RTÜK'ten öldüren programlar için uyarı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 2005 16:40
Televizyonlarda aile sorunlarıyla ilgili programların ardından cinayet ve intihar olaylarının artması üzerine RTÜK, televizyonları uyardı. RTÜK’ün uyarısında bu programların titizlikle izlendiği belirtilerek, bu programları yayından kaldırma yetkisinin olmadığı ancak yayın ilkelerinin ihlal edilmesi nedeniyle bu programları yayınlayan yayın kuruluşlarına müeyyide uygulanmasına ilişkin pek çok karar olduğu anımsatıldı.
Radyo Televizyon Üst Kurulu’ndan yapılan açıklamada, gerçek yaşam öykülerinden yola çıkılarak hazırlanan programların televizyon kanallarında yayınlanmasıyla bağlantılı olarak meydana gelen adli olaylar, son günlerde bu tür programlara yönelik eleştiriler ile programların kaldırılmasına yönelik taleplerin artmasına neden olduğu bildirildi. Açıklamada, bu programlarda kişisel yaşam öykülerinin, aile dramlarının geniş kitlelerle paylaşılmasının bunların sıradan olaylar gibi algılanmalarına, ve toplumda bu olaylara karşı kayıtsızlık oluşmasına yol açtığı belirtildi. Açıklamada, bu programlarda, sorunlara normal ve daha az incitici yollarla çözüm aranması yerine televizyon programı yoluyla çözüm aranmasına yönelik mesajlar verildiği, aile mahremiyetinin ihlal edilmesi ve sorunlu ilişkilerin genel paylaşıma açılmasının normal bir olay gibi gösterildiği ve bu tür yaşam öyküleriyle topluma katılmanın özendirildiğine de dikkat çekildi.
Açıklamada, son dönemde sözü edilen programlarla bağlantılı cinayet ve intihar olaylarından da anlaşıldığı gibi, fiziki kişilik değerlerinin de ailevi sorunların gündeme getirilmesi yoluyla zarar gördüğü vurgulandı.
Bu nedenle gerçek yaşam öykülerinden yola çıkılarak hazırlanan programların RTÜK’ün gündeminde olduğu ve titizlikle takip edildiği de vurgulanarak, "RTÜK’ün programları yayından önce denetlemesi mümkün olmadığı gibi programları yayından kaldırma yetkisi de bulunmamaktadır. Bununla birlikte 3984 sayılı yasada belirlenen yayın ilkelerinin ihlal edilmesi nedeniyle sözkonusu programları yayınlayan kuruluşlara müeyyide uygulanmasına yönelik çok sayıda Üst Kurul kararı bulunmaktadır. Söz konusu programlarla ilgili olarak hazırlanan sayısız izleme ve değerlendirme raporu Üst Kurulca ele alınmış ve bunlardan 39’u hakkında 3984 sayılı yasada belirtilen uyarı, özür dileme, durdurma ve para cezası gibi cezai işlemler yapılması öngörülmüştür. Bu kararların bir kısmıyla ilgili yargısal denetim sürmektedir" denildi.
RTÜK tarafından, olaylar yaşandıktan sonra ilgili yayın kuruluşlarına uygulanacak yaptırımların, tek tek kişilerde ve toplumda oluşacak tahribatı önlemesinin mümkün olmadığı da belirtilerek, bu nedenle sosyal sorumluluk ve medya etiği açısından, yayın kuruluşlarının, program yapımcılarının ve bu süreçte rol alan herkesin duyarlı olması, sorumlu ve özenli davranması, programlar hazırlanırken mutlama psikolojik, sosyolojik, eğitimsel ve iletişim bilimsel alanlarda uzmanlık desteği alınması uyarısında bulunuldu.
Açıklamada, son dönemde sözü edilen programlarla bağlantılı cinayet ve intihar olaylarından da anlaşıldığı gibi, fiziki kişilik değerlerinin de ailevi sorunların gündeme getirilmesi yoluyla zarar gördüğü vurgulandı.
Bu nedenle gerçek yaşam öykülerinden yola çıkılarak hazırlanan programların RTÜK’ün gündeminde olduğu ve titizlikle takip edildiği de vurgulanarak, "RTÜK’ün programları yayından önce denetlemesi mümkün olmadığı gibi programları yayından kaldırma yetkisi de bulunmamaktadır. Bununla birlikte 3984 sayılı yasada belirlenen yayın ilkelerinin ihlal edilmesi nedeniyle sözkonusu programları yayınlayan kuruluşlara müeyyide uygulanmasına yönelik çok sayıda Üst Kurul kararı bulunmaktadır. Söz konusu programlarla ilgili olarak hazırlanan sayısız izleme ve değerlendirme raporu Üst Kurulca ele alınmış ve bunlardan 39’u hakkında 3984 sayılı yasada belirtilen uyarı, özür dileme, durdurma ve para cezası gibi cezai işlemler yapılması öngörülmüştür. Bu kararların bir kısmıyla ilgili yargısal denetim sürmektedir" denildi.
RTÜK tarafından, olaylar yaşandıktan sonra ilgili yayın kuruluşlarına uygulanacak yaptırımların, tek tek kişilerde ve toplumda oluşacak tahribatı önlemesinin mümkün olmadığı da belirtilerek, bu nedenle sosyal sorumluluk ve medya etiği açısından, yayın kuruluşlarının, program yapımcılarının ve bu süreçte rol alan herkesin duyarlı olması, sorumlu ve özenli davranması, programlar hazırlanırken mutlama psikolojik, sosyolojik, eğitimsel ve iletişim bilimsel alanlarda uzmanlık desteği alınması uyarısında bulunuldu.