RTÜK Başkanı: Akman nahoş şeyler söyledi

Güncelleme Tarihi:

RTÜK Başkanı: Akman nahoş şeyler söyledi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2009 16:37

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, üst kurul üyesi Zahid Akman hakkındaki iddialara ilişkin, “Takdir edersiniz ki durup dururken kimse bir başkasına yüksek sesle bir şey söylemez veya hoş olmayan bir söz telaffuz etmez. Ortada bir sorun varsa o sorunun iki tarafının olması gerekir” dedi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, RTÜK binasında düzenlediği basın toplantısında, normalde basının önüne daha hoş şeylerle çıkmayı istediğini, ancak son günlerde gündeme gelen tartışmalar sonucunda, kamuoyuna daha sağlıklı bilgi vermek amacıyla bu toplantıyı yaptığını söyledi.
“RTÜK toplantısında üyeler arasında yaşanmış olan tartışmalar ve nahoş diyebileceğimiz gelişmeler kurumumuz açısından elbette üzüntü vericidir” diyen Dursun, kurumun bu tür olaylarla gündeme gelmesini arzu etmediklerini ifade etti.

Ancak zaman zaman bu tür gelişmelerin olabileceğini bildiren RTÜK Başkanı Dursun, şöyle devam etti:
“Öncelikli şunu ifade etmem lazım. Tartışma, üst kurulda bazı üyeler arasında cereyan etmiş, üyelerimizden birisinin konuşması sırasında, konuşması henüz bitmemişken bir başka üyemizin başkandan izin almaksızın konuşmaya müdahale etmesi, soru sormak istemesi dolayısıyla başlamış, iki üye arasında cereyan eden bu hadise diğer üye arkadaşımızın müdahil olmasıyla arzu, tasvip etmediğimiz üzüntü duyduğumuz bir takım nahoş diyebileceğimiz gelişmelere yol açmıştır.”

RTÜK toplantılarının gizli olduğunu ve çalışmalara ilişkin açıklama yetkisinin sadece başkana ait olduğunu anımsatan Davut Dursun, ancak “Başkana kalmadan konunun başka üyeler tarafından kamuoyuyla paylaşıldığını” öne sürdü.
Dursun, üst kurul toplantılarında üyelerin gündemdeki konularla ilgili kanaat, fikir ve görüşlerini başkandan izin alarak, demokratik çerçevede açıklayabileceklerini dile getirerek, toplantılarda herkesin rahatlıkla kanaatini beyan etme hakkına sahip olduğunu bildirdi.

Kendisinin de başkan olarak en önemli görevinin, “Üyelerin kanaatlerini ifade edebilmelerini sağlayacak güvenlik ortamını oluşturmak” olduğunu anlatan Dursun, üyelerin de bazı esaslara dikkat etmesi gerektiğini, bu konuya genel olarak özen gösterildiğini ama zaman zaman konuların içeriğine göre tartışmaların olabildiğini söyledi.

Dursun, “O nedenle burada bir üye arkadaşımızın sözünün kesilmesi, başkandan izin almaksızın konuşmaya girilmesi dolayısıyla, o anda, bir anda bir refleks şeklinde ortaya çıkan bir tepki ve yarattığı bir başlangıç olmuştur. Biz meseleye, üzüntü duymakla birlikte bunun daha fazla dallandırılması, budaklandırılması, farklı kesimlere taşınması, değişik tartışmalara yol açılmasının uygun olmadığını düşünmekteyiz” diye konuştu.

“3-4 GÜN SONRA BASIN GÜNDEMİNE GELDİ”

Tartışmanın yaşanmasının ardından RTÜK Üyesi Hülya Alp ile Mehmet Dadak'ı ziyaret ettiğini, iki üyenin konuyla ilgili basın toplantısı yapmayı düşündüklerini ifade ettiklerini anlatan Dursun, şunları kaydetti:

“Ben de kendilerine basın toplantısı kararının gözden geçirilmesinin doğru olacağını, şu anda bir kızgınlıkla bir anda verilmiş bir karar olabileceğini, ama kurulda yaşanan nahoş tartışmaların dışarıya yansıtmanın kamuoyuyla, basınla paylaşmanın ne kendilerine ne üst kurula ne de sektöre bir yarar getirmeyeceğini ifade etmiştim. Sağolsun, gerçekten arkadaşlarımız bizim bu uyarımızı dikkate aldılar ve Cumartesi, pazar, pazartesi günleri bu konuyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadılar. Bundan dolayı kendilerine müteşekkirim. Ancak Salı günü ne olduysa, 3-4 gün sonra konu yeniden basının gündemine geldi.

