Güncelleme Tarihi:
Emniyet Genel Müdürlüğü, Olay Yeri İnceleme ekiplerinin çektiği fotoğraf ve görüntülerle, muhtemel senaryoları savcılara anlatmakta güçlük çekiyordu. Bunu aşmak için TÜBİTAK’tan yardım istedi. Onlar da üç boyutlu modelleme konusunda uluslararası deneyime sahip, Türkiye’nin dünya çapında ilk macera bilgisayar oyunu ‘Culpa Innata’nın yaratıcılarından Prof. Dr. Arif Tanju Erdem’e ulaştı.
Özyeğin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Tanju Erdem, Emniyet Genel Müdürlüğü için olay yerinde sanal gezi yapılabilen bir bilgisayar programı geliştiriyor. İki yıldır laboratuvar çalışması devam eden ve TÜBİTAK’ın desteğini almayı başaran proje üç yılda tamamlanacak. Yazılımla, olay yerinde çekilen fotoğraf ve görüntülerden üç boyutlu mekan görüntüsü oluşturulacak. Polis, bu mekana suçlu, mağdur ya da maktülün boy, kilo, saç, göz, giysileri ve elindeki silahlara ait verilerini girebilecek. Tüm bu veriler sonunda üç boyutlu canlandırma yapılacak.
Sırta giyilen bir laptop ve özel tasarlanacak iki ekranlı kask sayesinde savcı, üç boyutlu mekanın içine girip sanal olarak dolaşabilecek, delilleri yakından inceleyebilecek ve olayı çok daha iyi analiz edebilecek. İsterse mekanın krokisini çıkaracak isterse herhangi bir yerin fotoğrafını büyütebilecek. Polisin, olayı savcılara daha iyi anlatmasını amaçlayan ve üç milyon lira bütçeli program yurtdışına da satılacak. Projede Prof. Erdem’in yanı sıra Yrd. Doç. Dr. Ali Özer Ercan, üç mühendis, iki yazılımcı, bir grafik tasarımcı ve üç asistan görev alacak.
ABD’de sıkıştırma, onarma, nesne takip etme, video işleme ve üç boyutlu animasyonlar konusunda önemli şirketlerde laboratuvar ve üretim çalışmalarında bulunduktan sonra Türkiye’ye dönen Prof. Dr. Arif Tanju Erdem projenin hikayesini şöyle anlatıyor:
“Türkiye çapında 200’e yakın olay yeri inceleme ekibi var. Bu ekip olay yerine gittiğinde, cinayet, hırsızlık ya da başka bir suç mahallinde mutlaka fotoğraf ve video çekimi yapıyor. Bu çekimler üzerinden sonra gidip olayı savcıya anlatıyorlar. Ama savcı sadece fotoğraflara bakıyor. Bu fotoğrafları birbirleriyle ilişkilendirmesi zor olabiliyor. Dediler ki, ‘Acaba biz gittiğimiz mekandan çektiğimiz fotoğraf ve videoları kullanarak buranın üç boyutlu modelini çıkarabilir miyiz? Öyle çıkaralım ki sonrasında bir bilgisayar oyunu gibi içinde dolaşabilelim, savcıya anlatalım. Bakın işte olay şurada başladı, buradan şu odaya geçtiler. Burada bir arbede yaşandı. Sonrasında yere düştü. Sonra buradan kaçtı, burada şu izi bıraktı. Sanki bir film gibi bunu savcının gözünde canlandıralım. Savcı da olayı kafasında kurup ona göre mahkeme heyetine anlatabilsin.
ÜÇ AŞAMALI PROGRAM
Bu istekler doğrultusunda iki yıldır laboratuvar çalışmasını yürütüyoruz. Birinci boyutu görselleme,Yani fotoğraf ve görüntülerden üç boyutlu modelin çıkarılması. İkinci boyutuysa canlandırma ki orada da içine sanal karakterler yerleştirerek olay anını canlandıracağız. Farklı birkaç senaryo oluşturacaklar biz de onu uygulayacağız. Mesela yaş, cinsiyet, boy, kilo, giydiği kıyafet arayüzden seçilebilecek. Sonra da o karakteri mekanda gerekli yere yerleştirecek. Beş saniye sonra bu buraya gelmiş şu şuraya gelmiş... Bir dakika sonra bunlar buluşmuş... Bunları rahatlıkla yapabilecekleri bir arayüz oluşturacağız. Sonrasında bunu savcıya gösterecekler belki savcı yok bu böyle olamaz diyecek. Geri gidecek yeni bir senaryo oluşturacaklar. Belki gün gelir bu haliyle mahkemede bile kullanabilir.
Olay Yeri İnceleme ekipleri, mekana ilk müdahale edenler. Onlar girip çıktıktan sonra belki değişiyor ortam. O zaman tekrar gidip fotoğraf çekmenin bir anlamı kalmıyor. Bizden şunu istiyorlar, ‘Olay yerinde çektiğimiz fotoğraflar yeterli mi değil mi, onu oradan ayrılmadan bilmeliyiz ki eksiklerimizi tamamlayalım’. Geliştirmekte olduğumuz yazılımın hızlı çalışan bir versiyonu olacak. Mükemmel modelleme yapmayacak ama ‘Şu numaralı odanın şu köşesi yeterince çekilmemiş, git şuradan da çek’ diyebileceğiz. Bunların denemelerini yaptık. Beş fotoğraftan üç boyutlu kafa modeli yapabiliyoruz. Önemli olan fotoğrafların yeterince üst üste çakışabilmesi.
Programda tıpkı normal bilgisayarda oyun oynar gibi gezilebilecek. Sırta giyilen bir laptop ve özel tasarlanacak iki ekranlı kask sayesinde savcı, üç boyutlu mekanın içine girip sanal olarak dolaşabilecek. Üç boyutlu ortamda cam kırığı, kan lekesi, ayak izi ve sigara gibi delilleri ve konumlarını görebilecek. Hatta proje kapsamında ilerde birçok görüntü ve fotoğraf yerine sadece gerekli olanları çekecek bir cihaz geliştirmeyi de düşünüyoruz. Birincisi, olay yerinde hangi fotoğraf karesi eksik, onu söyleyecek bir yazılım. İkincisi laboratuvar ortamında üç boyutlu model çıkaracak.”
SANAL GEZİYLE SUÇSUZLUĞUNU İSPAT ETMİŞTİ
Michael Douglas ve Demi Moore’un başrollerinde oynadığı ‘Disclosure’ (Taciz) filmi 1994 yılında vizyona girdi ve oldukça ses getirdi. Filmde, DigiCom yöneticisi olan Tom Sanders (Michael Douglas), tutkulu yakınlığını reddettiği patronu tarafından cinsel tacizle suçlanıyordu. Tom Sanders, şirketin geliştirdiği bir programla üç boyutlu ortamlarda sanal gezinti yapıp her türlü bilgi ve belgeye ulaşma imkanı veriyordu. Sadece en üst düzey yöneticilerin kullanımındaki sanal gerçeklik geçidinin başdöndürücü siber dünyasına giren Tom Sanders, şirketin önemli çalışanları arasındaki inanılmaz komployu açığa çıkarıp suçsuzluğunu ispat ediyordu.