Rize'de son 72 yılın en yüksek yağışı

Güncelleme Tarihi:

Rizede son 72 yılın en yüksek yağışı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2011 14:48

Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, Rize'de hafta sonu metrekareye düşen 226.6 milimetre yağışın son 72 yılın en yüksek yağış miktarı olduğunu bildirdi.

Haberin Devamı

Vali Hacımüftüoğlu, Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Rize Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ömer Ofluoğlu, Rize Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Muammer Atılgan ve beraberindekiler ile Rize'de 24 Eylül Cumartesi yağan yağmurla birlikte meydana gelen selden etkilenen Ekrem Orhon Mahallesi'nde incelemelerde bulundu, maddi kayba uğrayan esnaf ile görüştü.
İlk olarak Sahil Camisi'nin bodrum katında bulunan ve iş yerleri tamamen suyla dolan 23 esnaf ile görüşen Vali Hacımüftüoğlu ve beraberindekiler, esnafa, zararlarının giderilmesi noktasında ellerinden gelen gayreti göstereceklerini söylediler.
Vali Hacımüftüoğlu, burada AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rize'de Sahil Camisi'nin alt katındaki esnafın durumu gibi çok mağdur olan, nesi var nesi yok her şeyini kaybeden bir esnaf kitlesi olduğunu belirterek, “Bu esnaflar vergi mükellefi iken şu anda muhtaç duruma düşmüş, sermayesini tüketmiş, borçlarını ödeyemeyecek hale gelmiş durumdalar. Bu açıdan bunun Türkiye ile paylaşılması lazım. Burada yeraltı çarşısı vardı, 23 esnaf vardı. Rize genelinde bine yakın esnaf yağıştan büyük zarar gördü” dedi.

“VATANDAŞLARIMIZ UYARILARIMIZI DEĞERLENDİRDİ”

Hacımüftüoğlu, 24 Eylül Cumartesi, 11.10 ile 19.20 arasındaki yaklaşık 8 saatlik zaman diliminde Rize'de metrekareye 210 milimetre, 24 saatlik zaman diliminde ise 226.6 milimetre yağış düştüğünü belirterek, şunları söyledi:
“Rize'ye hafta sonu metrakareye düşen 226.6 milimetre yağış, son 72 yılın en yüksek yağış miktarıdır. Bu değer Rize merkezde Ağustos 1939'da 24 saatte metrekareye düşen 240.9 milimetre maksimum yağıştan sonra kaydedilen en yüksek miktardır. Bir başka ifadeyle 72 yıldan bu yana görülen en yüksek yağış miktarıdır. Bu da tüm tedbirlere rağmen şehir merkezinde büyük hasara neden oldu. Sevincimiz, yağmurun deniz tarafından gelmesi, dolayısıyla heyelanın olmamasıdır. O zaman işimiz çok zor olurdu. İnsan kaybı açısından şanslıyız.”
Hacımüftüoğlu, yağmur öncesi vatandaşların uyarılarına itibar etmesinin kendilerini en fazla sevindiren konulardan biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Kılı kırk yarıp ondan sonra uyarılarımızı yapıyoruz. Çünkü her zaman uyarı yapsanız bir süre sonra uyarılarınız dinlenmez. Uyarılarımıza da vatandaşımız uydu. Kaybettiğimiz vatandaşımız da çay bahçesine su gitmesin diye çalışırken hayatını kaybediyor, evinde olsa hayatını kaybetmeyecekti. Keşke onu da kaybetmeseydik. Geçen yıl Gündoğdu'da 14 kayıp vermiştik, Türkiye buraya kilitlenmişti. Şimdi ise can kaybı az ama Gündoğdu'daki afetin 10 katı, 20 katı bir ekonomik kaybımız var. O da çok büyük bir sıkıntı. Onu vurgulamaya çalışıyoruz. Şu anda net bir rakam veremeyiz, vereceğimiz rakam bizi bağlar. Selden zarar gören 100 esnafımız var. Her biri bin lira zarar görse bile bu çok büyük bir rakamdır. En fazla zararı Ekrem Orhon Mahallesi ve buradaki esnafımız gördü. Burası şehrin tam orta yeri, aynı zamanda en düz ve en çukur yeridir. Dolayısıyla en fazla tahribatı burası gördü. Burası şehrin buluşma noktası ve okullar bölgesidir.”

