RP'den son dilekçe

Güncelleme Tarihi:

RPden son dilekçe
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 1997 00:00

Haberin Devamı

RP, dün son bir atak yaparak, Anayasa Mahkemesi'ne ek savunma verdi. Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç'un 41 sayfalık dilekçesiyle davanın usulden reddi istendi. Mahkeme, dilekçeyi derhal işleme koydu. 45 dakika sonra başlayan toplantıda da, son dakika savunmaları okunmaya başlandı.

Anayasa Mahkemesi'nde yeniden tanık dinlenmesi talebi redddedilen RP, dün son umutla bir ek savunma daha verdi. RP Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç'un verdiği 41 sayfalık dilekçede, kapatma davasının usulden reddi istendi. Daha önceki savunmalarında da davanın usulden reddini isteyen, ancak bu talebi yerinde görülmeyen RP, laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelmediklerini savunurken, Genel Başkan Necmettin Erbakan'ın sözlerinin ‘partiyi bağlamayacağı’ tezini yineledi. Dilekçede, bir partinin ‘odak’ haline gelebilmesi için, suç sayılan fiilleri işleyecek organların tek tek sayıldığı vurgulanarak, partinin yetkili kurullarının da suçu bir kez işlemekle kalmayıp, bunda ısrar etmeleri gerektiği koşulunun arandığı hatırlatıldı.

45 DAKİKA SONRA

RP'nin kader kararı için tartışmaya geçen Anayasa Mahkemesi Heyeti dün sabah toplantıya başlamadan önce, RP'li Malkoç sürpriz şekilde mahkemeye geldi. Malkoç dün sabah saat 09.45'te ikinci kez bir ek savunma dilekçesi sundu. Ek savunma dilekçesi derhal işleme kondu. 45 dakika sonra 10.30'da başlayan toplantıda ise RP'nin son dakika savunmaları okunmaya başlandı.

Ek savunmanın, Erbakan'ın sözlü savunmasını yaptığı sırada, Mahkeme Başkanı Yekta Güngör Özden'in kendisine başka ekleyeceği bir şey olup olmadığını sorarken, ‘‘Şu an yok. Ancak savunmaya ek olmak üzere yazılı olarak sunabiliriz’’ sözüne dayanarak verildiği öğrenildi. Dilekçede, özetle şu görüşlere yer verildi:

İFTARI KESKİN DÜZENLEDİ

Dönemin Başbakanlık Halka İlişkiler Daire Başkanı Mehmet Bican'ın mahkemeye sunduğu ‘Yemekten haberim yoktu, TV’de haber bültenlerinden öğrendim' şeklindeki dilekçesine yanıt verildi. Bican'ın, Tansu Çiller'in basın danışmanı olduğu, Çiller'in işlerini yaptığı, Necmettin Erbakan'ın basınla ilişkilerini başka bir ekibinin yürüttüğü belirtildi. Başbakanlık Konutu'ndaki iftarın organizasyonu ve davet edilecek kişilerin listesinin ise dönemin Başbakanlık Müsteşarvekili Osman Kadri Keskin ile ekibi tarafından belirlendiği savunuldu.

KARATEPE'YE İŞLEM

Bir yıllık hapis cezası kesinleşen ve hakkında tutuklama müzekkeresi çıkarılan Şükrü Karatepe hakkında, istifasından önce disiplin işlemi yapıldığı kaydedildi.

POYRAZ RP ÜYESİ DEĞİL

Kanal D'de yayınlanan Teke Tek programına katılan ve mahkemeye RP'lilerin gerçek yüzü şeklinde dilekçe ve kasetler sunan Ergün Poyraz'ın RP üyesi olmadığı belirtildi. Bu nedenle Poyraz'ın RP'nin içyüzünü bilmesinin mümkün olmadığı, sunduğu delillerin geçersiz olduğu iddia edildi.

RP LAİKLİĞİN TEMİNATI

Laiklikle ilgili geniş değerlendirme yapılarak, RP'nin Anayasa'daki laikliğin gerçek teminatı olduğu ileri sürüldü. RP'nin, laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğunun Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası çerçevesinde iddia edilemeyeceği savunuldu.

YASAL KOŞULLARI YOK

CMUK'un kamu davasının açılması koşullarını düzenleyen 163/2 maddesine göre ‘suçun yasal koşullarının oluşmadığı’ ve ‘suçun subuta ermediği’ gerekçesiyle, davanın usul yönünde reddi gerektiği vurgulandı.

DKP ÖRNEĞİ

Davaya Anayasa'ya göre değil, Siyasi Partiler Yasası'na göre bakılması gerektiği savunulan dilekçede, Demokratik Kitle Partisi örnek gösterildi. DKP'nin, benzeri eylemlerinden dolayı SPK uyarınca kapatılmasının istendiği anımsatıldı.

KAZAN: TÜRKİYE CEZAYİR DEĞİL

RP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan ise Anayasa Mahkemesi'nin tanık dinlemeyi reddini değerlendirirken, ‘‘Bu talebin reddedilmesi RP açısından endişeyi mucip bir hadise değildir. Kimse sevinmesin’’ dedi. Kazan, RP'nin suçlandığı Başbakanlık Konutu'ndaki yemeğin tarikat iftarı olarak adlandırılamayacağını savunarak, ‘‘İlahiyat ve Diyanet yönetici ve mensupları ile dini yaşantı bakımından önemli kişilere verilmiş bir yemektir’’ diye tanımladı. Kazan, tarikat lideri diye nitelenen kişilerin bir bölümünün Diyanet mensubu olduğunu, bir kısmının da bu görevlerden emekliye ayrıldıklarını savundu. Kapatma kararı verilmesi halinde bazı radikal grupların sokağa dökülebileceğine ilişkin iddialar konusunda ise ‘‘Bunlara gülüp geçiyoruz. Türkiye Cezayir değil, İran da değil. Türk halkında demokrasi bilinci gelişmiştir’’ dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!