Güncelleme Tarihi:
Atina'da yayımlanan To Vima gazetesine demeç veren Papadopulos, BM'nin Kıbrıs'ın geleceği konusunda adım atmak üzere kararlar aldığına dair birtakım belirtiler olduğunu kaydetti. Bunun çok önemli gelişmeler beklendiği anlamını taşımadığını belirten Papadopulos, “BM Genel Sekreteri'nin de bildiği gibi yeni tur müzakerelerin başlayabilmesi için her şeyin çok iyi hazırlanması gerekli. Yani çözüme gidilebileceği yönünde mantıklı bir beklentinin bulunması lazım. Çünkü yeni bir girişimin başarısızlığı, Kıbrıs'ta sorunun çözümsüz ve tek yolun bölünme olduğu şeklinde kötü bir mesaj verecek” dedi.
Rum lideri, “Sunulması olası yeni planın, istenilen tüm değişiklikleri içerip içermeyeceği” yönündeki soruyu, “Önemli olan planın içeriği. Bunun içindir ki gerek (BM Genel Sekreteri Kofi) Annan planı, gerek (eski BM Genel Sekreteri Butros) Gali, gerekse (eski BM Genel Sekreteri Perez de) Cuellar (düşünceleri) masa üzerinden kaybolmaz. Bunların bölümleri devamlı gündeme gelecek ve yeni tartışmalar olacaktır. Şu anda istediğimiz yeni bir Annan planı değildir. Şu anda isteğimiz, arzuladığımız değişikliklerin incelenmesi ve olabiliyorsa iki toplum arasında ortak bir zemin yaratılması” şeklinde yanıtladı.
“Rum halkının endişelerine yanıt verilmemesi halinde cevaplarının yine hayır olacağını” kaydeden Papadopulos, AB'nin Kıbrıs sorununa daha faal yaklaşmasını istediğini de vurguladı. Papadopulos, AB'nin çözümün son haliyle doğrudan ilgili olduğunu ifade ederek, “Biz BM çerçevesinin dışına çıkmak istemiyoruz. İstediğim şey, yeni bir girişimde AB'nin orada olup gözlemcilik yapması ve çözüm için görüş bildirmesi” diye konuştu.
Türkiye tarafından tanınmak istediklerini de kaydeden Papadopulos, AB bildirisinde bu gelişmenin en kısa zamanda sağlanmasının istendiğine dikkati çekti. Papadopulos, “Söz konusu bildiride yer alan tanınma konusu 2006'da bakanlar konseyinde ele alınacak. Türkiye'nin Kıbrıs'a (Rum kesimi) karşı yükümlülüklerine yerine getirmede gelişme kaydedilip edilmediği gözden geçirilecek. AB'nin açıklaması Türkiye'nin Kıbrıs'a karşı sorumluluklarını yerine getirmemesinin üyeliği yolunda elverişsiz sonuçlar çıkartacağı yönünde. Bizim için tabii ki Türkiye tarafından tanınmak çok önemli, ancak Kıbrıs Cumhuriyeti'nin uluslararası tanınması Türkiye'nin tanımasına bağlı değil. Onlarca yıldır Türkiye tanımadığını söylüyor, diğer tüm ülkeler ise tanımakta. Türkiye tarafından tanınmanın değerini küçültmüyorum, ancak varlığımız Türkiye'nin tanımasına bağlı değil” diye konuştu.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın ABD'ye davet edilmesi ve Dışişleri Bakanlığı'nda ağırlanacak olmasını “hoş olmayan bir gelişme” olarak niteleyen Papadopulos, “ABD Dışişleri Bakanlığı Sayın Talat'ı Kıbrıs Türk tarafı lideri olarak kabul edeceğini vurguluyor ve Sayın (eski ABD Dışişleri Bakanı Colin) Powell tarafından da kabul edildiğini anımsatıyor. Ancak Powell ile olan görüşme BM'de gerçekleşmişti, ABD Dışişleri Bakanlığı'nda değil” dedi.
Bunun hoş olmayan bir durum olduğunu, çünkü Türk tarafına, günü gelince devletinin tanınacağına dair cesaret verildiğini savunan Papadopulos, “Birleşime katkısı olan bir faaliyet değil. Talat'ın ayrılıkçı düşüncesine cesaret veren bir hareket. Amerika'nın politikası işgal kesiminin değerini yükseltmek. Söz konusu görüşme hoş olmadığı kadar kışkırtıcı da” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Talat ile BM çerçevesinde olmayan bir görüşme yapamayacaklarını söyleyen Papadopulos, Talat'ın Rum kesimini ilgilendiren önemli konularda yetkisi olmadığı gerekçesiyle görüşmenin de getirisi olmayacağını savundu.