“BU ŞEHRİN İNSANIYLA NE KADAR ÖVÜNSEK AZDIR”

Rize Valisi olmakla her zaman övündüğünü, şimdi bunun iyice pekiştiğini ifade eden Hacımüftüoğlu, selden zarar görüp de komşularınca misafir edilenlerin 500 dolayında olduğunu tahmin ettiklerini belirtti. Hacımüftüoğlu, şöyle devam etti:
“Hemşehrilerimiz kardeşlik müessesesini işleterek 'eğer bir mağdur varsa ben onu misafir ederim, mağduriyetini gideririm' dedi. Bizim tespitlerimize göre bu sayı asgari 500 kişidir. Bu daha da fazla olabilir, çünkü Rize'de insanlar mağduriyetini çoğunlukla söylemez. Bu şehrin insanıyla ne kadar övünsek azdır. Bizim öğretmen evinde misafir ettiğimiz kişi sayısı 70 civarında idi. O da olağanüstü an dönemindeydi. Geri kalanlar komşusunda, akrabasında, dostunda kaldı. Bundan da bir kişinin şikayet ettiğini görmedim. Hem esnafımızın dik duruşuyla, tokluğuyla övündük hem de mağdur ailelerin, zarar görmeyen ailelerin yanında misafir kalması, gösterilen dayanışma nedeniyle övündük. Bu bizim işimizi de kolaylaştırdı. Böylece biz iskanla uğraşmadık. Her gün esnafımızı ziyaret ederek, onların moralini yükseltmekle uğraştık. Belediyemiz, esnaf odalarımız, emniyetimiz herkes burada. Bizim burada bulunmamız, uyumamamız hiç önemli değil, bu duruşu gösteren hemşehrilerimizin yaptığına karşılık bizim yaptığımız hiçbir şey değil.”

“SEL AKŞAMI DOLAŞIYORDUM, TIKANIN BİR RÖGAR GÖRMEDİM”

Vali Hacımüftüoğlu, Rize'nin derlenip toparlanmasının, hiçbir şey olmamış gibi hale gelmesinin birkaç günlerini daha alabileceğini belirterek, “Ama yara derinde. Tam anlamıyla normale dönülmesi, o derin yaranın sarılması belki bir yılı alır. Kabuk bağlaması içerde yaranın olmadığı anlamına gelmiyor. Yara kabuk bağlayacak ama gerçek tedavisi bir yıllık bir süre diye düşünüyorum. O zaman normale döner” dedi.
Kanalizasyon hatlarının sel anında çalıştığını vurgulayan Hacımüftüoğlu, “Kanalizasyon hatları taşıyacakları kapasitenin azami miktarını taşıdı. Sel akşamı dolaşıyordum, tıkanın bir rögar görmedim. Demek ki bunları daha büyük, 70 yılda bir gelen yağmura duyarlı hale getirmemiz gerekiyor. Bu da bize ders oldu. Dere yatağını geniş bırakmalıydık, üzerini kapatmayacaktık. Vatandaşlarımız da yer kazanmak amacıyla yapabildiği kadar dereye yanaşıp, ev yaptı. Problem büyüdü. Buralar açık olsa, deniz buralara kadar girse, belki çok daha yaşanılır olacaktı. Binalar bu kadar yaklaşık olunca yol yapacak yer kalmıyor. Derenin üstü kapatılarak yol yapıldı. Bunlar vatandaşın zorlaması ile olan şeyler. Vatandaş bulduğu yeri kullandı. Şunu da söylemek lazım; buralar iskana açıldığında belkide Rize'de bin tane araç vardı. İnsanların ekonomik seviyesi yükseldikçe araç sayısı artıyor ve nüfus da çoğalıyor. Rize son 30 yılda 5 kat büyümüş bir şehir. Dolayısıyla yetersiz hale geldi. Bu yerlerin 72 yılda bir meydana gelen yağmura uygun ıslahının ve yeniden inşasının yapılması gerekiyor” deye konuştu.

“İLK SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ BİNASINI YIKICAĞIZ”

Vali Hacımüftüoğlu, suyun akarını bozan, başka yöne akmasına sebep olan herhangi bir kamu binası varsa bunları gözden geçirip yıkacaklarını belirterek, “Bu konudaki kararımız kesindir. İlk yıkılacak bina, sembolik olarak da olsa Dalyan Deresi'nin üzerine Sağlık Müdürlüğüne ait bina olacak. İçi boşaltıldıktan sonra yarın veya öbür gün bunu yıkacağız. Dere yatağı üzerine yapılmış tüm binalara yönelik bir çalışmamız olacak. Kamu olarak biz buna örnek olacağız. Geçmişte 'bir şey olmaz' diye düşünüldü herhalde ama yapılmış olanları örnek olsun diye yıkmaya başlayacağız” dedi.
Valilik Kriz Masasının 24 saat çalıştığını, vatandaşların müracaatlarının alındığını dile getiren Hacımüftüoğlu, afetzedelere gerekli yardımı yapmaya çalıştıklarını da kaydetti.
Yapabildikleri kadar ekonomik kaynak temin ederek, varsa esnafın kredi, sigorta ve prim borçlarının ertelenmesine aracılık edeceklerini ifade eden Hacımüftüoğlu, şu anda durum tespiti yapıldığını, hasar tespitini en kısa sürede tamamlayacaklarını kaydetti.

