Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2001 00:00
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Nuri Kayış, Türkiye'de çocukların günde ortalama 4 saatlerini televizyon karşısında geçirdiklerini ve her gün ortalama 30 şiddet görüntüsüne maruz kaldıklarını belirterek, ''çocukları ekrandan koruyun'' uyarısında bulundu.
Ailelerin, televizyonun çocuklar için ''tehlikeli bir dadı'' olduğunu anlaması gerektiğini vurgulayarak, ''böylesine yoğun bir şiddet bombardımanı altında kalan çocuğun ruhsal ve fiziksel gelişiminin sağlıklı olamayacağı açıktır'' dedi.
ÇOCUKLAR DEPRESYONA SÜRÜKLENİYORNuri Kayış, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı ile dünyada çocuklara bayram hediye edilen tek ülke olan Türkiye'de, televizyon ekranının çocuklar için büyük tehlikelerle dolu olduğunu söyledi.
Kayış, RTÜK'ün araştırmasına göre, çocukların her gün ortalama 30 şiddet görüntüsü ile karşı karşıya kaldıklarını kaydetti. Kayış, ''Böylesine yoğun bir şiddet bombardımanı altında kalan çocuğun ruhsal ve fiziksel gelişiminin sağlıklı olamayacağı açıktır'' dedi. Kayış, şunları kaydetti:
"Bu tür yayınları sık sık izleyen çocuklarda, şiddete karşı duyarsızlaşma meydana geldiği gibi saldırganlık eğilimleri artmaktadır. Ayrıca bu tür görüntüler, çocukları karamsar yapmakta, derin bir depresyon içine sürüklemektedir.
EKRANDAN UZAK TUTUNÇocuklar, süt içecekleri saatlerde ceset, masal dinleyecekleri saatlerde acı çeken yaralı insan görüntülerine hedef yapılmamalıdır.''
Müstehcen yayınlar ile sigara, alkol ve uyuşturucuya özendirici kimi yayınların da çocukları tehdit ettiğine işaret eden Kayış, televizyonların zararlı etkilerine karşı anne-babalara önemli görevler düştüğünü söyledi.
Kayış, ailelerin televizyonun çocuğu saatlerce oyalamasına aldanmaması gerektiğini belirterek, ''Aileler, onun tehlikeli bir dadı olduğunu anlamalıdırlar. Anne-babalar, çocukların izleyecekleri programlar konusunda duyarlı davranmalı, her programı onların yanında izlememeye dikkat etmelidirler'' diye konuştu.
SUNULAN MODELLERE DİKKATYayın kuruluşlarının çocukların önüne ''ülkenin en yoz, en çürümüş kesimlerini'' model olarak koymamaya özen göstermesi gerektiğini belirten Kayış, şöyle devam etti:
''Bugün Türk televizyonlarının bir çoğunu seyredenler toplumun en saygın kişileri olarak görgüsüz kara para sahipleri, gerçek işleri belirsiz pavyon şarkıcıları, sosyete ve podyum ünlüleri ile cinsel sapkınlık içinde olanları sanabilir.
Lüks mekanlarda su gibi akan içkiler, cinsel espriler, kaba gülüşler, devrilen masalar, tepsi içinde yakılan garson ceketleri, aşk diye sunulan gayrı meşru ilişkiler, Türk halkının yaşam biçimi ve kültürü değildir. Bu yaşam biçimini model olarak ekranlarda çocuklara göstermek ülkenin geleceğine dinamit koymaktır.''
(Ankara/aa)