Ruhtaki hasarlara baktım

Güncelleme Tarihi:

Ruhtaki hasarlara baktım
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 1998 00:00

Haberin Devamı

Givenchy'nin baş stilisti Alexander McQueen, Londra'daki moda haftasındaki şovunu, bedensel engelli bir modelle açtı. Bu yalnızca bir provokasyon mu?

Hazırladığınız elbiseleri giyenlerin, kendilerine olan saygılarının ve benlik duygularının güçlenmesi gerektiğini söylemiştiniz. Bu gösteri, engellileri motive etmek için mi?

- Evet, insanların benim giysilerimin içinde kendilerini daha güvende hissetmelerini istiyorum. Ve engellilerin kendi imkanlarının bilincinde olmalarını, durumlarını daha pozitif görmelerini diliyorum. Buna faydası olan herşey iyidir.

Modelleri nasıl buldunuz?

- Herhangi bir ajanstan. 500'e yakın talip çıktı.

Modelleri seçerken hangi kriterleri gözönünde bulundurdunuz?

- Görünüme göre değil daha çok kişiliklere göre yaptım seçimimi. Vücuttaki hasarları değil, ruhtaki hasarları dikkate aldım.

Aimee Mullins gibi mi?

- O, beni nasıl eziyor bilemezsiniz. Aimee inanılmaz derecede cesur ve yiğit biri. Özürlüler olimpiyatına katılmış büyük bir koşucu, atlet.

CESUR VE YETENEKLİ

Bir de müthiş bir espri anlayışı var. Mesela şöyle diyor: ‘‘Bizim ailedeki kadınların bacakları korkunç derecede çirkin. Annem bunu söylediğim için bana kızacak ama, öyle bacaklarım olacağına hiç olmasın daha iyi.’’

- Evet mizah duygusu çok güçlü. Ama benim daha çok sevdiğim yönü, hayatla yüzleşirken gösterdiği cesaret. Yeteneklerini çok iyi kullanıyor. O, harika bir insan.

Bu prodüksiyonla bir sınırı mı aşmak istediniz?

- Evet. Bu, tasarımcı olarak benim işimin bir parçası. Her zaman hareket içinde olmalısın. Araştıracak ve üzerine gidilecek o kadar çok şey var ki. Ben uçlarda gezinen duygusal bir adamım, hep sınırlara çarpıyorum ve onları aşmak zorundayım.

Şovunuzla ilgili karşılaştığınız en aptalca, sizi en çok kızdıran tepki neydi?

- Fransızlardan böyle bir tepki geldi. Aimee Mullins'i para ve ün için bir oyuncak gibi kullandığımı söylediler. Fransız basını her durumda biraz küçümseyici ve saldırgan davranıyor. Bunu aptalca ve biraz da endişe verici buluyorum. Bence bu tepki hastalıklı bir korkudan kaynaklanıyor. Şimdi Figaro ile bir röportaj yapıp olayı tekrar açıklayacağım.

Bazı eleştirileri sineye çekebiliyor ya da anlayabiliyor musunuz?

- Eleştiri başlı başına bir olay. Ama ben engelli insanları eleştirmeyi biraz ağır buluyorum.

Kamuoyu sizi ilgilendirmiyor mu?

- Eğer bu projeyi, onların şok etkisi yapan dış görünüşleri için yapmış olsaydım, çok basit bir şey olurdu. Üstelik o zaman sakatlıkları daha belirgin insanları seçerdim. Ama benim amacım insanları rahatsız etmek değil, onlara güzelliğin kafada olduğunu göstermekti. Dışarıda dolaşan bir sürü güzel görünümlü insan var, ama başkalarına sunabilecekleri hiçbir şeyleri yok.

TOSCANI DE KİM?

Güzellik nedir?

- Bir insanı anladığınızda, güzelliğini de bir anda farkediyorsunuz. Güzellik içeriden dışarıya yansıyor. Dış görünüm sürekli değişiyor, ama içerisi aynı kalıyor. Güzellik yüzeyde görünen değil, gerçekten hoşa giden şey.

Zaman zaman ikinci bir Toscani olarak tanımlanmaktan korkuyor musunuz?

- O kim ki?

Benetton'un imaj kampanyalarını yürüten kişi. Kampanyalarda sosyopolitik olgulardan yola çıkıyor. Mesela savaş kurbanları ile çalışıyor.

- O kampanyadan nefret ediyorum. Onun benim yaptığımla hiç bir ilgisi yok. AIDS'ten ölen bir insanı spot altına almak ve reklam malzemesi yapmak, iğrenç, hastalıklı, zevksiz bir şey.

Catherine Long

Sokaktan geçen herhangi bir kadına sorun. Yalnızca kendisi için yapılmış elbiselere, yalnızca kendisi için çalışan bir kuaföre ve makyöze sahip olmak ister mi? Bu sorunun cevabı 'evet'tir. Hiç bir politik (özürlüler politikasını kastediyor) motivasyonum ya da mesajım yok. Yalnızca şunu düşündüm: Neden ben de bu oluşuma katılmayayım?

Güzel miyiz?

Givenchy'nin baş stilisti Alexander McQueen'in bedensel engellilerle yaptığı moda şovu, bazı çevrelerce provokasyon olarak nitelendirildi. Modelleri bir ajansa yapılan 500 başvuru arasından seçtiğini söyleyen 29 yaşındaki modacı, burada vücuttaki hasarları değil, ruhtaki hasarları dikkate aldığını vurguluyor. Modeller ise hayatlarından memnun: ‘‘Kim istemez ki kendisine özel giysiler yapılmasını?’’ diye soruyorlar. Hatta bazıları bir sonraki adımının Playboy'a poz vermek olabileceğinden söz ediyor.

Aimee Mullens

İnsanların, sakatlığıma rağmen güzel olduğumu değil de, sakatlığımdan dolayı güzel olduğumu düşünmelerini istemiyorum. Şimdi insanların şu kışkırtıcı sorunun cevabı üzerine düşünmelerini istiyorum: Güzel nedir? Çirkin nedir?

Helen Mcintosh

Bu çalışmaya katıldım, çünkü benim için çok yeni ve değişik bir şeydi. Böyle bir fotoğraf çalışmasından bu kadar zevk alacağımı hiç tahmin etmezdim. Bir çok insan, engellilerin moda ile ilgilen-mediklerini düşünüyor. Eğer bu anlayış değişirse bundan mutlu olacağım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!