“HASARIN ÇOK BÜYÜK OLMASININ NEDENİ...”

Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı ise doğal olaylar karşısında çok tedbirli olmadıklarını belirterek, yılların birikim sorunların ortaya çıktığını söyledi.
Yaşanan afetin 1939'dan sonra Rize'nin en fazla yağış almasıyla meydana geldiğini dile getiren Bakırcı, “Hasarın çok büyük olmasının bir nedeni yıllardan beri derelerin üzerini kapatıp, bu alana kullanmamız. İkinci nedeni karayolu yapılırken bu risk var olduğu bilinmesine rağmen, uyarılmasına rağmen 'bir şey olmaz, kanalizasyon bunu çeker' yorumu ile yolun şehir merkezinden yüksek yapılmasıdır. Bunun üzerine de sorumsuzluğu koyduğumuzda felaket çoğaldı” diye konuştu.
Belediyenin kendi hasarını zamana yayabileceğini ve bu hasara kapatabileceğini, tüm kamu kurumlarının da zararlarını bir şekilde telafi edebileceğini ifade eden Bakırcı, şöyle devam etti:
“Ama Rize ticaretinin sirküle ettiği alanın yüzde 50'si bu işten etkilendi. Kimi az, kimi çok. Benim kanaatim bin civarında esnaf bu işten etkilendi. Bu çok öenemli bir rakamdır. Resmi nüfusu 100 bin olan bir iliz. Esnaf sayımız oldukça fazla, ihracat yapanlar var. Buradaki esnafın bur bölümü de ihracatçılara yardım eden esnaflardır. Bunlar da etkilendi. Bu esnafın sorununun bir şekilde çözülmesi gerekiyor. Güçlü esnaf kredi alır, borcunu öteletir, bir şekilde işini halledebilir ama buradaki esnaf dün vergi mükellefiydi, bugün evine götürecek ekmeği yok. Bunların sermayesi 30 ile 50 bin arasında vardır veya yoktur. Gözümle gördüğüm kadarıyla 100'ü aşkın esnaf sermayesinden fazla zarar gördü. Rize esnafı gururludur, bunu da söylemiyor, dile getirmiyor. Bu kadar esnaf zarar görmesine rağmen ne beni ne Valiliğimizi ne de Ticaret odamızı rahatsız eden esnafımız yok.”
Bakırcı, heyelandan evleri zarar gören 60-70 kadar vatandaşın öğretmenevinde konaklatıldığını, 500 dolayında kişinin de komşuları ve akrabaları tarafından misafir edildiğini, bunun da Rizelilerin kadirşinastlığı, yardımseverliği olduğunu, aksi halde bu kadar insanı bir yerlerde konaklatma imkanları bulunmadığını belirtti.

“400 CİVARINDA PERSONEL 120 İŞ MAKİNESİ İLE ÇALIŞIYOR”

Rize Belediyesi ekiplerinin ve diğer illerden gelen ekiplerler selden bu yana gayretle çalıştığını, dün sel alanı üzerinde bulunan riskli 10 dolayında evi tahliye ettiklerini anlatan Bakırcı, “Bizim insanımız hakkı olmayan parayı almaz. Başka yerlerde afet olduğunda insanlar 'devlet nerede' diye bağırır ama bizde böyle bir şey olmadı. Tabi böyle olmadı diye biz yardım etmeyecek değiliz.
İlk gün 40-50 iş makinesi ve 200-300 personelle sokağa indik. Dün itibariyle bu
sayı 400 civarında personel ve irili ufaklı 120 civarında iş makinesine yükseldi. 25-30 da motopomp kullanılıyor. Ellerinde makinesi olan vatandaşlarımız bu makineleri çalışmaya gönderiyor” dedi.
Bakırcı, iş makinesi ve personel konusunda kendilerine destek veren merkezi hükümet ve Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu ile başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere Trabzon ve Giresun belediyelerine ve esnafa katkılarından dolayı teşekkür etti.
Belediye Başkanı Bakırcı, kent merkezindeki kaba temizliğin 15-20 günde tamamlanabileceğini, ancak şehrin arka mahallelerindeki temizliğin, hafriyatın yoğunluğundan dolayı daha uzun süreceğini kaydetti.

