Güncelleme Tarihi:
Land of Sunshine (PolyGram/Raks)
AMERİKALILAR, Avrupa'da üretilen salak dans müziği için ‘‘Euro Trash/ Avrupa Çöpü’’ diye bir tabir kullanıyorlar. Olayımıza geçmeden önce bu tabiri çok hafif bulduğumu bilmenizi isterim. Robin Cook, esas adı Manuel Manci olan ve İtalya'da yaşayan bir restoran işletmecisi. Bu arkadaş, aniden müzik yapma kararı alıyor ve yaz başında, Nik Kershaw'ın 1980'lerde hit olmuş parçası ‘‘I Won't Let the Sun Go Down On Me’’yi bir dans parçası şeklinde yorumluyor. Parça annesinin memleketi olan İsveç'te hit oluyor. Buraya kadar tamam mı, tamam. Bunu duyduktan sonra Slav ırkının müzik zevkini tamamen gözden çıkardım. Hayatta bu kadar tuhaf bir albüm görmedim. Bir zamanlar uykudan kan ter içinde ve ‘‘Komançero, no, noooo’’ diye uyanmış biri olarak bu parçayla yeniden karşılaşmak da ayrı bir kâbus oldu benim için. 1980'lerde yapılmış en kötü şeyler listesinde zımbalı kot pantolonun hemen önünde birinci sırada yer alan Komançero dünya müzik tarihinin de en kötü şarkısıdır. Robin Cook bununla da yetinmemiş ve önemli bir suç kabul edilmesi gereken bu albümde Kalimba de Luna'yı da söylemiş. Yani olay kontrolden çıkmış. Söyleyecek söz bulmakta zorlandığım bir albüm. Fenalıkta ve çirkinlikte sınır yok. Bunu bilin yeter...
BILLY JOEL
Greatest Hits (Sony)
Herhalde Billy Joel'in en meşhur albümü, 12 yıl önce çıkan ve piyanist-şarkıcının hit parçalarını içeren bu albümdür. Hatta biraz abartılı olacak ama, biri benden ‘‘Gözünü kapat Billy Joel'in yüzünü hatırlamaya çalış’’ gibi saçma bir sşey isterse, bu albümün kapağındaki fotoğrafı tüm detaylarıyla anlatabilirim. Billy Joel'in hassas insanların günlük hayatına değmeyi başaran bir besteci ve şarkı sözü yazarı olduğunu biliyoruz. 1970 ve 1980'lerin popüler ismi, New York'lu (hafif elit) piyanist-şarkıcı prototipi olan Billy Joel'in müziğinin bugün için bir işlevi yok. Yani ne dans edilir, ne dinlerken iki kelime laf edilir, ne de ne bileyim yemek yenir. 1980'lerde katıldığı ev partilerini hatırlayıp iç geçirmek isteyenlere ve yakın sayılabilecek bir geçmişi özleyenlere önerilir. Tabii daha önce edinmedilerse. (Vicdan Notu: New York State of Mind'ı hâlâ severim ve bu albümde o da var.
FOO FIGHTERS
The Colour and the Shape (Capitol/ Kent)
FOO Fighters'ın mayıs ayında çıkan yeni albümü ‘‘The Colour and the Shape’’, Türkiye'de gecikmeli de olsa yayınlandı, hayırlı olsun. Nirvana'nın davulcusu kimliğini aşmayı başaran Dave Grohl'le duruma hakim oldukları her hallerinden belli olan arkadaşları Pat Smear, Nate Mendel, Taylor Hawkins ve William Goldsmith, başarılı bir albüm yapmışlar. 45'lik formatında da çıkardıkları ‘‘Up in Arms’’ ve ‘‘Everlong’’, albümde sivrilen parçalar. Ancak 13 şarkılık albümü konsept albüm olarak kabul etmekte ve bütününe bakmakta fayda var.