eden yapıt Cannes Film Festivali'nde en iyi yeni yönetmen ödülünü kazandı. Ama Turturro'yu zirveye çıkaran ‘‘Barton Fink’’ oldu. İtalyan yönetmen Franco Rosi'nin ‘‘Ateşkes’’indeki rolüyle Cannes Film Festivali'nde bir zafere imzasını attı. Scorsese'nin yoğurduğu , Spike Lee'nin pişirdiği John Turturro, Joel ve Ethan Coen Kardeşler'in elinde muhteşem bir pasta oldu. Bu arada kendisinin yazıp yönettiği ‘‘İlluminata’’ yı çevirdikten sonra tekrar Coen Kardeşler'in ‘‘O brother, where art thou’’ (Nerdesin Be Birader) adlı filminde George Clooney ile başrolü paylaşıyor. Yakında Sally Potter'in yönettiği ‘‘The man who cried’’ filminde de onu izleyeceğiz.

Çılgın bir komedi

Nerdesin Be Birader (O Brother Where Art Thou) Türkiye'de vizyona girdi. Ünlü yönetmenler Joel ve Ethan Coen, Homeros'un Odissea destanından ilham almışlar. Ama macera dolu yolculuk, 1930'ların Missisipi'sine taşınmış. Ağzı bozuk bir adi suçlu olan Everett Ulysses McGill (George Clooney) taş kırmak istemediği için iki zavallı mahkumu kandırır, birlikte hapishaneden kaçarlar. Kör bir kahinin söz ettiği toprağa gömülü bir hazineyi aramaktadırlar bir yandan da. McGill'in peşine takılan tatlı ve basit Delmar (Tim Blake) ve dengesi bozuk biri olan Pete (John Turturo) sayısız macera yaşarlar...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!