Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2007 00:00
Reklam pastasını büyütmek için, reklam veren, yayıncı kuruluş ve kamuoyu ile işbirliği içinde olduklarını belirten RTÜK Başkanı Zahid Akman, yeni formüller üzerinde çalıştıklarını belirtti.
Yayıncı kuruluşlardan alınan eğitime katkı payının kaldırılması gerektiğini dile getiren Akman, reçetesiz ilaç reklamlarının serbest bırakılması için Sağlık Bakanlığı ile çalıştıklarını söyledi.
TÜRKİYE’de 3 milyar YTL’lik bir pastaya sahip olan reklam sektörünün dünya şartlarında rekabet edebilirliğini artırmak için Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) yeni formüller geliştirdiğini söyleyen Başkan Zahid Akman, yeni dönemde reklam verenlerin, yayıncı kuruluşların, RTÜK’ün ve kamuoyunun içinde olduğu yeni bir çalışma gurubu yarattıklarını belirtti. 2008 itibariyle televizyonlarda yayınlanan reklamlarla ilgili olarak daha hassas davranacaklarını dile getiren Akman, reçetesiz ilaç reklamlarının yayınlanması, eğitime katkı payının kaldırılması ve siyasi partilerin reklam yasağının kaldırılması için bazı çalışmalar yürütüldüğünü açıkladı.
SEÇİM YASAĞI SONA ERMELİ: Yeni dönemde yayıncı kuruluşların reklam sürelerine dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Akman, geliri artırmaya yönelik yeni formülü şöyle açıkladı: "Daha önce yayınlanması yasak olan reklam konularından reçetesiz ilaç reklamının yapılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın da bulunduğu bir ekiple çalışıyoruz. Bunun yanında seçim zamanı siyasi partilerin reklamlarının yayınlanması taraftarıyız. RTÜK olarak eğitime katkı payı altında yayın kuruluşlarının gelirlerinden alınan yüzde 5’lik payın kaldırılmasını da arzu ediyoruz. Tüm bu çalışmaların gerçekleşmesi için reklamveren, yayıncı kuruluş ve kamuoyunun görüşlerine başvurarak ortak bir çalışma ortamı yaratıyoruz."
DURUMUN FARKINDAYIZ: Zahid Akman, eğitime katkı payı konusu başta olmak üzere diğer bazı konularda yayın kuruluşlarını olumsuz etkileyen uygulamaların kaldırılması için ilgili makamlarla görüşmeler yaptığını açıklayarak, şöyle konuştu: "Yeni kanun çalışmasında bazı düzenlemeler yapıyoruz. Reklamlar televizyon ve radyoların maliyetlerini karşılamada en önemli gelir kalemlerini oluşturuyor. Biz bunun farkındayız. Diğer bazı konulardaki radikal katı tutumuzu reklam konusunda bugüne kadar göstermedik. Yayın kuruluşlarının ekonomisine yapılan müdahalenin sektörü olumsuz etkileyeceğinin farkındaydık."
ESKİ ALIŞKANLAR BIRAKILMALI: Reklamlarla ilgili olarak özellikle 2004-2005 döneminde kamuoyundan çok fazla şikayet geldiğini belirten Akman, "Bir çözüme ihtiyaç vardı. Bu konuda yayın kuruluşlarının sıkıntı yaşamaması için yetkililerle sık sık konuştuk. Geçmiş dönemin alışkanlıklarının bazı kuruluşlarda devam ettiğini biliyoruz. Ancak artık denizin bittiğini karanın göründüğünü bu anlayışla reklam yayınlarıyla TV’lerin gelir elde etmesini mümkün olmadığını görüyoruz" dedi. Reklam pastasının büyümesi için alışkanlıklardan vazgeçilmesi gerektiğine dikkat çeken Akman, "Bu çalışmalarla şu anda 3 milyar YTL olan pazarın daha fazla büyümesini TV pazarında payın artmasını beklemek yanlıştır. Bu pasta nasıl büyür yayın kuruluşları dünyadaki gibi nasıl artırabiliriz konuları tartışmamız lazım" dedi.
YABANCILAR POTANSİYELİ GÖRDÜ: Türkiye’de reklam konusundaki potansiyelin yabancılar tarafından da fark edildiğini ifade eden Zahid Akman, ATV’nin satış ihalesi için 5 yabancı firmanın başvurmasını dikkat çekti. Yeni uygulamaların bugüne kadar süre gelen bazı alışkanlıkları ortadan kaldıracağını savunan Akman, rekabet şartlarının daha verimli olacağını belirtti.
Ani değişiklikten korkuyoruz ama çalışmaları destekliyoruzTÜRKİYE Reklam Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ ise, ani değişikliklerden korkmakla birlikte, yeni dönem uygulamalarına gönülden destek verdiklerini belirtti. Reklam sektörünün büyümesi açısından sektör temsilcilerinin bir araya gelmesinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Mehmet Ali Yalçındağ, kárlılığı üzerinden değil de gelirleri üzerinden vergilendirilen reklam sektörünün bazı yüklerinin hafifletilmesinin önemini vurguladı.
EKONOMİNİN İTİCİ GÜCÜ: Reklam sektörünün Türkiye ekonomisinin en önemli itici güçlerinden biri olduğuna dikkat çeken Yalçındağ, "Reklam sayesinde malını, hizmetini tüketiciye ulaştıran reklam veren kuruluşlar aynı zamanda Türkiye ekonomisinin belkemiğini oluşturan en büyük kurumlar. Sektörümüz ve bu kurumlar için televizyon mecrası pazarlama iletişimi çalışmalarında çok önemli bir yer tutuyor" dedi. "Bir düzenleme yapılmasına destek vermekle birlikte, yapılan ani düzenlemelerin, sektörde tüm tarafların, yıllık planlarını, bütçelerini altüst edecek sonuçlar doğuracağına ve yarardan çok zarar getireceğinden korkuyoruz" diyen Yalçındağ, "Buna karşın 8 yıllık eğitime katkı payı gibi bir haksızlığın bu dönemde kaldırılması ve yüzde 5 gibi çok yüksek ve RTÜK’ün ihtiyaçlarının çok ötesindeki RTÜK kesintisinin azaltılması için, hep birlikte çaba harcayarak bu duruma son verebiliriz" diye konuştu.
YASAK KALKARSA HACİM ARTAR: Sektör için reçetesiz ilaç ve siyasi partilerin reklamlarının yayınlanmasının da çok önemli olduğunu dile getiren Yalçındağ, "Reçetesiz ilaç reklamlarının yayınlanması taktirde toplam reklam harcamalarının yüzde 5-8 arasında bir rakama sahip olacaktır, yani 150-200 milyon YTL arasında bir hacim oluşacaktır" dedi.