Rock'ın doğru adresi

Deep Purple'ı rock müziğin efsane grubu olarak nitelemek hiç de abartılı olmaz. 1968’den bugüne rock müziğin hasını yapan bu grubun yaş ortalaması 53, ama onlara yaşlı demek öyle zor ki... Bunu en azından İstanbul'dan başlayacakları ve yıl sonuna kadar sürecek dünya turnesinin yoğun programına göz gezdirdiğinizde anlıyorsunuz. 18 Ekim Manchester'da bitecek turnede 73 konser verecekler. Bu yoğun programda sadece 31 Ağustos Californiya konserinden sonra 15 Eylül Madrid konserine kadar dinlenecekler, toplam 22 ülke gezecekler. Bu yoğun tempoya bakınca, grubun 30 yaşında olduğuna, grup elemanlarının yaşlarının 50 üzerinde olduğuna kim inanır.

Büyükannenin şarkısı

Deep Purple 1968 yılında 'Concrete God' adıyla kuruluyor. Aynı yıl Danimarka turnesine gittiklerinde ise adları 'Roundabaut'. Bu isim konser organizasyonu için alelacele koyuluyor. Konserde Ritchie Blackmore (gitar), Ian Paice (drums), Jon Lord (keyboard), Nick Simper (bass) ve Rod Evans (vokal) sahne alıyor. Ama bu isim grup elemanları tarafından beğenilmiyor.

Ritchie Blackmore, grubun bascısı Nick Simper'in de bulunduğu bir röportaj sırasında gazetecinin isimlerini sorması üzerine aniden 'Deep Purple' diye yanıt veriyor. Daha sonra Blackmore, neden bu ismi seçtiği sorulduğunda; büyükannesinin bu şarkıyı çok sevdiğini söyler.

Gerçekten de 'Deep Purple' Nino Tempo ve April Stevens'in 1963 yılında 'hit' olan şarkılarının ismidir. Rock müziğin 'Smoke On The Water', 'Women From Tokyo' gibi unutulmaz parçalarına, 'Concerto For Group and Orchestra', (1970), Deep Purple in Rock' (1970), 'Fireball' (1971), Machine Head (1972), Strombringer(1974) gibi büyük albümlerine imza atan bu grup, 1968-69 yıllarında o günlerin tanınmış parçalarını yeniden yorumluyordu. Bu nedenle aslında eski bir hiti isim olarak seçmeleri çok da şaşılası değil. Ama kim bilebilirdi ki, o Deep Purple bu 'Deep Purple' olacaktı. Üstelik 68 gibi tarihin bir dönüm noktasında kurulup, 30 yıl ayakta kalan bu efsanenin birgün yolunun Türkiye'ye düşeceği kimin aklına gelirdi?

Aslında kimi Blackmore hayranları, Deep Purple ruhunu Blackmore'un grubu bırakmasıyla teslim ettiğini iddia eder. Ama Blackmore'un yerini alan Steve Morse'un gitarına, bu işten anlayan herkes büyük bir 'eyvallah' çeker. Morse gerçekten büyük bir üstaddır. Başka ustalarda gelir geçer; Joe Satriani, Tommy Bolin, Glenn Hughes gibi. Gruptan 1975 Mayısı'nda ayrılan Blackmore, diğer bir efsane grup olan Rainbow'u kurar. Zaten Rainbow ve Whitesnake Deep Purple'undan doğmuş gruplardır. Purple'ı dinleyen onları da dinler. Rainbow 1984'de biter ve Blackmore geri döner.

Deep Purple son albümü 'Abandon'ın tanıtımı için vereceği konser turuna İstanbul'dan başlıyor. Rock müzik hayranlarının efsane gruplarından olan Deep Purple'ın konser organizasyonunu, geçtiğimiz aylarda Led Zepplin konserini gerçekleştiren Majör Müzik yapıyor.

Sırada ne var

30 yıldır, rock'ın doğru adresi olan Deep Purple, İstanbul'da belki de hiç beklemediği kadar sadık ve müzikten anlayan bir dinleyici kitlesi bulacak. Ve umarız bir dahaki turne organizasyonlarında bu adresi unutmazlar. İnsanın aklına Led Zeppelin ve Deep Purple'ı arka arkaya sayınca, ‘‘Sırada ne var? gibi çok hoş bir soru geliyor. Sahi bir sonra kim gelsin?

Deep Purple'ın son albümü ‘Abandon’, 25 Mayıs'ta Avrupa'da piyasaya sürüldü. Amerika'da ise 2 Haziran'da piyasaya çıkacak. Ama grubun Türkiye'deki hayranları, bu efsane grubu, albümleri daha Amerika'da piyasaya çıkmadan canlı konserde dinleyecekler. 1-2 Haziran-İstanbul konserleri, son albümlerinin tanıtımı için gerçekleştirecekleri dünya turnesindeki toplam 73 konserin ilk ikisi olacak.

Blackmore yok

Deep Purple'ın ağır topu Ritchie Blackmore'un, Ian Gillian'ın yorumundan hoşlanmadığı sık sık söylenir. Gillian 69'da başladığı gruptan 73 yılında ayrılmıştı. Aralarındaki sorun her ne olursa olsun 1984 yılında her ikisi de gruba döndü. Ama bugün grupta Blackmore yok.

Deep Purple'da kuruluştan beri hiç ayrılmayan Jon Lord ve Ian Paice var. İlk kadroda solist Rod Evans'dı. Bir yıl sonra yerini tarzını attığı yüksek volümlü çığlıklarla süsleyen ve Deep Purple'ın 'resmi' ses rengi olan Ian Gillian'a bıraktı. Aynı yıl ilk ekipten Nick Semper da bası Roger Glover'a bırakmıştı.