KADADENİZ SAHİL YOLUNDAKİ BAKSLAR KÜÇÜK KONULUNCA

Halil Bakırcı, Karadeniz Sahil Yolu Rize geçişinin kent merkezinden yüksek olmasının sel sularının denize ulaşmasında engel oluşturduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
“Müteahhit firma ile neredeyse kavga ettim, 'bu dereleri bilmiyorsunuz' dedim. Yukarıda bakslar doğru yapılmamış veya bu nüfus hesap edilmemiş. Bakslar bugünkü sahil yolunun olduğu yerde bitiyordu. Hep ilave edilmiş, en azından sahil yolundan sonra ilave edilmiş bölümlerin geniş yapılmasını, içine makine girebilecek şekilde yapılmasını istedim. O günün şartlarında belediyenin iş makineleriyle yol çalışmasını 3 ay fiziki olarak engelledim. Karayolları sadece denizden gelecek dalgaları düşündü. Şu an bulunduğumuz Ekrem Orhon Mahallesi'nin bir bölümüne deniz suyu ulaşırdı. Büyük bakslarla buranın geçilmesini istedik. Bölgeyi bilmemeleri, bizim de olayı tam olarak anlatamamamız, dolayısıyla herkesin bunda sorumluluğu var” dedi.
Bakırcı, derelerin üzerinin kapatılmasının sel için riskli olduğunu belirterek, “Geçmiş yıllarda Boğaz Mahallesi'nde bir derenin üstünü açmaya teşebbüs ettik, sonra da açtık. Ama vatandaşlarımız tüfeğini eline alarak bekledi. Polisiye tedbirler aldık. Bir daha da sadece belediyeye kalırsa cesaret edilemez” diye konuştu.

“RİZE TİCARETİ KALBİNDEN VURULDU”

Rize Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ömer Ofluoğlu ise selden en fazla zararı Rize esnafının gördüğünü belirtti.
Rize'de dükkanların genellikle 15-20 metrekare olduğunu, ancak pek çoğunun bodrum katta 100 metrekareye varan depoları bulunduğunu, malların büyük çoğunluğunun bu depolarda saklandığını, sel sularının depolara dolmasıyla bu malların çoğunluğunun kullanılamaz hale geldiğini vurguladı.
Bu nedenle esnafın zararının aslında görünenden çok daha fazla olduğunu dile getiren Ofluoğlu, “Rize'de her dükkanda bulunan malın ancak yüzde 20'si iş yeri sahibinindir, diğeri ya fabrikanın ya toptancının ya bankanındır. Bu malların yüzde 80-85'i de bodrum katlarındaki depolardadır. Dükkanlar, özellikle de bodrum katlarındaki depolar su ve çamurla dolduğu için zarar çok büyük olmuştur” diye konuştu.
Ofluoğlu, 38 yıldır Rize'de ticaretle uğraştığını, bu kadar büyük bir afeti ilk kez gördüğünü belirterek, “Rize ticareti kalbinden vuruldu. Yaraları sarmak zorundayız, Valiliğimiz, Belediyemiz herkes üzerine düşeni yapıyor ama gücümüz nereye kadar onu bilemiyoruz. Başta Başbakanımıza güveniyoruz. Bize el uzatacağına inanıyoruz. Biz de üzerimize düşeni yapacağız ve bu yarayı saracağız. Ekonomik olarak çok büyük bir kayıp var. Başka şehirlerde deprem olur bizde de sel oluyor. Ancak daha önce genellikle kırsal kesimde oluyordu, o zaman ekonomik kayıp fazla olmuyordu. Bu kez can kaybımız fazla yok ama ekonomik kaybımız çok yüksek” dedi.
Rize Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Muammer Atılgan ise selin Rize'de ticaretin yoğun olduğu bir bölgede etkili olduğunu, bu nedenle esnafın zararının büyük olduğunu vurguladı.
Selden zarar gören esnafın prim, vergi, çek ve senet borçlarını ödeyebilmeleri ve tekrar iş yapabilmeleri için zamana ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Atılgan, bu borçların ertelenmesi için görüşmeler yaptıklarını, borçların ertelenmesinin son derece zaruri olduğunu kaydetti.
Bu arada özellikle bodrum katlardaki depoları su ve çamur ile dolan esnaf ile binaların alt katlarındaki vatandaşlar, belediyenin motopomplarıyla suyu tahliye etmeye çalışıyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!