Güncelleme Tarihi:
Radyasyondan Korunma Derneği Başkanı Togay, yaptığı açıklamada, radyasyonun parçacık veya dalga şeklinde yayılan bir enerji biçimi olduğunu, halkın anlayacağı anlamda ise radyo dalgalarının, mikrodalgaların, kızılötesi ve morötesi ışınların, görülebilir ışık ile x ve gama ışınlarının birer radyasyon çeşidi olduğunu söyledi.
İnsanoğlunun varoluşundan bu yana sürekli olarak radyasyonla iç içe yaşamak zorunda kaldığını vurgulayan Togay, dünyanın oluşumuyla tabiatta yerini alan çok uzun ömürlü radyoaktif elementlerin çevremizde normal ve kaçınılmaz olarak kabul edilen doğal bir radyasyon düzeyi oluşturduğunu dile getirdi.
Her radyasyon çeşidinin kansere neden olacak güçte olmadığını bildiren Yusuf Ergün Togay, ancak 30 elektronvoltun üstünde bir enerjiye sahip radyasyon türlerinin kansere neden olma riskine sahip olduğunu, bunların da x ve gama ışınları ile alfa ve beta parçacıkları ile nötronlar olduğuna dikkati çekti.
Togay, bu tür radyasyonların hücrenin genetik bilgilerini taşıyan DNA zincirlerinde kırılmalara ve hücre içerisinde kimyasal toksinlerin üremesine neden olabileceğini belirterek, şu bilgileri verdi:
“Hasarlı DNA düzgün onarılmazsa hücre ya bozuk bir metabolizma ile yaşamına devam eder ya da ölür. Ölen hücre sayısının belli bir sayının üzerine çıkması durumunda dokuda belirgin hasarlar ortaya çıkar. Hücre ölmez ancak değişikliğe uğrarsa, bu hücredeki hasar genellikle onarılır. Onarım mükemmel olarak gerçekleşmezse değişim yavru hücrelere aktarılır. Bu da er geç radyasyona maruz kalan kişinin organ veya dokularında kanser oluşumuna neden olur.”
“Cihazların TAEK izin belgesine olmalı”
Günlük hayatta kullanılan cihazların kanser yapabilecek özellikte olan ve olmayan diye ayrılabilineceğini savunan Togay, “Üzerinde en çok şaibe olan cep telefonu ve baz istasyonları. Ancak cep telefonları ve baz istasyonlarının kesin olarak kanser yaptığına dair henüz bilimsel bir veri ortaya konabilmiş değil. Yapılan araştırmalar, bu tür cihazlardan yayılan radyasyonun ancak vücuttaki serbest elektronları harekete geçirerek vücut ısısını arttırdığını ortaya koyuyor. Bunun da gerginlik, yorgunluk hali ve yüksek ateş biçiminde bir biyolojik etki yarattığı iddia ediliyor. Asıl tehlike ise tıbbi alanlarda. Cep telefonu röntgenin yanında sütten çıkmış ak kaşık. Hastanelerde akciğer, diş, mide ve benzeri röntgen çekim işlemleri çok dikkatli davranılması gereken teşhis ve tedavi yöntemleri. Gerekli korunma sağlanmadığı takdirde hem hastalar hem de doktor ve bu cihazları kullananlar ciddi tehlikelerle karşılaşabilir” diye konuştu.
Sağlık kuruluşlarındaki röntgen cihazların çalıştırılabilmesinin Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun (TAEK) iznine bağlı olduğunu ve bu iznin radyolojik açıdan bir tehlike arz etmediğini gösterdiğini bildiren Togay, şu uyarılarda bulundu:
“Hastalıkların teşhis ve tedavisinde röntgen ancak alternatif bir yöntem yoksa kullanılmalı. Eğer röntgen kullanılması zorunluysa birden fazla çekim yapılmamalı ve hatalı ışınlamalardan kaçınılmalı. Çünkü radyasyondan korunmada 'mümkün olduğu kadar az doz al' temel prensiptir. Çünkü tekrarlanan çekimler maruz kalınan radyasyon dozu miktarını gereksiz ve zarar verebilecek oranda arttırabilmekte.”
“Röntgen yerine tomografiye dikkat”
Yusuf Ergün Togay, radyasyonla ilgili kamuoyunda yanlış bilgilendirmenin yapıldığını, radyasyonun olumsuz etkilerinden korunma konusunda halkı bilinçlendirmek amacıyla bir grup nükleer yüksek mühendis ile akademisyen tarafından Türkiye'de ilk kez “Radyasyondan Korunma Derneği” adında bir derneğini kurduklarını duyurarak, şöyle konuştu:
“Hastanelerin giderek artan ticari kaygıları nedeniyle sağlık alanında radyolojik açıdan zaman zaman yanlış uygulamalar yapıldığına inanıyoruz. Örneğin, normal bir röntgen cihazıyla kolaylıkla teşhis edilebilecek hastalık, devlete daha pahalıya mal olan ve hastalarla bu cihazları kullananların daha fazla radyasyona maruz kalmasına yol açan tomografi cihazıyla yapılıyor. Bu çok yanlış bir uygulama. Yapılacak işlem mutlak suretle gerekçelendirilmelidir. Bizim dernek olarak amacımız bu konuda kamuoyu bilinci yaratmak ve farkındalık oluşturmak. Bunun için çalışacağız. Vatandaşlarımız bize www.trkd.org.tr web sayfasından kolaylıkla ulaşabilir.”