Bu nahoş olayın 3-4 gün sona kamuoyuna taşınması üst kurul açısından hoş olmadığını ifade etmem gerekir. Takdir edersiniz ki üyelerimizin kendi aralarında karşılıklı anlayış çerçevesinde tartıştıkları konuya ilişkin sorunu gidermeleri gerekirken, bunun yeni sorunlara yol açması hoş bir şey değil. Ancak tartışmayla ilgili tek taraflı beyanlarla bir bakıma maksadı aşan sözlerle kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesi ve olayın abartılarak tek bir kişi suçluymuş gibi takdim edilmesi doğrusu başkanlığını yürüttüğüm kurul açısından hoş bir durum değildir. Takdir edersiniz ki durup dururken kimse bir başkasına yüksek sesle bir şey söylemez veya hoş olmayan bir söz telaffuz etmez. Ortada bir sorun varsa o sorunun iki tarafının olması gerekir.”

“YİNE BİRLİKTE İŞ YAPACAĞIZ”

RTÜK Başkanı Dursun, taraflardan birinin haklı diğeri haksız gibi bir söylemde bulunmadığını vurgulayarak, Alp ve Dadak'ı ziyaretindeki konuşmasında da RTÜK üyesi Zahid Akman'ın kendilerinden özür dilemesini istediklerinde benzer ifadeleri kullandığını söyledi.

Dursun, “Ben arkadaşlara şunu söylemiştim: Burada kimin haklı, kimin haksız, kimin suçlu, kimin suçsuz olduğunu belirlemek benim yetkimde bir konu değildir. 'Bunu tespit etmek de sanıldığı kadar kolay değildir. Bir olay olmuştur, o olayı olmamış gibi kabul ederek, yeniden çalışmalara devam etmemiz gerekir' demiştim” ifadesini kullandı.
Üst Kurul'un yarın yine toplantı yapacağını ve çalışmalarını sürdüreceğini dile getiren Dursun, bu olay nedeniyle çalışmaların kesinlikle noktalanmadığını ifade etti.

Davut Dursun, “Yine birlikte iş yapacağız. O sebeple olayın suçlusunun tek kişi olduğu şeklindeki bir imaj asla kabul edilebilir bir şey değil” dedi.

“RTÜK'TE CHP'Lİ ÜYELER YOK”

Tartışmalı toplantılarda üyeler arasında fikir ayrılığı olmasının doğal olduğunu, çünkü RTÜK'ün Türkiye'de muhalefetin de temsil edildiği, farklı toplum kesimlerinin eğilimlerini yansıtan üyelerin de yer aldığı tek üst kurul olduğunu bildiren Dursun, üst kurul üyelerinin seçimini anlattı.

Dursun, “Medyada 'CHP'li üyeler' ifadesi kullanıldı. RTÜK'te CHP'li üye yok, daha doğrusu partili üyeler yok. Meclis'teki partilerin önerdikleri listelerden seçilmiş üyeler var. İkisi birbirinden farklı. Bir partinin önerdiği listeden seçilmiş olmak o partili olmak anlamına gelmez. O nedenle arkadaşlarımız için kullanılan 'CHP'li, AK Parti'li üye' ifadeleri tashihe muhtaç ifadelerdir” diye konuştu.

RTÜK'de Yönetim Kurulu da bulunmadığını dile getiren Dursun, özerk kamu kurum olan RTÜK'ün kendine özgü kamusal yönetim etiği içinde hareket etmesi, üyelerin de bunu dikkate alması gerektiğini belirtti.

Dursun, “Bu olayların neticesinde, hem kurumumuzun saygınlığına gölge düşürülmüş olduğunu, hem de üyelerimizin bu nedenle yıpranmış olduğunu düşünüyorum. Bunun daha fazla abartılarak tartışılmasının ne kurumumuza ne üyelerimize ne de sektöre bir yarar getirmeyeceğini düşünüyorum” dedi.

“Burada yaşanan tartışmaları da ideolojik ve siyasal bir zemine kaydırmak da kanaatimce yanlış bir değerlendirmedir” ifadesini kullanan Dursun, kimsenin farklı ideolojileri nedeniyle bir başka üyeyi eleştirme hakkına sahip olmadığını kaydetti.

RTÜK Başkanı Dursun, üst kurul toplantıları hakkında bilgilerin kendisinden alınması gerektiğini, bunun dışındaki bilgilerin yanlış olduğunu söyledi.

Davut Dursun, “Konuyu Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu'na götürmeyi düşünüp düşünmediği” sorusuna şu cevabı verdi:

“Etik kurul kurumları değil, kişileri değerlendiriyor. O bakımdan RTÜK'ün üst kurulunu Etik Kurulu'na götürmemiz söz konusu olmaz. Üyelerimizi etik kuruluna şikayet etme söz konusu olabilir ama onunla ilgili herhangi bir hazırlığımız yok. Üst Kurul'la bu konuyu konuşuruz. Üst Kurul üyeleri arkadaşlarımız bu tartışmaların gereksiz yere Üst Kurul'u yıprattığını, etik açıdan bir sorun teşkil ettiğini düşünürlerse, o kararı icra etmek için elimizden geleni yaparız. Ama şu anda öyle bir çalışmamız yok.”

“Üst Kurul'un önceki toplantılarında, sözü kesilen kişinin, sözünü kestiği kişinin üzerine yürüyüp yürümediği ve son olayla ilgili kurum içinde disiplin soruşturması açılıp açılmayacağı” konusundaki soru üzerine Dursun, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'da RTÜK'ün üst kurul üyelerinin disiplinine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığını söyledi.

Dursun, “Dolasıyla, 'bu davranışların disiplini bozucu ve bundan dolayı disiplin açısından soruşturulması ve neticelendirilmesi gerekiyor' şeklinde bir değerlendirme yapamıyoruz” dedi.
Daha önce de 2005 öncesi ve kendi dönemlerinde de bazı tartışmalı toplantılar olduğunu belirten Dursun, “Belki bunun dozu biraz daha farklı noktalara doğru çıkmıştır. İfade ettiğiniz üyelerin birbirinin üzerine yürümeleri şeklinde, o şekilde ben değerlendirmiyorum doğrusu. Bu sanıyorum kamuoyundaki yanlış bilgilendirmeden kaynaklanan bir değerlendirme. Hoş bir şey olduğunu söylemiyorum ama bunu da bir üyenin diğeri üzerine yürümesi şeklinde görmüyorum ben” diye konuştu.

Dursun bir gazetecinin, “Bir darp girişimi olduğu söylendi ve Sayın Dadak, 'Güvenlikten endişe duyuyorum, Zahid beyin her katıldığı toplantı gergin atmosferde geçiyor' dedi. Yarınki toplantı nasıl bir atmosferde olacak?” sorusu üzerine şunları söyledi:

“Asla katılmıyorum, güvenlikten endişe duyma asla söz konusu olamaz. Üst Kurul toplantıları son derece güvenlikli bir ortamda geçiyor. Bu güvenliği sağlamak bizim görevimiz, bu anlamda herhangi bir sorun söz konusu değil. İkincisi, Sayın Zahid Akman, Üst Kurul toplantılarına yeni katılıyor bir arkadaşımız değil. 2005 tarihinden bu yana yüzlerce diyebileceğimiz toplantıya hem katılmış hem de yönetmiş bir arkadaşımızdır. Böyle bir şey olsaydı, aradan geçen 4,5 sene içinde bütün toplantılarda bu tür arbedenin, tartışmanın çıkması söz konusu olurdu. Böyle bir şey söz konusu değil. Ama bir takım konuların görüşülmesi, konunun mahiyeti gereği bazen tansiyonu yükseltebiliyor. Burada üyelerimizin kendini biraz daha frenlemesi, usulüne, esasına uygun, daha nazik hareketlerle tartışmaya katılmasını beklemek gerekir. Güvenlik diye bir sorun söz konusu değil, bunu kabul etmem.”

“DARP GİRİŞİMİ OLSAYDI...”

RTÜK Başkanı Dursun, bir soru üzerine, Akman'ın İsviçre'deki bir toplantıya katıldığı için yarınki üst kurul toplantısına gelemeyeceğini söyledi.
“Tarafları bir araya getirmeyi düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine Dursun, tarafların her zaman bir araya geldiğini belirtti.

Dursun, gazetecilerin “Darp girişimi olduğu öne sürülmüştü ama böyle bir şey olmadığını söylediniz. Peki olay nasıl gerçekleşti?” sorusu üzerine, “Darp girişimi olsaydı o zaman darp edilen bir arkadaşımızın olması lazım, böyle bir söz konusu değil” dedi. “Darp girişimi” ile ilgili soruya da Dursun, “Girişimi, bir yorum meselesi” cevabını verdi.
Davut Dursun, “Olayın nasıl gerçekleştiğine” yönelik ısrarlı sorular üzerine, “Bu tartışmada 'kadın' diye hitap edilmiş olabilir, nahoş sözler söylenmiş olabilir. Bunları yeniden 'filan şunu söyledi', 'falan kez şöyle davrandı', 'yerinden kalktı', bunu geçelim artık. Bunu gündemde tutmanın, bunu bu şekilde tartışmanın, abartmanın, abartılı bir şekilde takdimin kimseye yararı olmadığını düşünüyorum” dedi.

Kuvvet kullanımının söz konusu olmadığını vurgulayan Dursun, gerçekçi olunması gerektiğini sözlerine ekledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!